İstanbul'a gelişimizin öyküsüne geçmek sırası gelmiş olmakla birlikte sözünü ettiğim Kemalist ilericilik konusunda anlamsız bir laf ilericiliği yanlısı olmadığımı belirtmek için sözünü ettiğim dönemden 50 yıl sonra ilk kez Kıbrıs'a gidişimle ilgili bir iki anıma değinmek isterim. 1969-70 sıralarında Fethi Naci'nin "100 Soruda" serisi için Türkiye İktisat Tarihi başlığı konan bir yapıt üzerinde çalışırken Osmanlı Tarihi'nin lll. Selim dönemine değin sürdürdüğü toprak rnülkiyeti konusu üzerinde gelişen görüşüme karşıt bir iki eleştiri çıkmıştı. Klasik Osmanlı toprak rejiminin özelliklerinin unutulduğu yıllardan sonra eski kuşaktan olan Cevdet Paşa ile Abdurrahman Şeref gibi iki dikkatli bilginin, Osmanlı sisteminin Batı Avrupa feodal sisteminden farklı olduğu yollu görüşleri geçmişi övme sayan, Marksist görüşü bütünüyle bilmeyen kimi "ilericiler" bana karşı çıkmıştı. Bunlar her sistemin gelişim, duralama, düşme, bozulma dönemleri olacağını düşünmeden nereden çıkmış bir terim olduğu bilinmeyen "Derebeylik" ile Batı dillerinde okudukları kitaplarda gördükleri "Feodalizm"i aynı şey sayarak bir "feodalizmden kapitalizme ya da sosyalizme geçiş" tarihçiliği yaratmaya çalışıyorlardı. Ben yazdığım kitapta Osmanlı sistemi ile Batı feodal sistemi arasında önemli ayrılıklar olduğunu ileri sürmüştüm. Derebeyliğin feodalizm olmadığı gibi Timar sisteminin de feodal toprak tutuculuğu rejimi olmadığını ileri sürmüştüm. Osmanlı ekonomik tarihini Batı Avrupa feodalizm tarihine benzeterek yorumlamaya kalkmak daima karşıtı olduğum ezbercilik ile kopyacılığın bir örneğidir.
Sayfa 39 - GİRİŞ Gençlik Yılları - Niçin ve Neyi Yazıyorum? 1Kitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.