Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ESRA GÜLMEZ
Elazığ’da doğan ve orada yaşayan Esra Gülmez, ilkokulu başarıyla bitirdikten sonra babası tarafından ortaokula gönderilmeyerek okuması engellendi. Genç yaşta evlen­dirilen Esra, zamanla üç çocuk annesi oldu. Esra Hanım’ın büyük oğlu Emrah Anadolu Lisesi sı­navlarına girdiğinde beklemediği bir sonuçla karşılaştı. O, oğlunun iyi bir puan alacağını düşünürken, Emrah yüz sorudan sadece on beş net çıkarabilmişti. Anne Esra, şoke olmuştu. Bu başarısızlığı kabullenemiyordu. Kendisi ilkokul mezunu olduğu halde, yoğun bir şe­kilde oğluna ders çalıştırmaya başladı. İlkönce kendisi öğ­reniyor; daha sonra da oğluyla birlikte çalışıyorlardı. Ailedekilerin ve çevredekilerin bu çabalardan pek umutları yoktu. Azimle ve inançla sürdürülen çalışma kısa sürede meyvesini verdi. Emrah sömestr tatilinden sonra netlerini yüz soruda doksan altıya çıkardı. Sınavda Türkiye’de ilk beş yüze, Elazığ’da ilk beşe girdi. Dershanesinde ise yüz yirmincilikten birinciliğe yükseldi. Esra Gülmez mutluydu, kendini çok iyi hissediyordu. Ehliyet almaya karar verdi. Kayıt yaptırmak için bir ehli­yet kursuna gitti. Kurstaki görevli eğitim durumunu sor­duğunda ilkokul mezunu olduğunu söyledi. Görevli de kendisine dışarıdan mı bitirdiğini sordu. Bu olay, Esra Hanımı çok üzdü. Kendisini aşağılanmış hissediyordu. Aynı günün akşamı eşi eve döndüğünde yaşadıkları­nı onunla paylaştı ve okumak istediğini söyledi. Önce or­taokulu, liseyi bitirecek, sonra da üniversiteye gidecekti. Esra Gülmez, eşinin de desteğini aldıktan sonra dışa­rıdan ortaokul ve lise bitirme sınavlarına girmeye karar verdi. Karar verdikten sonraki iki ay içinde önce ortaokul diplomasını, sonra da lise diplomasını almaya hak ka­zandı. Oğlunu sınavlara hazırlarken zaten yeteri kadar ders çalışmış olan Esra Hanım zorlanmadan sınavları geçmişti. Şimdi sıra üniversite okumaya gelmişti. Sınavda ba­şarılı olup üniversitede örgün eğitim yapan bir bölümü kazanmak, açık ortaokul ve liseyi bitirmeye elbette ben­zemezdi. Ancak sınavı kazanacağına yürekten inanıyor­du. Esra Gülmez, 1995 yılında Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü kazanarak üniversite öğrenimine başladı. Üç çocuk annesi bir kadınının üniversite okuması kolay de­ğildi. Ama o, bu zorluğu da aşmasını bildi. Vizeler, final­ler derken okulu uzatmadan 1999 yılında iyi bir dereceyle mezun oldu. Yetmedi. Şimdi de master yapmak istiyordu. Olurdu olmazdı derken 1999 yılında mezun olduktan hemen sonra aynı bölümde yüksek lisans öğrenimi gör­meye başladı. Esra Gülmez, 2001 yılında yüksek lisans öğrenimini tamamladı ve yine aynı yıl aynı bilim dalında doktora programına kabul edildi. 2007 yılının Ağustos ayında doktorasını tamamladı. Babasının okutmayıp küçük yaşta evlendirdiği Kü­çük Esra, önce anne Esra, ardından öğrenci Esra, sonra da Dr. Esra Gülmez olmuştu. Doktora tezinde, televizyonun ev kadınlarının gündelik yaşamlarını nasıl etkilediğini araştırdı. Araştırma sonuçları o denli ilgi çekiciydi ki tezi ulusal gazetelerde haber oldu. Mezuniyetinden itibaren Elazığ’da, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı değişik okullarda sınıf öğretmenliği göre­vini sürdüren Esra Gülmez, şimdilerde özel yetenekli ço­cukların eğitim gördüğü Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi’nde rehberlik biriminde öğretmenlik yapıyor. Dr. Esra Gülmez’in büyük oğlu Emrah, Bilkent Ulus­lararası İlişkiler Bölümü’nde, ortanca oğlu Yunus Taha Hacettepe Eczacılık Bölümü’nde, küçük oğlu Emre ise Amerika’da Berkeley Üniversitesi’nde öğrenim gördüler. Dr. Esra Gülmez’in hikayesi bize çok şey anlatıyor. Bunlardan biri de hayatta bahanelerin arkasına saklan­mamak gerektiği...
·
1 artı 1'leme
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.