Gönderi

Başarı uğruna hiçbir zaman aşırı çaba harcamam. Eğer çok isterse, kısmet kendi ayağıyla gelsin bana. Gayet iyi biliyorum ki, başkalarının su içer gibi elde edeceği başarılara, var gücümle uğraşsam da erişemeyeceğim. İşte bu yüzden fazla bir şey beklemeden kadere teslim oldum. Hem zaten, neye yarar ki? Stoacı dünya görüşüm, organik bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Hayata karşı zırhlanmak zorundayım. Stoacılığın her hali gibi, bu da sert bir Epikürcülükten başka bir şey değil: Tek dileğim, mutsuzluğumla mümkün olduğu kadar eğlenebilmek. Bunu ne kadar başarabildim ya da zaten hayatta başarı yüzü gördüm mü, bilemiyorum. Aslında insanın herhangi bir başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığından da haberim yok... Aslında bütün bunların stoacılıkla hiçbir ilgisi yok. Istırabımın asaleti sadece lafta. Hasta bir hizmetçi gibi sızlanıyorum. Ev kadınları gibi öfke saçıyorum. Hayatım baştan sona yararsız, tepeden tırnağa hüzne boğulmuş.
Sayfa 472Kitabı okudu
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.