Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

377 syf.
6/10 puan verdi
Çifte Bela
Çifte Bela
, Gece Avcıları (Night Huntress) serisinin yan kitap serisi olan Gece Prensi (Night Prince) serisinin ikinci kitabıdır. Gece Prensi serisinin sıralaması şu şekildedir: 1)
Ateş Laneti
Ateş Laneti
(
Once Burned
Once Burned
) (Serinin ilk kitabı için yaptığım inceleme: #219002034) 2)
Çifte Bela
Çifte Bela
(
Twice Tempted
Twice Tempted
) 3)
Bound by Flames
Bound by Flames
(Türkçe çevirisi mevcut değil.) 4)
Into the Fire
Into the Fire
(Türkçe çevirisi mevcut değil.) Kendisine Vlad’a âşık olduğunu itiraf eden Leila için çoğu şey artık eskisi gibi değildi. Güçleri onu yarı yolda bırakmıştı ve bunun yanında Karanlıklar Prensi sevgilisi onu görmezden gelmeye başlamıştı. Leila bu görmezden gelinmeye katlanabilecek bir kadın değildi. Yüzyıllardır yaşamaya devam eden vampir sevgilisinin aksine kendisi oldukça modern düşünce tarzına sahip bir kadındı ve bu yüzden üst üstte binen Vlad’ın ilgisizlikleri, yaşanan beklenmedik olaylar yüzünden kendisini aşksız bir hayata mahkûm bırakmayı göze alarak Vlad’ı terk eder. Leila beklemediği olaylar sonrasında tekrardan sirke geri döner. Kendisini bir anda hiç bilmediği, onu öldürmek için yanıp tutuşan bir katilin hedefinde bulan Leila tanıdığını sandığı herkese karşı şüphe duymaya başlayacaktır. Bu süreçte kime güveneceğini bilemez. Onu sevdiğini söylemeyen fakat tutkuyla ona bağlı olan acımasız vampir eski sevgilisine mi yoksa ona karşılıksız hisler besleyen eski sevgilisinin vampir korumasına mı? Leila’nın her ne olursa olsun Vlad’ın boyunduruğu altında kalmadan kendi hür iradesiyle kararlarını verebiliyor olması hâlâ daha bu kitapta da devam ediyordu, Leila’nin bu şekilde kalması benim hoşuma gidiyor. Elbette aman aman çok güçlü, ayakları yere basan bir karakter değil fakat yine de kendi isteklerini bir erkek için geri plana atan bir karakter yapısına sahip bir kadın değil. Bu kitapta ayrıca hoşuma giden ayrıntı ise Leila yaşanan durumu yanlış değerlendirmiş olsa bile bunun arkasında durarak neden bu şekilde anladığını, bu düşünceye onu neye ittiğini güzel bir şekilde açıklama cesareti içinde olması da ayrı bir hoşuma gitti. İlk kitabın sonu çok havada bitmiş gibi olsa da (benim fikrimce) anlaşılırdı fakat ilk kitabının sonundan yola çıkarak bu kitabın içinde yaşanacak olaylar az çok tahmin edilebilirdi. Yani ikinci kitabın sonu beni şaşırtmadı, sadece ateşten korunma büyüsü kısmı okuyucuyu bir tık şaşırtma ihtimali olan bir yerdi fakat dediğim gibi ilk kitabın sonu, bu kitapta olacak ve yaşanacak çoğu şeyin sinyalini veriyordu. O yüzden pek şaşırdığım noktalar yoktu. Şimdi biraz da hoşlanmadığım kısımlardan bahsedeceğim. Ufak tefek spoiler içerebilir. Vlad’ın daha kaç yaşında olan bir genç kıza herkesin içinde ilişkileri hakkında konuşarak yüzük vermesi bildiğin insan hayatında evlilik teklifi anıdır ve Vlad’ın kaç yüzyıldır yaşayan bir vampir olmasına rağmen bunu anlamamış olması gerçekten çok saçma bir davranıştı. Üstelik Leila’nın böyle anlamış olmasında bir anormallik söz konusuymuş gibi davranması da ayrı bir ironiydi. Sinir bozucu olan bir kısım daha var ki, Vlad Leila’nin aklını okuyarak ona karşı hislerinden haberdar olduğu açık ve netti. Buna rağmen bu durumun söz konusu olması Leila açısından oldukça kötü bir durumdu. İlerleyen zamanlarda Vlad’in, Leila sevdiğini söylemesi bence yapmacıktı, bir anda evlenmeleri falan sanki Leila onu nikâh masasına oturtturmaya çalışan bir kadın durumuna düştü gibi oldu. Amacı elbette o değildi fakat belli bariz bir şekilde sanki bunu amaçlıyor gibi göründü. Yazarın bir konuda eksiği olduğunu düşünüyorum. Leila’nın iç dünyasını anlatma konusunda elbette iyiydi fakat duygu tasvirleri bana pek geçmedi. Diğer durumlar absürt gelmese de Leila ile Vlad arasındaki duygusal bağ bana etki etmedi ve itiraf etmeliyim ki bu kitabı okurken ilk kitaba oranla oldukça sıkıldım. İlk inceleme de bahsettim mi, pek hatırlamıyorum ama aklıma gelmişken bundan bahsetmek istiyorum. Sonuçta kitabın ana konusu vampir teması olduğundan vampir kavramının nasıl ele alındığından söz etmek istiyorum. Vampir kavramı öyle diğer vampir konulu kitaplardaki gibi çok farklı ele alınmasa da işin içine giren güçler hikâyenin farklı kılınmasını sağlıyordu. Olaylara net bir şekilde bakılınca aslında sadece kan içme durumundan pek ileriye gidilen bir durum yoktu, ki ben de çok bir şey beklemiyordum ama bunun yanında Leila’nın vampir olma durumu çok yüzeysel geçildiğini, yeni doğan olmasına rağmen onun üzerinde oluşan etkisini daha net ve bir tık ayrıntılı okumak isterdim. Üçüncü ve dördüncü kitapların çevirisi yok, orijinal hâlini okuyacak kadar iyi İngilizceye sahip değilim. Olsaydım da okuyup devam eder miydim, pek emin olamıyorum. Belki sonunda bir tık heyecan dolu bitmesi sayesinde bir ihtimal devam ederdim fakat çok fazla heyecan içerisinde olduğumu söyleyemem, en azından devam etmek için yanıp tutuşmuyorum. Olsa da olur, olmasa da olur. Yani devam etmezsem pek bir şey kaybetmem. Yine de seriyi sevdiğimi, kendini bir şekilde okutturduğunu söylemeliyim. Devam kitapların çevirisi söz konusu olmadığı için tavsiye de bulunmak pek doğru olmayacağını düşünüyorum, diliniz iyi orijinal hâliyle serinin devam kitaplarını okuyacağım derseniz okumanızı tavsiye edebilirim fakat bitirmeden bunun uyarısını da yapayım, bana bir şey katsın kafasında iseniz ve edebi bir eser bekliyorsanız yanlış yerdesiniz. Okumayı düşünenlere keyifli okumalar dilerim.
Çifte Bela
Çifte BelaJeaniene Frost · Artemis Yayınları · 2017122 okunma
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.