Gönderi

Türk hükümdarları, önemli bir askeri faaliyete girişmeden önce her ihtimali düşünerek siyasi vasiyetlerini sözlü veya yazılı olarak belirtirlerdi. Bu anlayışın somut bir örneğini Sultan Alp Arslan'da görmek mümkündür. Sultan Alp Arslan, Bizans ordusu ile karşılaşmak üzere Anadolu'ya hareket ederken eşine ve veziri Nizâmü'l-Mülk'e birer mektup yazarak, siyasi vasiyetinin ne olduğunu belirtmiştir: Bu mektuplardaki ifadelere göre onun siyasi vasiyeti şu idi: “Ben düşmana karşı yürüyorum. Sağ kalırsam bu, Tanrı'nın lütfudur, şehit olursam rahmet ondandır. Benim yerime geçecek olan oğlum Melikşâh'dır”. Sultan Alp Arslan, savaştan az önce ordusuna verdiği nutukta da bu vasiyetini bir kere daha tekrarlamıştır. O, bu nutkunun ilk cümlesinde, şehit düşmesi hâlinde vurulduğu yere gömülmesini, geri kalanların da oğlu Melikşâh'a tâbi olmalarını vasiyet etmiştir.
Sayfa 475 - Kronik
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.