Bakış açısındaki bütünlüge bak !!
İnsanlık bilerek veya bilmeyerek Allah'ı arıyor.... Varlığı Allah'ta tükenmiş Allah'a ermiş iman sahibi de "kendinde olmak küfür" diyor.
Ve kentinde olmamanın da -hapçı hesabı- sahtesi var!.
Ve, İslam daki "kendinden geçme-iradesi Allah'ın iradesi olma" ile diğerleri arasında dipsiz uçurum... Biri "hep"in hali diğeri "hiç"in... Mesela dış yüzden namaz kıldığı sandığimiz adam, aslında rubai okuyarak cimnastik yapıyor gibi!..
Özellikle Budizm benzeri Hint ve Çin menşeli putperest dinlerin murakabesi ile İslam tasavvufu arasındaki fark,mevzular boyu anlattıklarımızın içindedir.
Biz burada asıl bilmeyerek Allah'ı istemeye,istemeyerek istemeye,istediğini bilmemeye ait insan tezahürleri üzerinde duracağız:
Kumarbaz küçüğünden büyüğüne doğru gaibe imân edendir.
Alkol ve uyuşturucu maddeler azı ve çoğu ile aklın iptali ve bunun verdiği rehavetle "kendinden geçme"dir.
Batakhane iptilası ve bohem yaşayışındaki "mistik"zevk, nefsin tahribi ve hürriyet isteğidir.
Oysa bütün bunlar tersine imandır: hürriyet'in hakikati Allah da fani olan imanda... Gaibe imanın hakikati İslam'da... Ve kendinden geçmenin hakikati Allah'ta.
Bu çerçeve içinde baktığımız zaman "hiç"e giden yollarda bir budistin kendinden geçişinin esrar çekenden bir farkı yok!..
Yine bu çerçeve içinde görünüyor ki nefsi ruhun emrine vermedikçe ne kendini tahrip yolları arıyor ve altından yine nefs çıkıyor... Ve Büyük Doğu Mimarın dediği gibi
- " Yükseldik sanıyorlar alcaldikca tabana"
Ve İslamın kalbin yolu olusuna dair şu İslâm büyüklerinin muazzam hikmetine bakalım:
"Şeriat'ın hak oluşu şuradan bellidir ki,nefs onun tekliflerinden hiç hoşlanmaz""
Sayfa 158Kitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·208 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.