Gönderi

Dünya cifesine (pisliğine) haris (istekli) olmayın, ALLAH’ın verdiğine kanaat edin. Fakir kullarına merhamet edin, miskinleri yedirin. ALLAH öyle padişahtır ki, sizi yarattı. Besleme (ve rızıklandırma gibi bütün sorumluluğu) üzerine aldı. Ve sana O'ndan bir bela gelse, yine O’nu çağırasın (dua edesin). Dermanı O'ndan dileyesin. Ben hekimlere bir akça (para) verdim de (karşılığında) iyi oldum deme. ALLAH’ın (o hekimi sebep kılarak o hastalığa karşı şifa vermiş) inayetinden (yardımından) bil. O senin malın dediğin de sana emanettir, ondan sizin derdinize derman yoktur. Helal ise, hesabını vermeğe memursunuz. Hakk Sübhanehü ve Teala sana ne kadar takdir ettiyse, alırsın. Ne maldan, ne evlattan, ne dosttan, her ne kadar feryat etsen ve hangi sahraya kaçsan, kurtulamazsın. Ancak toprağın nerede ise, o yerde defnolursun. Ecelin gelmedikçe, sana kimseden ziyan gelmez. Böyle itikad ederseniz, imanınız kâmil olur. Ve kaçan (her ne zaman ki) Hakk Teala sizi sınasa, size sağlık gibi, mal gibi, evlat gibi nimet verse, sevinip : "Elhamdülillah, bizim Rabbimiz bize ikram eyledi. Kaçan (ne vakit) Allahü Teala size musibet verse - yani; bir bela verse gam çekersiniz. Sabretmezsiniz, şükrü unutursunuz.
·
1 plus 1
·
97 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.