Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

280 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Platon'un Ütopyasından Johanna Sinisalo'nun Feminst Distopyasına DİKKAT! BU YAZI GÜNEŞİN ÇEKİRDEĞİ VE H.G. WELLS'İN ZAMAN MAKİNESİ KİTABINA DAİR SÜRPRİZBOZAN İÇERMEKTEDİR! Mükemmel toplum, mükemmel genler ve üstün insan oluşturmak mümkün müdür? Bu soruları Platon, Devlet kitabında oluşturduğu ütopya ile cevaplamıştır. Platon'a göre, toplumun düzgün idare edilebilmesi için elit bir sınıf olmalıydı. Ütopyasında, Gardiyanlar denilen bir yönetici sınıfı, toplumun temelini oluşturuyordu. Bu sınıfın özel mal ve mülkleri olmayacak ve sıkı bir eğitimden geçmeleri gerekecekti. Bu sınıfı toplumun diğer kesiminden ayıran en önemli özellik ise yalnızca Gardiyanlar arası evliliklerin yapılacak olmasıydı. Böylece elit Gardiyanların elit çocukları olacaktı. Bu çocuklar devlet tarafından diğer Gardiyan çocukları ile büyütülecekti. İstenmeyen özelliklere sahip çocuklar ise bu gruptan uzaklaştırılacaklardı. Platon'un temellerini attığı bu düşünce yapısı Galton tarafından "öjeni" olarak adlandırılmıştır. Yunanca “iyi doğmuş” ya da “iyi tür” anlamına gelen eugenes kelimesinden türetilmiş olan öjeni, arzu edilen niteliklere sahip nesillerin teşvik edilmesi ve istenmeyen özelliklere sahip soyların kurutulması, ortadan kaldırılması manasını taşımaktadır. Çeşitli öjeni politikaları içerisinde en korkunçlarından biri ise zorunlu kısırlaştırılmalardır. Amerika'da birçoğunu zenci ve kadınların oluşturduğu altmış bin insan bu politika doğrultusunda kısırlaştırılmıştır. Johanna Sinisalo ise bu kısırlaştırma politikalarından etkilenerek feminist bakış açısıyla Güneşin Çekirdeği'ni kaleme almış. Kitabımız daha sağlıklı insanların oluşturulması fikrinden yola çıkarak bazı kadınların kısırlaştırıldığı Ösisratik Finlandiya Cumhuriyeti'nde geçiyor. Bu ülkede kadınlar iki cinsiyete ayrılıyorlar: eloiler ve morloklar. (Zaman Makinesi Sürprizbozanı geliyor) H.G. Wells'in Zaman Makinesi'nde gördüğümüz, yerin üstünde sefa içinde yaşayan, güzel görünüşlü, saf eloiler, Güneşin Çekirdeği'nde dişil özellikleri ön planda olan ve doğum yapmasına izin verilen kadınlar olarak can buluyor. Yine Zaman Makinesi'nde yerin altında yaşayan, zor koşullar altında çalıştırılan, fiziksel ve karakter olarak insaniyetten uzaklaşmış olarak resmedilen morloklar ise Güneşin Çekirdeği'nde kısırlaştırılan zeki kadınları temsil ediyor. Başkarakterimiz Vanna ise eloi görünüşüne sahip bir morlok. Gerçek bir eloi olan kız kardeşiyle birlikte eloi okullarına gitmiş, araştırmacı ve zeki olmasına rağmen göz önünde olduğu her an kız kardeşini taklit etmiştir. Kız kardeşinin kaybolmasıyla birlikte, devlet tarafından yasaklanan, acı biber içinde bulunan kapsasin adındaki uyurana bağımlı hale gelmiş ve kız kardeşini bulmak için Jare ile acı biber satışı yapmaya başlamıştır. Vanna'nın kız kardeşini ararken yaşadığı iniş çıkışları takip ederken bir yandan da bu totaliter devletin morlok ya da eloi fark etmeksizin her kadını nasıl yok saydığına ve kullandığına şahit oluyoruz. Bu durumun en büyük örneği ise Eloilerin erkeklere iyi bir eş olmak, onlara hizmet etmek ve çocuklarını doğurmak için eğitimden geçirilmesi. Kitap bu yönüyle akıllara Damızlık Kızın Öyküsü'nü getirse de iki kitabın birbirinden ayrıldığı pek çok nokta var. Mesela Güneşin Çekirdeği'nde yazar, distopik evreni tanıtma yolu olarak farklı bir tercihte bulunmuş. Vanna'nın kız kardeşine yazdığı mektuplar, ses kayıtları, sözlükler, reklamlar, anayasa maddeleri, ödevler, şarkılar ve cinsiyet testleri ile evreni tanıyor ve anlıyoruz. Bu tercih ile kitabın ilgi çekiciliğini artıyor yazar. !SÜRPRİZBOZAN! Sürükleyici, ilgi çekici ve yüksek okuma zevki tattıran bir kitap olmasına rağmen eksik yanları da vardı. Karakterlerimiz sistemden memnun olmasalar bile tam anlamıyla bir sorgulama ve başkaldırı görmüyoruz. Sadece başka devletlere kaçma hayalleriyle sınırlı kalıyor bu memnuniyetsizlik. Acı biberin ne amaçla yasaklandığı, tam anlamıyla ne işe yaradığı, dini grubun amaçlarının ne olduğu gibi soruların cevabı ise alelacele verilmiş ve tatmin edici değildi kesinlikle. Çok daha güzel bir finali hak eden bir kitaptı. Kitaptan çok beğendiğim bir alıntıyla bu uzun yazıya son veriyor, eksiklerim ve yanlışlarım varsa düzeltmelerinizi bekliyorum. "Her yaratığın bir kullanım alanı vardır. Ya isyan ederlerse? Sonra ne olur? Sessizliğe bürünene kadar ezilirler. Delinirler ve zincirlenirler. Etiketlenirler. Alınıp satılırlar. Kendi dışkılarının içinde yattıkları ve tekrar kullanılmayı beklemekten başka bir şey yapmadıkları, uyuşmuş ve çaresiz kaldıkları karanlık bir yere kilitlenirler. Aklınıza gelebilecek her türlü şekilde kullanılırlar. Ne şekilde olursa olsun. Her şey mümkündür. Aşağılamaktan zevk alanların zevki için." Platon ve öjeni hakkındaki kısımda yararlandığım kaynaklar: Fularsız Entellik - Aptallaşıyor muyuz 1: Öjenik ve İdiokrasi Öjeni ve Sağlam Bedenlilik - Nuran AYTEMUR SAĞIROĞLU
Güneşin Çekirdeği
Güneşin ÇekirdeğiJohanna Sinisalo · İthaki Yayınları · 202326 okunma
·
1 artı 1'leme
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.