Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
&Sevgi, Aşkı Yener...-&
Keşke Asya'yı izlemeden Asel'i okumuş olsaydık. Zira okurken Asel ile ilgili satırlara geldiğinizde Frida Kahlo'nun "Bir dik duruşun;kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz!" sözü kulaklarımda çınladı durdu... Filmini izlemeyen kimsenin kalmadığını düşünerek, bu incelemede spoiler vermenin de bir sakıncası olmadığını düşünüyorum.Zira kitabına bu kadar sadık kalan başka bir film uyarlaması da görmedim.Kitabından uyarlanan çoğu filmde keşke sadece kitabından okumuş olmakla kalsaydım hissi uyanırken, bu kitapta okurken sinemaya uyarlanan filmden her satırında fikrinizde izler bırakan sahneler geliyor aklınıza...Orjinaline bu derece sadık kalan bir sinema filmi çektiği için de sinema filminin yönetmenini gerçekten tebrik ediyorum. O kadar güzel yansıtılmış ki bu kitap sinemaya orijinal adı " Kırmızı Eşarp" olan kitap, filmden sonra tüm yayıncılar tarafından yazarı Cengiz Aytmatov'un izniyle "Selvi Boylum Al Yazmalım" olarak basılmış... Kitabın filme uyarlanması da aynı yönetmenin Yeşilçam için sinemamızın efsanesi Türkan Şoray'a film önerisi sunmak için gönderdiği senaryoya yönetmenin bunu değil bence bu eseri sinemaya uyarlayalım diyerek okuduğu bu kitabı önermesi ve yönetmen tarafından çok beğenilmesi ile gerçekleşmiş.Bu konuda okuyan bir Sanatçı olarak Türkan Şoray'a çok şey borçluyuz Repliklerini ezbere bildiğimiz bu kitabın yazılması fikri peki nasıl gerçekleşti?Bu konuyla ilgili çeşitli öngörüler var.Kimileri Bir Çin Halk hikayesine dayandırırken bu öngörüyü, kimileri Tevrattan alıntı Süleyman Peygamberin hikayesine yorar.İkisini de araştırıp sorguladıktan sonra kararı siz verin benceBana kalırsa ikisi de doğru.Süleyman Peygamberin hikayesini okuyan Çinliler bu hikayeyi kullanarak yeni bir hikaye üretmisler gibi gibi...Çünkü iki hikayede de tema aynı... Gelelim kitapta ismi geçen karakterlere.Bence kitaptaki sevgiye en layık olan, sevginin kıymetini bilen, incitmeden, kırmadan ve saygısını hiç yitirmeden, ne de güzel seviyor bu adam dediğim karakter, filmdeki ismiyle Cemşit, kitaptaki ismiyle Baytemir en güzel yürekli, sevmeye ve sevilmeye en layık karakterdi.Geçmiste yaşadığı İki çocuğu ve eşinin kaybı, eşinin çok zorlu bir yaşamı olmasına rağmen Baytemir'e duyduğu sevgi, Baytemir'in çocuklarının ona duyduğu sevgi çok güzel anlatılmış kitapta.Tam herşey bitti ben artık hiç kimseyi bu kadar sevemem ve hiç kimse tarafından bu kadar sevilemem derken karşısına çıkan ve engel olamadığı Asele karşı duyduğu sevgi gerçekten çok güzel anlatılıp, yazıya dökülmüş...Hele Asel'e bir gün sevdiği ve çocuğun asıl sahibi olan babası geldiğinde bıraktığı özgürlük, Asel'in İlyas'ı gördüğünde düşen odunlar ile Cemşit'in bunu anlaması...Ve daha sonra evine getirdiği bu kişinin, o kişi olduğunu bilseydi yine getirir miydim diye kendine sormasıyla verdiği şu cevap "Ne olursa olsun gene getirirdim..." gerçekten Baytemir'i (yani Cemşit'i) gözümde gerçekten efsaneleştirdi. "Sevgi neydi? Sevgi