Bu kitabı geçen sene kız kardeşim hediye etmişti. Laf arası alıp okumayı düşündüğümü söylediğimde not almış. Geçen seneden beri ara ara elime alıp okuyordum. Bu kadar yoğun bi kitabı bi anda alıp bitirmek mümkün değil zaten. Şiir ve böyle yoğun düşünce, araştırma kitaplarını oturdum bir anda bitirdim demek bana mantıklı bi okuma biçimi olarak gelmiyo zaten. Tabi bir buçuk yılda çok fazla ama ders çalıştığım dönem kafamı dinlendiren kitapları daha çok tercih ediyordum. Neyse kitabın içeriği gerçekten yoğun. Türk tarihinden çeşitli dillere kültürlere çeşitli küresel güçlere giriş çıkış yapılıp duruyor. Bana kalırsa en başta her eğitimci okumalı. Sonra çocuğunun eğitimini düşünen her anne baba. Kazakistan'da yaşayan Uygur bi arkadaşım var. Sohbetlerimizde belli konularda bi bilgisinin olduğu ama kafasında bazı şeylerin oturmadığını neden oturmadığını düşünüyordum içimden. Kitap bu konuda bile beni aydınlattı. Rusya'nın el attığı her ülke gibi o da ana dili gibi Rusça konuşabiliyor. Daha ana dilini öğrenemeden yabancı bir dilin insanın gelişimini olumsuz yönde ne kadar etkiledeğinden uzun uzun bahsediyor kitabın son bölümlerinde. Artık diyebilirim ki ilk okul dönemi çocuğuna kesinlikle yabancı dil öğretilmesi taraftarı değilim. Arkadaşımın şanslı tarafı ailesinin din ve kültürüne bağlı olması onun bi yaprak gibi savrulmamasına başta kişiliğinin belli oranda oturmasına, huzursuz, ne olmak ne yapmak istediğini bilmeyen karmaşık birisi olmasının önüne geçmiş. Kendi kültürünü küçümseyen ailelerin yabancı dille büyüyen çocuklarının bu kadar şanslı olduğunu düşünmüyorum. Kitap ortaokul lise seviyesi için büyük olsa bile ben ileride ki öğrencilerime mutlaka öneririm. Hepsinin ilgisini çekmeyebilir. Ama bu adama aşina olmalılar mutlaka. Aralarından bir kaç okur da kazandırabileceğimi düşünüyorum. Sinanoğlu'nun diğer kitaplarını da bitirmeyi planlıyorum.

Göçmen HamamıOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 2012174 okunma

·

79 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Edanur GÜRER