Beşinci dünya savaşının sonrasında geçen Ay Günlükleri serisi Yeni Pekin’in androidler ve insanların bir arada olduğu sokaklarda başlıyor. Dünyaya veba yayılırken olanları izleyen Ay Kraliçesi Levana, diğer Aylılar gibi diğerlerinin algılarını kontrol etme yeteneğine sahip. İlk kitabın ana karakteri Cinder hepimizin yakından tanıdığı Külkedisi’nin başka bir evrendeki farklı bir hali. Bir sayborg olan Cinder üvey anneye ve kardeşlere de sahip ancak gizemli bir geçmişi var. Cinder, Prens Kai ile tanışmasıyla kendini galaksiler arası bir olayın ortasında buluyor. Hepimizin en az bir kere gördüğü bu seri kapaklarının yenilenmesiyle tekrar öne çıktı ve ben daha önce okumamıştım o yüzden şu an okuyorum. İlk kitap Cinder tam bir seriye giriş kitabıydı. Çok yoğun duygularla okudum diyemem ama reading slumptan çıkmak için birebir! Bir buçuk günde bitirdim ve çok keyif aldım. Distopya okumaya pek aşina olmasam da masalları ve retelling okumayı çok sevdiğimden çok akıcı geldi bana. Yazarın kalemi de o kadar akıcı ki ne yazsa okurum. Gilded kitabını da çok sevmiştim. İlk kitap bahsedildiği kadar beklentilerimi karşılamasa da aslında seriye giriş kitabı olduğu için bu çok normal. Diğer kitaplar konusunda daha heyecanlıyım çünkü ilk kitapta olmayan karakter derinliğini diğer kitaplarda görmeyi umuyorum. Yan karakterlerin çok iyi işlendiğini düşünüyorum serinin diğer kitaplarına geçmemle bile unutmayacağım bazı karakterler tanıdım. Ayrıca Prens Kai kalbimi çaldı çok naifti. Serinin diğer kitapları için çok heyecanlıyım!

CinderMarissa Meyer · Artemis Yayınları · 20235,9bin okunma

69 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mila