EMEKTİ." repliğinin en yakıştığı, hem kitapta hem de filmde bu sözü iliklerimize kadar hissettiren Baytemir(Filmde Cemşit) karakterine kitabı okuduktan sonra bir kez daha hayran kaldım...Varolasin Cemşit...Pardon Baytemir Hikayede geçen tüm karakterlere film dolayısıyla zaten hâkimiz.Zaten kitabı okurken aklımıza gelen replikler bunun en güzel kanıtı...O yüzden ana karakterler üzerinde fazla durmak istemiyorum ama şu ayrintiyi mutlaka paylasmalıyım diye düşünüyorum... Paylaşmak demişken, Asel ile İlyas'ın birlikteliğini bitiren duygunun paylaşma eksikliği olduğunu düşünüyorum. Kitapta ismi geçen Kadica(Filmde Dilek Hanım) işte tam da bu noktada devreye giriyor.İlyas, Asel'in gözündeki güçlü imajını kaybetmemek için derdini ona anlatmaktan çekinirken teselliyi Kadica'da buluyor.Kadica İlyas'ın gözünde Asel gibi sevdigi bir kadın değil.Sevmediği ama saygı duyduğu bir karakter.Sadece bu karakter bile sevginin sevinci, iyi günleri paylaşmak kadar acıyı, kederi ve zor günleri de paylaşmak olduğunu İlyas'ın tüm insanı duygularını onu canından çok seven ve gerçekten sevdiği Asel ile paylaşması gerektiğini, teselliyi sadece sevip, sevildiği insanda araması gerektiğini gösteriyor... İncelemenin başında da dile getirdiğim gibi keşke Asya'yı izlemeden önce Asel'i okusaydim...Frida Kahlo'nun "Bir dik duruşun;kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz!" sözünün gerçek hayattaki yansıması kitaptaki Asel'di zira... Ve son olarak hepimizin aklına kazınan o replik...Maalesef kitap böyle bitmiyor ve bu söz kitapta yer almıyor... "Sevgi neydi???Sevgi İyilikti...Sevgi EMEKTİ..." Kitabın yazarına göre ise Sevgi kolay anlaşılacak bir şey değil...Bense incelememe bu kitabı okuduktan sonra "Sevgi neydi???Sevgi İyilikti...Sevgi EMEKTİ..."kısmına ilave olarak "Sevgi PAYLAŞMAKTI" diye son vermek istiyorum... Sevgi iyiliği, güzelliği olduğu kadar kötülüğü, zor günleri paylaşmaktı.Ve hayatın bize kattığı son güzel ayrıntı ise Asel'in gençlik döneminde İlyasa dönmesi gerektiği düşüncesini Cemsit'e dönmesi gerektiği olarak değiştirmesiydi...Zira hayat İlyaslarla sevgi tohumlarını içinize ekerken, İlyaslarla yaşanamayacagını ve sevginin Cemşit gibilerin hakkı olduğunu kafanıza vura vura size öğretiyordu... Kitapla ve sevgiyle kalın canlar... Kitaptan Alıntılar "Yazgısıyla fazla oynamamalı insan." "Gerçek güzel şeydir.Gelgelelim, bazen öyle acı gelir ki ister istemez görmemeye çalışırsın." "Ah Asel, sevgili Asel! Ruhunun temizliğiyle, bana bağlılıyla beni evden ve kendinden uzaklaştırdığını biliyor muydu acaba?Onu aldatamazdım, ona layık değildim çünkü.Öyleyse asla yüz yüze gelmemeliydim." " Ama sevmek başka şeydi, saymak gene başka şey.Hele eşlerden biri sever, ötekinde böyle bir duygu olmazsa bence o yaşam yaşamaya değmez."
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al Yazmalım
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al YazmalımCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20219,6bin okunma
··
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.