Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
Zehra Üzerine Geç Kalmış Bir İnceleme
Eserin ismi Kıskançlık olsa daha yerinde olurmuş aslında. Olaylara her ne kadar Zehra’nın kıskançlığı yön verse de roman boyunca Suphi’nin merkezinde olduğu üç ayrı kıskançlık vakasından bahsediliyor. Ama yazarımız Zehra’yı uygun bulmuş, yapacak bir şey yok! Nabizade Nazım natüralist bir roman yazmaya çalışmış ama Jülide Parla’nın dediği gibi natüralizmi tam olarak anlamamış. O da diğer Tanzimatçılar gibi Tanrı yazarlığa soyunuyor ve kendini sürekli belli ediyor. Onun natüralizmden anladığı daha çok o dönemki İstanbul yaşamından ve toplumun bazı kesimlerinden gerçekçi kesitler sunmak ve onlara özgü konuşma ağzını kurgusuna dâhil etmek olmuş. Cinselliğe ve şehvete yönelik cüretkâr vurguların da yazarın natüralizm yorumuyla ilgili olabileceğini düşünüyorum çünkü diğer Tanzimatçılarda durum böyle değil. Ama yine de bir duygusal aşk ve şehveti aşk ayrımı yapma gereği hissetmiş. Romanın kurgusuna gelirsek. Jale Parla romanın baştan çıkarma-yoldan çıkma-evsiz kalma şeklinde ilerleyen kurgusunu Namık Kemal’in İntibah’ına benzetmiş ve çok güzel bir karşılaştırma yapmış. Gerçekten de romanın girişindeki İstanbul tasviri bile İntibah’ı andırıyor. Ancak Parla’ya göre Suphi Ali Bey’den daha iyi çizilmiş bir karakter çünkü onun kendiyle olan hesaplaşmasını Ali Bey’inkinden daha fazla duyuyoruz. Ayrıca, İntibah’da karakterlerin davranış ve tutumları Ali Bey dışında hiç değişmezken Zehra’da tüm ana karakterler durumlar karşısında devamlı (bazen tutarsızca da olsa) değişimler gösteriyor. Zehra insanlara o kadar kötülük yaptıktan sonra intiharın günah olduğunu düşünüyor. Bu durum çelişkili gelebilir ama etrafımız böyle insanlarla dolu. İnsanları kandırıp kazıklayan insanlar içki ve faize el sürmüyor güya. Veya başkalarının hakkını yemekte beis görmeyen insanlar namaz kılıp oruç tutunca makbul Müslüman oluyor. Bu yüzden Zehra’nın düşüncesi bir çelişkiyi değil, toplumumuzdaki şekilci din anlayışını yansıtıyor bence. Diğer günahları nedeniyle sırf Müslüman olduğu için affedileceğini düşünüyor Zehra ama intihar İslam anlayışına affedilmez bir günah. Romanın sığ bir düşünsel yapısı var ama yine de yazarımız kendince bazı dersler vermeye çalışmış bence. Birincisi İntibah’ta olduğu gibi yolunu kaybedenin her şeyini kaybedeceği veya Jale Parla’nın deyimiyle lezaiz-i süfliyye tutsaklığının sonundaki bimekanlık:). Bir diğeri bir kalpte yalnız bir kişiye yer olduğu, fazlasının felaket getireceği. Bu anlamda roman bana “Üç Kalp” şarkısını hatırlattı. Bu şarkı Zehra'dan Suphi'ye gelsin o zaman.:) İyi okumalar dilerim.
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911,3bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.