Kitap sadece Büyük İskender'i anlatmakla kalmıyor. İskender'in babasından da önceki dönemde Makedonya'yı ; tarihi, toplumsal özellikleri, doğal kaynakları ile anlatmakla başlıyor ki sonrasında İskender'in babası Philippos 'un yaptıkları daha net gözler önüne serilebilsin.
Philippos Amyntas Makedon, yani Amyntas' ın oğlu, Makedonyalı Philippos yani İskender'in babasının doğumu ile birlikte ölümüne kadarki dönemi okuyoruz. Çocukluk, gençlik dönemi. Hükümdarlık dönemi.
Philippos yirmi dört yıl boyunca Makedonyalılara hükmetti ve en zayıf kaynaklardan başlayarak krallığını Avrupa'nın en büyük güçleri arasına dahil etti. Askeri dehası , cesareti ve parlak zekası ile uyguladığı sosyal ve ekonomik politikalar ile Makedonya'ya kattığı yeni Topraklar ile ölümünden sonra bile halkı tatafından sevgiyle hatırlanan bir kral olmuştur.
Birini kral yapan soy (phusis) ya da kanuna uygunluk (to dikaion) değildir ; krallık ordularına iyi önderlik etme ve meselelerin yeteneklice üstesinden gelme yeteneğidir; bu Philippos ve Alexander'ın haleflerinin örnekleriyle açıkça görülüyor.
Philippos 'un ölümünden sonra, yirmi yaşındaki Alexander, muhteşem babasının ardından Makedonya hükümdarı olmuştu. Bu hiçte kolay bir geçiş olmayacaktı.
Babasının ölümü üzerine, İskender gücünü pekiştirmek için hızla harekete geçti. Yunanistan ve Balkanlar’ın sindirilmesi ile birlikte Pers İmparatorluğu’na karşı bir sefer başlatmaya artık hazırdı.
Dünyaca ünlü Alexander, tarihin büyük fatihlerinden biri olarak anılıyor. 336'dan 323'teki erken ölümüne kadar on üç yıllık kısa saltanatında, Akdeniz'den Hindukuş Dağları'na ve Indus Nehri vadisine ve Karadeniz ve Hazar Denizi' nin güney kıyılarından Hint Okyanus'u ve Basra Körfezi'ne kadar Batı Asya'nın tümünü fethetmişti. Tüm bu başarılarının altında elbetteki babasının hazırladığı o muhteşem ordu vardı.
Çok çok daha fazlası elbette kitapta. Tarihi okumaları seviyorsanız benim gibi bu kitabı çokça seveceksiniz.