Gönderi

Bütün bir yaşam boyunca, çıkışsız bir otoban gibi dümdüz bir hayat da tutturabiliriz, bir yol ağzına gelip dayanabiliriz de. Şans mı, şanssızlık mı? Kim o zaman her ikisi, kimi zaman hiçbiri. Zorunlu bir seçimle karşı karşıya kaldığımızda, ne sırtımızı dönebiliriz ne de hiçbir şey olmamış gibi davranabiliriz. Zaman kazanabilir ve kavşağı uzaktan gözlemleyebiliriz, inceleyebiliriz, hayran hayran seyredebilir, büyülenmiş kalabilir ve korkabiliriz, bir kenara çekilmesi eve geçmemize izin vermesi için nafile bir çabayla onu ayarttırmaya çalışabiliriz. Ya da öfkemizden etkilenerek geri çekilmesi umuduyla, el çırpabilir, küfredebilir, şiddetli el kol hareketleri yapabiliriz. Ama o yol ağzı karşımızda durmaya devam eder. Sağdan mı gideceğiz, soldan mı? Eğer adımız Artur ya da Martin ise cevap boş bir laf olur. Daha baştan itibaren, yolunda gitmeyen bir şey olduğunu fark etmiş isek ve bize meydan okuyan bu şey her zaman içinizi rahatlatmış olan kesinlikle hep denk düşmüyorsa, kararımızı çoktan vermişiz demektir. O yol ağzı bu kararı bizim adımıza verir. İstesek de istemesek de. Bir saniye önce bile gözümüzü kaçırabilmiş olsaydık, Medusa'nın büyüleyiciliğinden kurtulabilirdik.
Sayfa 104 - Kırmızı Kedi Yayınevi
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.