Myrina Yayınları’ndan çıkan kitap, yazar 
Aylin Peksert e ait. Ana karakterin kendini mutlu etme kabiliyeti yaşamı sen şakrak götüren karakterinin ardındaki hüzünlü ve yaralı ruhu beni çok etkiledi aslında .hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, insanın içi kan ağlarken dışının gülebildiğini düşündürdü.
Kamuran Hafifmeşrep erkeklerin gönlünü ederek yaşamını idame ettiren bir kadındır ve bir gün evine gelen Beyazıt isimli adamın evlenme teklifinden çok etkilenir ve bu adamdan bir çocuk sahibi olmayı ister kızın Nilüfer’i dünyaya getirir .Kızını büyütürken dokuz yaşındaki çocukla olan diyaloglarında ölen annesiyle olan ilişkilerinide bağdaştırarak yaşamını sorgular .Bu arada bir gün kapı çalar ve bir kadın kocasının nerede olduğunu sorar. Kamuran anlar ki Beyazıt zaten evlidir. Aradan geçen zamanla Nilüfer 15 yaşına girer.Kamuran odasında eski albümlere bakarken Nilüfer ansızın odaya girer ve Fotoğraflardaki teyzesini ilk defa görür.
Ve Ayla…
Bu defa anlatıcı Ayla’nın evin içindeki annesi ,kız kardeşi ve yaşamı irdelenip zihnindeki düşünceleri ile anlatılır. Elim bir hastalık sonucu yaşamını içselleştirdiği hayal dünyasında sona erdiren Ayla’nın ardından Kamuranın düşünceleri kimi bölümde kızının kimi bölümde ablasının zihninden aktarılarak devam eder. Yarım kalmışlığı bir müşterisinin evine getirdi erkek bir Bebekle sonra eren kadın yeniden hayata tutunur. Kamuran bebeğe annelik eder gözü gibi bakar .bu bebek ablasının bıraktığı mektupta gelmiştir ve ona yadigârdır . Aynı evin içinde yaşamış kadınların davranış ve ilişkileri nasıl farklı anlamlandırdıkları ve düşünceler aktarılıyor karakterlerin anlatımlarında ki güçlü betimlemeler sayesinde içinde yaşanan ev, kişiler romanın yazım dilini oldukça güçlü kılmış. Genelde okuduğumuz romanlarda kendimizden bir parça bulur, duyguları içselleştirerek ve hissederek okuruz .Romanda başka insanları yaşamlarını okurken onların his ve duygularını anlamaya empati yapmaya çalışıyorsunuz.
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.