Çok okuyan arkadaşlar iyi bilir; insanı şaşırtan kitaplar nadir de olsa çıkar.Bu kitap da öyle işte..
Biz sadece kaybolan türlerin olduğunu bilirdik.Kaybolan duygular, daha doğrusu adı kaybolan duygular varmış, kaybolan diller gibi.
Kitabın başlangıç duyguları adı bile unutulan duygulara ayrılmış.
Uygarlık ilerledikçe duygularımız köreliyor mu yoksa daha ileri duygulara mı ulaşıyoruz?
Teknolojik ilerlemeyle aynı boyutta duygusal ilerleme yaşasaydık, daha zengin duygulara sahip olmamız gerekmez miydi?
Nesli tükenmeye yüz tutmuş duyguları kaybetmeden kaydetme imkanı olsaydı keşke, nostaljik şarkılar gibi dinlerdik..