Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_Kitle, ilkel insan topluluğunun yeniden dirilişidir. Kitle psikoloji ilkel insan psikolojisidir. Bilinçsiz davranışlar, düşüncesizce menfaatlerinin peşine takılmak ilkel insan özellikleridir. Kitle yasası: Gerizekalılar, üstün zekalıları kendi seviyelerine çekerler. _Kitle, arsız bir çocuk gibidir. Özgüvenden, özsaygıdan ve sorumluk duygusundan yoksundur. Çabuk köpürür, tutarsızlık içinde yaşar, eylemlerini en aşırılığa dek vardırabilir, kaba duygulara açıktır; telkine yatkın, düşüncelerinde hoppa, yargılarında acelecidir; en basit sonuçlardan başkasına akıl erdiremez; kolay yönetilebilip, sarsıntılara kolay uğratabilir. Kitle içerisinde birey Orjinalitisinden vazgeçiyor. Kitlede bir heyecan ortaya çıkmışsa tüm kitle bu heyecana sürüklenir. Bireysel heyecan karşılıklı endüksiyon (ateşleme) yoluyla şiddetlenir. Kötülerle kötü olmak güven verici görülür. Vicdanlarını devre dışı bırakarak hazza odaklanırlar. Kitlenin önderi hala o ilk insan topluluğundaki korkulan ilk babadır. Kitlede hala otoriteye düşkünlük vardır. İtaate susamışlık içerisinde yaşar. Kitle bağımlı, babası ise özgürdür. Baba narsistir, sadece kendisine hizmet edenleri sever. _Sevginin tüm çeşitleri libidodur. Cinsel içgüdülerdir. _İsa birleştirici güçtür. O oradan alınırsa kitle dökülür. İsa komutan baba, kitle ise kardeştir. Birbirlerine libido bağlarıyla bağlılığıdır. Korkunun neden olduğu panik libidoyu gevşetip, tahrip eder ve bulaşım yoluyla kitleyi dağıtır. Yangın, silahlı soygun… _Holofernes, Asur kralı Nabukadnezar'ın baş komutanıdır. Juditte, başkomutanın kellesini aldı. Bunu işiten Asurlular soluğu kaçmakta alır. Başı koparılan bir şişe gibi tuz buz olur kitle. _Bir hikayede kudüste mezar odasında bir kitabede, isayı 3 gün sonra mezardan çıkardıkları ve tanrısal gücüne güç kattıkları anlatılır. Bu gerçekse Avrupa medeniyeti, bağları çöker, anarşi başlar. _Hiç kimse bir başkasının kendi mahremiyet alanına fazla sokulmasını hoş karşılamaz. Bunu bir özsevinin, bir narsizmin belirtisi görmekteyiz; aileler, topluluklar, ülkeler… ama kitlede bütünleşirler. Sevgi bencillikten özgecilliğe dönüşüm sürecini yaratmıştır. _Erkek, cinsel ilişki kurmak için kendisinde bir istek uyandırmayan kadınlara karşı romantik sevgi besler ama sevmediği, küçümsediği, hatta nefret ettiği kadınlara karşı cinsel iktidarına kavuşur. _Özdeşleşmeye örnek_Ünlü bir şarkıcıya karşı bir grup kız coşku içinde hayranlıklarını gösteriyorlar ve hepsi birbirini kıskanıyor, saç saça birbirlerine girecekleri yerde bütünlük içinde davranırlar. O dokundu ona imza verdi ama sonra özdeşleşmeyle bir kitle oluşturuyorlar. Hepsi çiçek demetinin birer çiçeği. Başlangıçta rakip olan bu kızlar ortak hedef gereği bütünleştiler _Bilinçli dediğimiz eylemler, kalıtımsal etkenlerden oluşan bilinçsiz bir özden alır kaynağını. Bu öz atalara ilişkin ırksal ruhu oluşturur. _İdeali benlik= Olmak istenen ben. Özdeşleşmeyle kişi başka bir nesnede kendisini görebilir