BULUT
Bulut susaya varınca
Fincan gibi gözleri
Köpüklü ağzı
Havada kuyruğu
Örülmüş yelesiyle tel tel
Nasip burası deyip durdu
Şöyle bir baktı ovaya
Ovanın bir ucu Koçhisar
Bir ucu Konya
Beride Tuz Gölü Hasan Dağı
Öbek öbek Kürt ve Tatar köyleri
Karağandere Acıpınar Çardak
Sonra alabildiğine arık
Alabildiğine sarı
Toprak toprak toprak
Ev toprak dam toprak
İnsanların benizleri toprak
Hani bulut da tepeden tırnağa yüklü
Bir dokunsan şarıl şarıl yağacak
Aksaray ovasında cacık derler bir ot biter
Bir sapın üstünde çifte yaprak
Yoncadan biraz iri
Tereden biraz ufak
Baharlı baharlı gelir dile
Oraların köylüleri yaz geldi mi
Ne bulgur ne et
Dayanırlar cacığa
Cacığa kuvvet
Cacığa bereket
İşte bu otlardan biri
Baktı baktı da buluta
Aldı eline sazı bakalım ne dedi? Bulut ne cevap verdi? Biz ne dedik? Cemaatimiz ne dinledi?
Karağandere'de bir cılız otum
Dişlenecek ne etim var ne budum
Susuzluktan kendi kendimi yedim
Boşan bulut nazın sırası değil
Güneş yaktı rüzgâr esti kavurdu
Yaprağımı Hasan Dağa savurdu
Köylü naçar kaldı cacık pişirdi
Boşan bulut nazın sırası değil
Aldı bulut
Ben bulutlar şahı, yücelerde gezen, rüzgârlardan hile sezen, sizin bu semtlere kırk yılda bir uğrayan, o da tenezzülen bir... bir... bir bulutum. Sen nasıl olur da bacağına bakmadan bana sazla söz atmaya kalkarsın? Aramızda senden büyük otlar, ağaçlar, insanlar, telgraf direkleri, kuleler, dağlar var. Bir dileğin varsa sen senden büyük ota söylersin, senden büyük ot ağaca, ağaç insana, insan telgraf direğine, telgraf direği kuleye, kule de dağa söyler. Dağ ister bana söyler, ister hasır altı eder. Onun bileceği şey, deyip kesti.
Bir bulut geçiyor ovadan süzüle süzüle
Gidiyor ağır ağır kuzeye doğru
Belki Hasan Dağı'na çarpar dedim
Dökülür tarlalara eğri eğri
Dökülür mü dersin
Kim öle kim kala
Bekle ki döküle
İşte Esma Bacı da çıkmış
Çul çaput içinde
Bir ayağında mesti var
Öbür ayağı yalın
Hayrola Esma Kadın
Hayrola Esma Bacı
Esma Bacı tepeden tırnağa dert
Tepeden tırnağa acı
Aldı Esma Bacı
Aman bulut canım bulut
Kulun köpeğin olam bulut
Tane kıpırdamaz toprakta
Yağmurda bütün umut
Ha paşam yağ
Ha gülüm yağ
Dökül Esma Bacı'nın üstüne
Bir fistan aldım cicili bicili
Ciğerim Fadime'ye
Tastamam yedi kaymeye
Heybede kaldı fistanı
Doyamadı giymeye
Esma Kadın acılı
Esma Kadın yoksul
Dökül bre bulutum dökül
Dökül ki tane boy versin yeşil yeşil
Gayrı bütün umut sende
Esma Kadın gülmedi şunda
Aman bulut canım bulut
Kulun köpeğin olam bulut
Dökül Esma Bacı'nın üstüne
Söz tamamına vardı
İt eşek sığır davar deve
Bulutu görünce Aksaray Ovası'nda
Başladılar bir ağızdan böğürmeye
Bulut bu
Yağmur bulutu
Ekmeği taşıyan aslan ağzında
Ekmek yemesi kolay değil
Aksaray Ovası'nın düzünde
Gelgelelim bulut çalımlı. Ne sözden anlıyor, ne yalvarmadan. Almış başını usul usul gidiyor. Bir iki derken, Hasan Dağı'nın kenarından sıyırttı mı avucunu yala. Aksaray köylüklerinde Recep derler bir delikanlı vardır. Civan mı civan. Taşı sıksa suyunu çıkaran takımından. İşte bu Recep buluta gözünü dikmiş, ulan ne etsem de şu bulutu yola getirsem diye düşünüyor. Bulut Hasan Dağı'nı ha aştı, ha aşacak. Recep bakar ki olacak gibi değil, martini kapınca, hesabı budur deyip tetiği çeker. Bulut bir silkinir, iki silkinir, üstündeki rahmeti tutamayıp Aksaray Ovası'na şarıl şarıl boşanır. Derler ki Aksaray Ovası'na kırk gün kırk gece yağmur yağmış.
Sayfa 155 - Karga İle Tilki - Birinci Basım: Aralık 1954, İstanbul, Yeditepe YayınlarıKitabı okudu