Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

180 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
doğru söyleyen sokratesin dokuz köyden kovulması...
Girdiği her tartışmada karşısındakini ikna ederek mutlaka galip gelen Sokrates, mahkemede kendini çok iyi savunduğu halde yargıçları neden ikna edemedi? Onun ölümü nelere kâdirdi? sokratesin ölümü; haksız yere aldığı idam cezası, kendi deyimiyle adını daha da yukarılara çıkartıp kendisini ölümsüzleştirdi… Hatta kahramanlaştırdı. MÖ 469’da bir taş işçisinin oğlu olarak Atina’da doğan Sokrates’in babası aynı zamanda   heykeltraştı. Oğlunu kendi mesleğinde yetiştirmek için ne kadar uğraşsa da yeterli olamamış, Sokrates kendi yolunu çizmiş, felsefe tarihinin en önemli ve efsanevi aktörlerinden biri olmayı başarmıştı. Felsefenin ne olduğunu bilmeyenlerin bile adını duyduğu ancak hiç metin yazmadığı için kendisi hakkında günümüze kalmış hiçbir şey olmaması, söz uçar yazı kalır ifadesinde karşılığını buluyor. Çünkü Sokrates tam bir diyalogcuydu. Atina’da mahalle mahalle gezerek bilge olduğu düşünülen kişilerle etik, siyaset, felsefe ve ahlak hakkında tartışmalara girerken bu diyalogları asla yazıya dökmezdi. Hangi konuda olursa olsun girdiği her tartışmada galip gelen Sokrates bir yandan da diyaloğa girdiği kişilerin bilgisizliğini kanıtlayarak onları küçük düşürüp düşman kazanmayı ihmal etmezdi. Aslında kazanan kendisi olsa da kendini bilge olarak görmez, sadece karşısındakinin bilgisiz olduğunu düşünürdü.  Hatırlayalım, ne demişti? “Tüm bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir!” Sokrates çok yüzlü görünümüyle bulanık bir kimliğe burunup karşımıza çıkar.Sokrates ten bahsedildiğinde hangi sokrates sorusu onun kimliğini yeniden sorgulatır. bu yüzden onun ölümünden sonraki olaylar şüpheli hale gelmektedir. sokratesin ölümü hakkında çok sayıda metin yazılmasına sebep olmuş. Sokratese yönelik suçlamalar onların tanrılarına tapmadığı, onların yerine yenilerini taptığını bu yüzden " dinsizlikle" ilgili davaydı. eleştirel basımlarda 33 bölüme ayrılmış. alfa yayınları kullandığı eleştirel basım bu bütünlemeye dikkate almamış olsada tematik sırayı satır numaralarına yazmıştır. 24 . bölümün sonunda sokratesin dava hükme bağlanmadan önceki konuşması, 25.- 33. bölümler arasında idam hükmü giymiş olan sokratesin son sözlerini yer almıştır. •Platon bu dava görülürken orada bulunmuş, konuşmanın birinci tanığıdır. • Erdemini bir asker olarak kendi bildiklerini savunarak onlardan kopmadan savaşarak göstermiştir. • Sokratesin savunması aynı zamanda filozofun "Yaşam tarzı" nın da savunusudur. Sokrates' in yaşam tarzı tek bir fiille özetlenebilir çok ve çokça " felsefe yapmak". Sokrates felsefe yapmaktan vazgeçmez, idam cezasının yerine sürgünü kabul etmesi için ısrar edilsede kabul etmez, edemez. Çünkü felsefe yapmak onun için hayatının bir bütünü onunla birleşmiş, tanrısal bir yazgıdır. Sürgün edilse yine kendini felsefe yapmaktan alı koyamaz. Sokrates, içinde tanrının sesini duyduğunu düşünen bir ahlak filozofudur. Onun için ahlaklı bir yaşamın ön koşulu erdemdir. Erdem ise bir şeyin doğasına uygun olarak hareket etmektir. Yani insanın aretesi mutlu olmaktır. Fakat bu mutluluk haz değil, bilgi içeren bir durumdur.  Sokrates’e göre mutluluğun kaynağı bilgidir. Sadece bilen insan mutlu olabilir ve kötü olan tüm davranışların temelinde bilgisizlik yatar. Ahlaki bir hayat ise bilgi sahibi olmayı gerektirir. Günün sonunda da demokrasinin yanlış ellerde tiranlığa dönüşeceğini söylüyor ve eleştirdiği o demokrasi tarafından idamı isteniyordu. Hem de saçma sapan suçlamalarla… Sokrates isteseydi kaçabilirdi fakat bunu yapmadı. Eğer kaçsaydı kendisine karşı yükümlü olduğu erdemlilik sınavından geçemeyecekti. Yardım istemedi, af dilemedi. Kendisini at sineği olarak tanımlarken birilerini rahatsız ettiği bal gibi ortadaydı. Peki kimdi bunlar? kendini bilgili biri olarak görmedi tek derdi, bilge diye sunulan insanların aslında bilgisiz olduklarını ve onların birşey bilmedikleri halde bildiklerini söyleyen insanları kendine düşman edinmeseydi. Böyle bir ranta çomak sokup at sineği vazifesi gören bir kişi tabii ki cezalandırılmalıydı. Ve sonunda Sokrates, hakkındaki şikayetler sonucunda yargılanıp idam cezasına çarptırıldı. Baldıran zehriyle de canına kıyıldı… Ona göre ölüm ya hiçliğe karışma, sonsuz bir uyku hali ya da başka bir dünyaya göçmek anlamına geliyordu. Eğer ölüm sonsuz bir uykuysa, problem yoktu. Fakat ölüm başka bir dünyaya gitmekse bu durumda hem kendisini haksız yere yargılayan yargıçlardan hem de kendisini eleştiren cahillerden kurtulmuş olacaktı.  Hem de önemli çağ kahramanlarıyla, önceki filozoflarla yani büyük insanlarla tartışma ve konuşma şansı bulacaktı. Onlarla tek tek tartışarak hangisinin daha bilge olduğunu görmüş olacaktı. Yani bu dünyada yaptığı şeyleri o dünyada da yapmaya devam edecekti. Bundan daha güzel bir şey hayal edemiyordu. ve sonunda kendi doğrularını savunarak , baldıran zehiriyle öldürüldü. Ve unutmayın; sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez… Kitapla kalın..
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Alfa Yayıncılık · 201952,6bin okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.