ve ona yöneltilen saldırılar özsuçlamalar olarak kendine döner. Ben kendi idealine karşı başkaldırıp onu ortadan kaldırabiir. _Dostluk ve hayranlık aşka dönüşür. Sanatçı izleyici, öğretmen öğrenci… _Tutku, doyum sağlamak için cinsel içgüdülerin belli bir objeye yöneltilmesidir ve amaca varılır varılmaz silinip gider. Maddi diye nitelenen sevgi de işte bu tür bir tutkunluktur. Doyumda sönüp gitmek, cinsel sevginin bir yazgısıdır. _Peygamberler hipnatizördür. Hipnoz uyanıkken rüya görmektir. “Kafasından uydurduğu kahramanının başardığı işleri anlatmaktaydı. Bu kahraman da aslında kendisinden başkası değildi. Dinleyiciler de ozanın kahramanıyla bir özdeşleşmeye gidebiliyordu.” Bütün hipnotik olayların kaynağı telkindir. _İpnoz durumuna sokulan kimse için ipnotizör tek objedir. Onun yanında bir başka obje denek tarafından dikkate alınmaz. İpnotizörün yaşamasını istediği şeyleri denek'in sanki bir düşteymiş gibi yaşar. _Cinsellik kitle bağlarını koparmakta ve din adamlarınca yasaklanmaktadır. Engellenen cinsellik kişiyi nevroza sokar ve toplumdan soyutlar. _İlk-baba, Ben-ideali yerine Ben'i eğemenliği altında tutan kitle idealidir. _Manililerde Ben ile Ben-ideali birleşip kaynaşmakta, bunun sonucu manili hasta hiç bir özeleştirinin bulandırmadığı bir zafer ve mutluluk havasına kapılmakta, daha önce yüklendiği bir takım kısıtlamaların, özsuçlamaların üzerinden kalktığını görerek, bundan bir kıvanç duymaktadır. _Çocuk sevdiği kişiyi cinsel bir obje yapar, haz alır. _Cinselliğe utanılacak bir gözle bakılmaz. _Christoph İsa'y\ taşıdı. İsa tüm dünyayı. Söyle, Christoph Neredeydi ayağı? _Paulus hristiyan düşmanıyken, havari oluyor ve hristiyanlığı yayıyor sonra romalılarca öldürülüyor. Hrıstiyanlığın ilk tannbilimcisi gözüyle bakııır. _İllüzyon: Duygu aldanışı; gerçek bir nesnenin yanlış değerlendirilmesi. _Dinsel illüzyonlar, nevrozlara karşı koruyucudur. Birer kaledir. Din kitleye kendi kurallarıyle girer ve kitlede çözülme yaratır. _Halüsinasyon: Duygu yanılsaması. Bir çalılığın yırtıcı hayvan olarak görülmesi gibi. _Yanlış bir bilgi, yanlış bir yargının doğmasına yol açıyorsa bir illüzyondan söz açılır. İllüzyonda bir düzeltmeye başvurulmuyorsa, illüzyon patolojik bir özellik kazanır. Bunun sonucu halüsyonlar ve hezeyanlar doğabilir. _Sublimasyon - Yüceltmek: Uygarlığın bireyleri cinsel içgüdü doyumlarından vazgeçmelere zorlaması karşısında cinsel içgüdü amacının cinsel olmayan ve toplumsal bakımdan benimsenmeye elverişli bulunan daha yüce bir amaca dönüştürülmesini anlatır. Freud'un varsayımına göre, sanatın, bilimin, her türlü halin, yaratıcı ve düşünsel etkinliğin kaynağını yüceltmede aramak gerekir. _Panseksüalizm : İnsan sevici. Bütün cinsel kimliklere karşı ilgi duyup, cinsel haz hissedebiliyorlar. Çünkü cinsel kimlik onlar için ayırıcı bir unsur değil. Schopenhauer "Seks gerçekten bütün davranışların görünmez noktasıdır. _Histeri_ (Yunancada rahim demek) _Histerik kişilik bozukluğu: Bastırılan duygulardan ve değişik psikolojik