Bütün kütüphanemdeki olay örgüsünü ve konusunu en beğenemediğim roman sanırım bu olabilir. Olayların birbiriyle olan ilişkisi, karakterler ve konu seçimi itibariyle az düşünülmüş bir kitap olduğunu düşünüyorum. İçeriği kısaca özetlemek gerekirse, hikayemiz Small Plains isimli küçük bir kasabada geçmektir. Ana karakterlerimiz olan Mitch ile Abby lise çağında, birbirine aşık iki gençtir. Mitch ile Abby, Abby'nin ailesinin haberi olmaksızın o gün için birlikte kalmayı planlarlar. Günün sonlarına doğru Mitch, Abby'nin babasının ofisine iner ve babası da ani bir telefon ile aynı vakit ofise gelmek zorunda kalır. Mitch bir anlık, fark edilme paniği ile ofisteki dolaba saklanır. O an, Abby'nin babasının, kasabadaki birkaç arkadaşı da, ölü bir kadın cesediyle ofise gelirler. Mitch ise bu korku ve panik dolu anı, saklanıyor olduğu dolaptan anbean seyretmektedir. Gördüklerine inanamayan Mitch, ilk fırsatta Abby ile herhangi bir iletişim kurmadan kasabayı terk eder. İlerleyen olaylar, Mitch'in şüpheli kasabayı terk edişi ve gizemlerin çözümlenmeye çalışılması bu saniyeden itibaren başlamaktadır. Benim için kitap hakkında söylenilebilecek en olumlu yorum, sanırım akıcı bir anlatım taşıyor olmasıydı. Bunun da gerilim, polisiye tarzı kitaplar için çok doğal bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Keza dil çok ağır ve komplike tutulursa, okurun düşünme süresi artacağı için sürükleyicilik ölür. Bu yüzden de sürükleyiciliği hayatta tutmak için hafif bir dil tercih edilmesi bu işin en ideal yaklaşımıdır.

BakireNancy Pickard · Ephesus Yayınları · 2013599 okunma

·

16 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özgür Genç