Gönderi

Vakıf-ı Kebir(Büyük)
Vakfıkebir var Trabzon'da, siz daha çok ekmeğini bilirsiniz, hani yol boylarında "on beş gün bayatlamayan ekmekdiye satıyorlar." "Biliyorum" dedim. "Hah, o Vakfıkebir, adını kestane karasına borçlu biliyor musun? O zamanlar Şehzade Selim Trabzon'dayken annesi Gülbahar Sultan oğlunu ziyarete gelmeye kalkar İstanbul'dan biner gemiye, oradan Trabzon'a gelecek. Yaklaşacakları sıra, bir rüzgâr, bir firtina... Kestane karası... Gemi denizin üzerinde sallanır da sallanır. Gemi batarsa hali harap kaptanın... Düşünsene, sultan batacak! Denk geldiği ilk liman olan Büyük Liman'a sığınır kaptan. Gülbahar Sultan'ı sağ salim gideceği yere değilse bile en azından karaya ulaştırır Gülbahar Sultan da o toprakların gelirini kurduğu vakfa bağışlar. Ondan sonra da bu limanın adı Vakfıkebir diye söylenmeye başlar …
Sayfa 116 - Doğan KitapKitabı okudu
·
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.