nedenlerde oluşan bir psikonevrozdur. Aniden sinirlenme ya da sevinme duygusal reaksiyonlarda taşkınlık, hareket bozuklukları, geçici kişilik değişimi ve günlük hafıza kaybı gibi. _Histeri belirtileri: Teşhircilik, görünümlerine önem veren, renkli, dikkat çekmeye çalışmak, gösteriş, hızlı değişen düşünce ve davranışlar, onaylanma ihtiyacı, abartılı yaşayan, çoğu zaman dramatize eden, ilgi odağı olmak için aşırıya kaçan tavırlar sergilemek, ilgi odağı olamadıkları zaman mutsuz olmak, sürekli tatmin veya onay arayışı, duyguların aşırı gösterilerek dramatize edilmesi, eleştiri veya onaylanmamaya karşı aşırı duyarlılık, kişiliğinden gurur duyma, değişime karşı isteksizlik ve herhangi bir değişimi tehdit olarak algılama, uygunsuz şekilde kışkırtıcı davranış veya görünüm sergilemek, hayal kırıklıklarına karşı düşük tolerans, ani kararlar almak, duygusal hallerin hızlı değişimi, kurulan ilişkilerde sürekli sorun çıkarmak. _Toplumsal histeride ise bireysel olarak değil de kitlesel bir açıdan belirli bir grubu etkileyen olayların o grup tarafından abartılı bir şekilde algılanması ve toplu olarak aşırı tavırlar sergilenmesi halidir. **************** _Kitleler Psikolojisi_ Gustave Le Bon _Kitle, insan yığını demektir. Bilinçsiz, kişiliksiz, düşüncesiz, iradesiz, akılsız, sorgulamayan, menfaatçi, muhafazakar, vicdansız, sorumluluktan uzak, uyuşuk zihinli, yenilik karşıtı, sinirli, kolay kışkırtılan insan yığınlarıdır. Bu özellikler çocuklarda, delilerde, canilerde ve ilkel insanlarda da görülür. _Kitlelerin liderleri onların tanrısıdır. Kitle, çobanından vazgeçmeyen bir sürüdür. Kitleler güce hayrandır ve iyiliği zayıflık olarak gördükleri için yabancıdırlar. Üstün gördükleri iradeli kişiye aşırı sevgi, tam itaat ve onun görüşlerini kabullenmeyenlere karşı düşmanlık. Baskı altında rahat ederler. Kendilerini ezen insanlara hayran olurlar. Zayıf bir hükümete ayaklanan kitle, güçlüye karşı esir gibi eğilir. Kitleler, körü körüne itaat ederler, hoşgörüsüzdürler ve bütün bu özellikler dini bir şekle sahiptir. _İçgüdüleri kitlelerin putudur. Ona tapınırlar. Yeni olan her şeye karşıdırlar. Hayatların değişmesini istemezler. _Kitleler uyurlar, düşünmezler. Mantıklı şeyler onları harakete geçirmez. Hatip onları ateşlemek için eski mucizeleri hayali olaylar gerçekmişçesine anlatır ve kitleyi sürükler. Hayali şeyler gerçeğe üstün gelmiştir. Onların hayallere çekmesini bilenler onların sahibi olur ve hülyalarını ortadan kaldıranlar da düşmanı. _Kitleler kolaylıkla cellat olabilirler. Ateşe verilecek bir saray ya da yakılacak bir adam mı var. Kitleler kışkırtılarak hemen harekete geçerler. Muhakeme etmezler sadece içgüdüleriyle bir hayvan gibi hareket ederler. En saçma masallara kolay inanırlar. Saçma bir masala inanan kitle onunla özdeşleşir ve o masal gerçek bir olaya kitlenin hayallerine dönüşür ve mantıksız hayaller zinciri meydana getirir. Gerçekle hayali ayırt edemez ve hayallerine gerçek diye sarılır. _Bir inancın veya bir düşüncenin zaferi