Atletizm alanında 1950’li yıllara kadar önemli başarılar elde edilmişti. Öyle ki doktorların bu yöndeki araştırmalarından hareketle kamuoyunda “bir mil dört dakikanın altında koşulamaz, bu insan fizyolojisi açısından mümkün değildir.” yargısı vardı.
Bu olumsuz görüşler atletizm otoritelerini ve atletizmle uğraşan atletleri de etkilemişti.