Aklınız sözcüklerin çağrıştırdığı resimler
üzerinde odaklamr ve etme, düşünme, son ver gibi talimatlara kulak
asmaz. Sporcular bu yüzden hayallerinde arzu etmedikleri şeyleri
("İkinci kez gene ağa takma!") değil, arzu ettikleri şeyleri ("İlk servisi
karşıya geçir!") canlandırırlar. Profesyonel koçlar bu yüzden, "Bu
kadar hızlı sallanma!" demez, "Daha yavaş sallan!" derler.
Müzisyenler bu yüzden kendilerine "Yüksek sesle çalmamalıyım"
yerine, "Yumuşak çal-malıyım" derler.
Başkalarıyla konuşurken ya da kendi kendinizle konuşurken
sadece olumlu kelimeler kullanın. Çalışma arkadaşınız, "Niçin
sinirleniyorsun?" dediğinde, "Ben sinirli değilim" der
seniz izlenimini daha da pekiştirirsiniz. Bir dostunuz, "Bu kadar ürkek
olma" dediğinde, "Ben ürkek değilim" derseniz, kelimeyi böyle
olumsuz kullanmanız hoşa gitmeyen görünümü daha da güçlendirir.
Richard Nixon bunu zor yoldan öğrendi. Mevkiini kullanarak kişisel
yarar sağladığı yolundaki ithamlara, televizyonda da yayınlanan bir
röportajda, "Ben düzenbaz değilim" sözleriyle karşılık vermişti.
Olumsuz suçlamaları geri püskürtmek amacını taşıyan bu sözler
aslında konumunu daha da zayıflatmış ve kendisine duyulan tepkiyi
pekiştirmişti.
Bu çok önemli ilke her türlü iletişimde geçerlidir. Yerel
televizyonların birisinin sunucusu, bir gece programını şu deyişle
kapatmıştı: "İnsanları huzursuz etmenin en güvenilir yolu yapmayın
demektir." Aynı şey başka arzu edilmeyen davranışlar için de
geçerlidir. Sokakta birbirleriyle dalaşan çocuklara "Kavga etmeyin"
dediğinizde ne olur? "Ağlamayacağım" diye kendinize güç vermeye
çalıştığınızda bunun etkisi nasıl olur? Elemanlarınıza, "İşe geç
gelmeye artık bir son verin" dediğinizde ne olmaktadır?
Bugünden itibaren kendinizle ve başkalarıya iletişim kurarken hep
olumlu cümleler kullanın. "Birbirinize saygılı davranmanız gerekir."
"Yüzümde bir Mona Lisa tebessümü olacak." "Pazartesiden itibaren
işe zamanında gelin. Zamanında derken, saat sekizde aşağıdan
kahvenizi alıyor olmanızı değil, masanızın başında telefonları
yanıtlamaya hazır olmanızı kas-dediyorum."