için kolayca canlarını verebilirler. İşledikleri cinayet sonrası kendilerini kahraman olarak görürler. Haçlı seferleri için kolay yoldan zengin olmak, üne kavuşmak isteyen kitleler görülmedik vahşet sergilemişlerdir. _Duygularını aşırı yoğun yaşarlar. En küçük sevgi büyük bir ihtirasa, en küçük bir soğukluk da büyük bir kine dönüşür. Tek başına bir insanda hafif şekilde görülen bir nefret duygusu, kitlede vahşi bir kine dönüşür. _Kitle hiç kimsenin çok şey olduğu yerdir. Kitle içindeki bireyler hiçliklerini, zayıflıklarını toplumsal güce dayanarak sanki çok güçlüymüş kanaatine sahip olurlar _Kitle tüm iradesini kaybettiği için iradeli bir lidere taparlar. Liderler nevrozlu yarı deli kimselerden çıkar. Liderin görevi inanç meydana getirmektir. Kitlelerde özgürlük gerekliliği değil esirlik gerekliliği vardır. Onlar adına düşünecek, karar verecek efendilerinin peşinden giderler. Lider isterse çok cahil, ilkel biri olsun iradesiyle kitleleri peşine takar. Muhammed ve isa gibi… _Kitle kültüründe insanlar sorumluluktan kurtulur. Zihin uyuşukluğu insanlara bulaşır. Bilinçleri ile değil bilinçaltı(omurilikleri) ile hareket ederler. İnsan artık kendisi değildir. İradesi kendine hakim olmayan robotlara dönüşmüşlerdir. Bu kitleler uygarlık merdiveninden aşağı doğru inerler. Yalnızken aklı başında iken, kitle içinde içgüdüleriyle hareket eden bir vahşiye dönüşmüştür. Artık ilkel bir adamın merhametsizliğine ve anlayışına sahiptir. Kitle içindeki birey rüzgarın kaldırdığı kum tanesi gibidir. _Dar kafalı liderler kitleleri daha çok çeker. Akla uygun olmayan nutuklar insanlara çekici gelir. Mesela çocukça tehditlerler, bunlarda bir ustalık derinlik yoktur. Yavan ve ilkel sözler. Gel de gör bakalım… Çok zeki kültürlü bir adam, tüm kanıtlarla, büyük bir özgüvenle tane tane konuşur. Ama dinleyiciler sıkılır, aldırmaz çoğu terk eder. Bilgi değil nüfuz önemli _Kitlelerin hayal gücüne etki etme sanatı onları yönetme sanatıdır. _Kitleler, bütün iradelerini kaybettiklerinden, iradeye sahip olan kimseye içgüdüsel olarak yönelirler. _Kitlelerdeki dehalarla deliler aynı seviyede buluşurlar. _Farklı tabakalardaki insanları aynı seviyeye getiren şey kitle kültürüdür. Kitle kültürüyle insanların kişilikleri silinir. _Kitleler mantıktan değil, duygudan anlarlar. Kitleleri yönlendirmek için önce onların değerlerini anlamak ve onların dünyasına girmek gerekir. _Bireyler mantıklıdır kitle ise telkinle hareket eder. _Dar kafalı bir adama verilmiş kuvvet insanı ürkütür _Kitlelere mutlaka bir din lazımdır. Kitleler ateisliğe teşvik edilseydi ateislik bir tarikat haline gelirdi. Bir gün bir filozof kilisedeki dini resimleri kırıp yerine filozof resimleri astı ve ayindekiler filozoflar için duaya başladı. _Dahiler her çağda hurafelere inanan kitle tarafından ezilmiştir ama Avrupa yenileşme haraketleri zamanında dahilerin sayısı çoğalınca bu aydınlara şeytanın adamı ya da büyücü gibi yakıştırmalar yapılamamıştır. _Kitleleri yönetebilmek onların hayranlığını kazanabilmek