Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

NECİP FAZIL’IN DİLİNDEN ABDÜLHAKİM ARVASİ HAZRETLERİ
1934 yılında, oturduğu Beylerbeyi'ne giden vapurda, Abdulhakim Arvâsî'nin müridlerinden birisiyle karşılaşır. O zat Necip Fazıl'a efendi hazretlerinin Beyoğlu'nda Ağa Camii'nde Cuma günleri verdiğini duyurur. Şu oğüdü vermekten de geri kalmaz; “Dinleyecekleriniz halk için, nas için söylenen sözler... Siz o sözlerin içine girmeye ve ötesindeki hikmete ulaşmaya bakın!” Yanında ressam arkadaşı Abidin Dino ile birkaç cuma sonra Beyoğlu Ağa Camiine... Efendi hazretlerini dinlerler. Namazdan sonra yanına yaklaşıp elini öpmek isterler. Efendi hazretleri bir müddet onlara baktıktan sonra şöyle diyorlar; “Biz Eyüp Sultan'da oturuyoruz. Ne zaman isterseniz buyurun” Artık Necip Fazıl, efendi hazretlerine gidiş gelişlerini sıklaştırır. Efendi hazretleri, Necip Fazıl'a sorar: "Siz tasavvuftan bir şeyler biliyor musunuz? Okuduğunuz kitap falan oldu mu?" Bahriye Mektebi'nde okuduklarını söyler. Efendi hazretlerinin cevabı: "Bu iş kitapla olmaz. Akılla da varılmaz. Hiç yemeğin lezzeti çatal bıçakla aranıp bulunabilir mi?" Necip Fazıl'ın dünyası alt-üst olmuştur. Bu hali Çile adlı şiirinde şöyle dile getirir; "Ve uçtu, tepemden birden bire dam, Gök devrildi künde üstüne künde... Sanki burnum değdi burnuna yok'un Kustum öz ağzımdan kafatasımı." Necip Fazıl Kısakürek mürşidi seyyid Abdulhakim Arvasi’yi "Tanrı Kulundan Dinlediklerim", "O ve Ben", "Son Devrin Din Mazlumları" ve "Başvuğ Velilerden" adlı eserlerinde anlatır. Üstad şu beyiti mürşidi hakkında yazmıştır. "Allah dostunu gördüm, bundan altı yıl evvel; Bir akşamdı ki zaman, donacak kadar güzel” Necip Fazıl'in mürşidim ve kurtarıcım dediği Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretleri, 27 Kasım 1943'te vefat eder. Ruhlarına rahmet
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.