Konusu;
Bridget von Ascheberg. Ona tamamen uyan inatçı bir karaktere ve Rhys’in bildiği tüm kuralları küle çeviren gizli bir ateşe sahipti. Hiç de onun beklediği gibi biri değildi. İhtiyacı olduğunu asla bilmediği her şeydi.
Bridget her geçen gün onun savunmasını daha fazla yıkmaya başlamıştı.
Rhys, artık inkâr edemeyeceği bir gerçekle yüzleşene kadar... Bridget’ı korumaya yemin etmişti ancak tek istediği onu mahvetmekti. Onu elde etmekti.
-Açıkçası kitap okurken beni biraz yordu, bence aşırı boş uzatılmış bir kitaptı ki bu yüzden atlaya atlaya okudum.
İlk kitaptaki Alex karakteri gibi bu kitaptaki Rhys karakterini de hiç sevemedim, bu yazarın erkek karakterleri ile bir sorunumuz var galiba ama öte yandan Bridget karakterini oldukça sevdim.
Herkes ikinci kitabın mükemmel olduğunu falan söylüyordu ama şahsen ilk kitabı çok daha fazla beğendim, en azından içinde boş uzatmalar yer almıyordu.
Okunur mu okunur ama değer mi hiçbir fikrim yok, üçüncü kitabı da bir süre, en azından bu ay okumayı pek düşünmüyorum.