için onlardan uzak durmak tartışma ortamlarına girmemek gerekir. _Bir insanın karakterini sağlam şekilde devam ettirebilmesi, çevresine de bağlıdır. Bazı huyların açığa çıkması kitle ürünüdür. _İnsanlar veya hayvanlar bir grup oluşturunca içgüdüsel olarak bir liderin egemenliği altına girerler. _Seçimlerde kitle kültürü tehlikelidir. Kışkırtılmış kitlelerin seçimleri tehlikelidir ve bir medeniyeti yok ederler. Buna engel olunmalı. _Sadece zeki eğitimli olanlar oy kullansa nasıl olur? Kitle psikolojine göre toplumun en zeki üyeleriyle en geri kalmış üyeleri benzer oy kullanırlar. Kitle halinde insanlar aynı seviyeye gelirler. Herkes oy kullanmalı ve bu eşitlik ırkın ortak ruhunu verir. _Kitlelerin düşüncelerini 2 sınıf oluşturur. 1. Eski köklü inançlar. 2. Moda, geçici fikirler. Bu geçici devrimci fikirler medeniyetin temelidir. Romantizm, realizm akımlarını oluşturan nedenlerdir, çatıdır. _Bir diktatör asla maymundan gelmediğine inanır ve devrimlerden nefret eder. Bir cumhuriyetçi ise evrime inanır ve devrimlere hayrandır ___ _Bir toplum, geçmişin meydana getirdiği canlı bir organizmadır. Kökleşmiş bir gelenek olmadan uygarlık olmaz. Gelenekler yavaş yavaş değiştirilmezse ilerleme mümkün olmaz _Irkın ruhunu atalardan kalma bilinçaltı(ırsi) özellikler temellendirir. Davranışlarımızda anlayamadığımız şeyler vardır ve bunlar atalardan miraz mizaç özellikleridir. Tabi çevre ve veraset yolu ile kazanılan ortak karekterlerin toplamı bir ırkın ruhunu oluşturur. Bu karakterler atalardan geldiğinden sabit ve güçlüdür. _Kavimler karakterlerine göre yönetilirler. Hükümetler kavimleri yönetmez kavimleri yöneten ecdatlardan gelen birikimler ve ırsi özellikleridir. Demokrasi amerikayı uçururken afrikayı batırır. Dünyanın en büyük monarşisi İngiltere en demokratik ülkedir. Demokratik ülke güney Afrika ise tam bir diktatörlüktür. İnsanların düşünceleri ve kurumlarının yapısı, geleneklerinin sonucudur ama yeni yasalar gelenekleri meydana getiremez. Bir devleti kurabilmek için yüzyıllar gerekir. Yeni anayasa yapmak boşa çabadır. _Devlet çökünce, ırk ruhunu kaybeder ve bir efendiye muhtaç hale gelir. Bireylerde bencillik başlar. Irk özelliklerini kaybedip kitle olmuştur ve ayak takımı onları yönetir. Tekrar en başa barbar atalarının seviyesine dönerler. Devlet yıkılmış bir bina gibidir. İnsanlar onun etrafında onun eski görkemini hatırar bununlam motive olurlar bu kadar. ___ _Mikroplar bir canlıyı nasıl çürütürse, kitleler de ülkeyi öyle çürütüp yıkımı hızlandırırlar. _Her dini inanç bir uydurmadan ibaret olduğu için sadece sorgulanmadığı ortamlarda yaşayabilir. _En büyük baskıcılar ölülerin ruhları ve insanın kendi hayallerinde yarattıklarıdır. _Uygarlıklar küçük ve seçkin kişilerce meydana getirilmiştir. Kitleler tarafından değil. _Vatandaşların acizliği ve kayıtsızlığıyla hükümet gücüne güç katıyor. Devleti, itaat edilen bir tanrıya dönüştürüyor. _Dünyayı yönetenler dirilerden çok ölülerdir. _Özgür bir adamın ortaçağa götürüldüğünü farz