Selamlar. Nasılsınız? Ben büyük kış temizliğinin son alanlarındayım. Ama bir yerde belimi bıraktım. Yaşlanmışım.. Neyse, neyse. Bitmiş serileri okumayı seven bir ben değilimdir diye düşünüyorum. Gül lokumu tadında bir okumadır tamamlanmış seriler. Canım 
Semia Önlü kalemiyle tanışmam da #kadınkoruma kitaplarıyla oldu. İyiki de oldu!
Nisan.. Aslında kızımız dünyada güç erkeğin elindedir yargılarını yıkarak şahane bir kadın koruma. Hatta bir ekibin başında. Patronundan aldığı yeni bir görev var. Bir mafya babasının oğlunu korumak. Ama iş bu kadarla kalmıyor. Ortalık efsane karışıyor. Bir yandan kalbi, bir yandan hayat ve kaybettikleri. Bir amacınız varsa bu hayatta elinizden kayanlar önemli olmamalı denir. Lakin Nisan 'ın ödediği bedeller çok acı. Kadro kalabalık, aksiyon hiç durmuyor. Başlarda hatta devamında da sinir olduğum Mert karakteri burnuyla kuş tutsa kalbimde yer edinemedi. Karayel.. Vay arkadaş gözlerini sevdiğim adam, eski asker şimdi ki koruma. Güzel sevdi be! Bir kalp kaç defa sever? Hatta bir kalp kaç kere yanar kül olur da anka misali küllerinden yeniden doğar? Nisan ne yaşarsa yaşasın dimdik durmaya yemin etmiş bir karaktere sahipti. Keza yaşanılan aksiyonları bir okuyucu olarak ben bile takip edemedim. Yahu bu hikayede daha ne olabilirki diye çevirdiğim her bir sayfada yeni bir olay silsilesi oldu.
Düşmanlar dost, dostlar düşman oluyormuş arkadaşlar. Tabi ki hiçbir kötülük kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Hepsi bir yaşanmışlığın bedeli. Yolu seçmek sizin elinizde. Ama doğru ama yanlış. Seçilen yolda ne yapacağınızda sizin elinizde. Anlayacağınız bir çok duyguyu tattım bu seride. Kesinlikle ikinci kitabı daha severek okuduğumu itiraf etmek isterim. Çünkü duygular daha netti diye düşünüyorum. Acılar keskin, kararlar acı, savaşlar yırtıcı... Ahh ahh! Anlatması benden okuma kararı sizden!
·
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.