ediniz. _İnançların saçmalığı onların değerini de arttırır. Gerçekte olmayan gerçeğe üstün gelmiştir. _Başlayan devrimler sona eren inançlardır. _Yenilikler düşünce değişiklikleri sonucu meydana gelir. _Vaktiyle gerçek kabul edilen inançlar zamanımızda yıkılmıştır ve yıkıntının üzerindeki kalabalıklar hala bu yıkıntıyı devam ettiriyorlar. _Özgürlüklerin kısıtlanması, çökmenin ilk belirtisidir _Irkın sarsılmasını önleyen şey ırkın geçmişten gelen ruhudur. _Bir ideal için barbarlıktan medeniyete yükselmek, sonra ideal gücünü kaybedince çözülmek ve ölmek. İşte milletin hayat seyri. _Vatanperverlik duygusunu yaşamayan toplum, tarihte yok olmaya mahkumdur. _Napolyon, "Biricik ciddi söz sanatı tekrardır" demiştir. _Yeniçağdaki yeni güç kalabalıkların gücü olacaktır. Eskiden krallar yöneticiydi artık kitleler. _Kurallarla kitleler yönetilemez, onların ruhuna etki edenler onları yönetebilir. _Kitle üstünlüğü her zaman bir kargaşa oluşturur. _İbadethanelerde ve saraylarda geleneklerden daha büyük putlar yoktur. _Her şey değişir. Eskiden özgürlük ve kölelik farklıydı şimdi daha faklı. _Çok sevilen bir lider zamanla talihin tokadını yiyip ters tepki yaratarak toplumun nefretini kazanır. Ve toplum eskiden tapındığı bu lidere karşı aldatılmışlığının verdiği acıyla çok gaddar davranır. _Parlamento toplumun aynasıdır ve en çağdaş yönetim şeklidir. Birçok insan az insandan daha doğru karar verir _Napolyon: Vendee harbini kendimi katolik göstererek kazandim, kendimi müslüman gösterdikten sonra mısır'a yerleştim. Papanın nüfuzunu yayacağımı söyleyerek italya'daki papazları elde ettim, eğer yahudi bir kavime hükmetseydim, süleymanın mabedini yeniden inşa ederdim. _Bazı kelimelere karşı akıl mücadele edemez ve kitle bu kelimelere karşı derin bir saygı duyar. Birçokları buna doğanın gücü ya da gizemli güç derler. Özgürlük, eşitlik, sosyalizm... Bunlar ruhlarda büyük hayaller meydana getirir. Dindarların kutsalına benzetilebilir. _Dindarlık yalnızca bir tanrıya inanmak değildir, tüm benliğiyle teslim olmak, dava uğruna mücadele etmek, tüm kişisel özelliklerini bu uğurda feda etmektir. _Dinsel kuruntular, uygarlığın sanatın bilimin temelleridir. Heykeller, tapınaklar vs. Şimdi onları hayatımızdan çıkarsak her şey çöker. _Eğer geçmişte hayali inaçlar değil de akıl galip gelseydi beklide uygarlığımız bu kadar gelişemezdi. İlgi kaybolurdu. Akılla bir oduncunun kral olması düşünülemezdi. Çöl araplarının avrupayı fethi düşünülemezdi. Bunların hepsi hayali inançlardan kaynaklanan şeylerdi _Bilim dinin yerine geçti. Artık o yalan söylemiyor insanlara hayali umut dağırmıyordu _100 cinayet kitleleri etkilemez ama tek cinayet etki eder. _Bugün ruhları fethedenlerin mabetleri yoktur ama heykelleri vardır ve onlara yapılan ayin geçmiş zamanlardaki dini ayinlerden farksızdır. _Zaman en büyük oluşturucu ve yıkıcıdır. Kum tanelrinden dağ yapan, hücrelerden insanı yapan şeydir. _Zamana hükmeden kimse inançlılar tarafından tanrı gibi sevilir. _Hastalıktan kurtulmak için tedavi olmakla, hasta olmadan önce önlem almak. _Eğitim insanı çoğu zaman anarşist yapar. Eğitimden daha önemli olan şey, yaşayarak tecrübe etmektir. Tarlada, atölyede vs. Eğitim insanın karakterine fazla etki etmez. Bugünün okulları topluma yabancılaşmış hoşnutsuz anarşist bireyler yetiştiriyor. _İnsanlar, hakları için savaşmaya başladı ama yıkılan din sonucu bir karmaşa oluştu ve yeniden bir dine sığınma ihtiyacı doğdu. _Liderlerin araçları_ _İddia- tekrar- sirayet. _İddia sade ve ispatlanamaz olursa etkisi de o kadar artar. İddia edilen şey sanki kanıtlanmış gerçek gibi ruhlara yerleşir. Yayılmaya örnek: devrimler, isyanlar, hayvanların tepkileri… _Renan, hristiyanlığı yayanların, tıpkı kahvehanelerde sosyalizmi yayan işçilere benzediğini iddia etmiştir _Nüfuz_(Otorite, güç, kudret, itibar) _Önderler telkinleriyle değil nüfuzlarıyla etki ederler. _Ölen Buda, Muhammed, Sezar gibi kimseler hala çok büyük takipçiye sahiptir. Nüfuz etmek bir efsunlanmadır. İnsanın bilincini felce uğratır. Kazanılan nüfuz: isim, rütbe, makam… Kişisel nüfuz: Servet, iradeyle _Yargıçların kıyafeti, sanat eserlerinin nüfuzu… _Bir başkan seçileceği zaman jüri onun nüfuzuna ve itibarına bakar. Nufuz zenginlikle olur. Zengin biri belediye başkanlığında en büyük adaydır. _Aday, seçmeni övmeli, umut vermelidir. Rakip adaya ise iftiralarla itibarını düşürüp, sürekli tekrarlarla perçinlemelidir. Eğer rakip aday o iftiralara cevap verirse kaybeder. Yapması gereken iftiraya karşılık iftiradır. _Kitle Kültürü ile ilgili Örnekler_ _Fransız devrim örneği_ Devrimciler tüm vahşilikleriyle tüm sapıklıklarıyla kan döktüler, krala saldırdılar, kendilerini içgüdülerine kaptırmış vahşi sürülere döndüler. Yeni bir din ve yeni bir düzen getirmek için katliam yaptılar. _1789 yılında aristokratlar toplu halde tüm ayrıcalıklı haklarından vazgeçtiklerine, herkesle eşit olduklarına dair oy kullandılar. Kitle kültürünün coşkusuyla yapılan bu hareketler eğer aristokratlara teker teker sorulsaydı kabul edilmezdi. _Bir balıkçı denizde büyük bir kayığın devrildiğini insanların yardım için el salladığını görür ve hemen diğer insanlara ve subaylara haber verir. Yardıma giderler ve kayık değil bir kütük. Bir balıkçı kitleleri telkin ederek köylüyü, subayı, profesörü etki altına aldı ve hepsi aynı doğrultuda düşüneden hareket etti. _Güçlü birinin yüreğini yiyince onun gücünü aldığını düşünür. Kötü patronu varsa tüm patronların kötü olduğuna inanır. Tiyatrolarda katili oynayan oyuncu çıkışta gerçekten katil sanılarak dayak yermiş. Bu da halkın kolaylıkla etki altına alındığına örnektir _Lider, bir katille bir anarşisti bir gemiye bindirip onları hastalık adasına görürüp bırakacağını söyleyince katil ve anarşist ortak bir paydada buluşup bir kitle oluştururlar. _Kitleler kışkırtılarak otomat haline gelir ve liderinin dediği her şeyi bilinçsizce yapar. Örn. Bastille muhafızının katli. Bir kale fethedilince kitle çok heyecana kapıldı ve muhafızı tekmelerde dövmeye başladı. Muhafız da yanlışlıkla tekmesini bir adama vurdu. Adam işsiz bir aşçıydı. Meraktan buraya gelmişti. Ama kalabalığın onu alkışlamasıyla kışkırtıldı ve çıkardığı kör bıçağıyla muhafızın boğazını kesti. _Kunduracılar, boyacılar, berbeler, çeşitli esnaflar kışkırtılırlar ve sanki vatanı kurtarıyormuşcasına canice, insanlara saldırıp katlederler. Bununla gurur duyarlar. Sanki ödül alacaklarmışcasına coşarlar. Kitlelerin vicdanı bu şekilde doyurulurduktan sonra hakim gibi karar verip katliama kanun yoluyla devam ederler. _Gardiyanlardan biri mahkuma kötü davranınca kitle bunu haber alır be gardiyanı öldüresiye döverler. Sonra aristokratlara işkence ederek öldürürler. Vücutlarını delik deşik ederler. Sonra etrafında dans ederler. Ve yaşlıların, işsizlerin çok büyük yük olduğunu, onların da öldürülmeleri gerektiği çılgınca alkışlanır. Ve hükümetten bu vatanseverlik karşısında ödül beklerler. Kitlelerin büyüklüğü hükümete de diz çöktürür. _Irkın oluşumu_ _Göçler, savaşlar, çeşitli sebepler nedeniyle güçlü kavimler zayıf kavimleri işgal eder. Birleşip devlet oluşturur. Ama bu kavimlerin hiçbir ortak özelliği yok. Sadece yasayla birbirine bağlılar. Bazıları barbar bazıları gelişmiş karakterde. Zamanla birbirlerinin içinde erimesiyle ortak bir karakter oluşur. Ve ortak yaşam sonucu yeni ırklar oluşur. Barbarlık biter ve yeni inançlar sanatlarla yeni bir uygarlık oluşur. Bu uygarlık büyük ve artık yaşlanır. İhtiyaçları gideremez olur. Kargaşa çıkar ve ölür. _Değişik kitleler söyle sınıflandırılır_ _a. Gayri türdeş kitleler: 1. İsimsiz(sokak kalabalıkları) 2. İsimli(parlamentolar, jüriler ) _b. Türdeş kitleler: 1. Mezhepler. 2. Kastlar. 3. Sınıflar _Gayri türdeş, rastgele topluluklardan oluşur. Irksal özellikler yön verir. Bir İngiliz özgürlükçüdür, bir Fransız eşitlikçi. Irkın ruhu kitlenin ruhuna egemen olur. _Irkın ruhu ne kadar güçlü olursa toplumun durumu da o kadar güçlü ve ahlaklı olur. _Türdeş: mezheplerda değişik insanlar olabilir ama kasttaki kişiler benzerdir. Aynı işi yapan askerler. Likayat önemlidir. Sınıf ise belirli ortak çıkarlar için bir araya gelmiş insanlardan oluşur __ _Gustave Le Bon_ (1841-1931) Fransız sosyolog ve antropolog. _Devrimlerden ve bilhassa Fransız devriminden nefret eden Le Bon her türlü topluluk gibi temsil işlevi gören meclislerin de kitle psikolojisini yansıtan bir "kalabalık" olduğunu savunuyordu. Ona göre bireyin zekâ seviyesiyle orantılı kararlar almasını önleyen "yığın psikolojisi" sendikaların, siyasi partilerin ve bilhassa meclislerin çalışmasına egemen olarak batı uygarlığının çöküşünü hazırlıyordu. Bu süreci tersine çevirmenin tek çaresi seçkinlerin inandıkları dönüşüm programlarını bu tür temsilî yapılara karşın taviz vermeden uygulamalarıydı. Bu programları kitlelere benimsetmenin yolu ise bunları onların onayına sunmak değil, bunların kendilerinin yararına olduğunu onlara sürekli biçimde tekrarlayarak içselleştirilmelerini temin etmekti. _____
··
1.035 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.