Gönderi

87 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
Sevmek mübâlağa sanatıdır, abartın... Cahit Zarifoğlu da öyle yapmış. Yürek Dede ve Ayşe Nine'nin birbirlerine olan tatlı tatlı muhabbetlerini mübâlağa sanatıyla gönüllere dokundurmak istemiş. Okurken ben de ufak dokunuşlar yapmak istedim bazı yerlere. Muhabbetin güzelliği samimiyetindedir. Mini bir diyalog bırakmak istiyorum şuraya... "- Kadıncığım, epeydir benden hiçbir şey istemezsin, iste ki yapayım, sen emret bir kere de ben yapayım. + Aman efendim, dedi Ayşe nine, o nasıl söz, asıl ben senin ayağının türabı olayım, emret kendimi yoluna kurban vereyim - Aman gözümün nuru, sultanım! Bu nasıl kelâm? Beni macup eder, helâk edersin. Ben senin bir emrini işitmek isterim." Zarifoğlu böyle tatlı bir muhabbet, ilgi ve alaka ikliminde namaz, dua, kurban, israf, misafir adabı, teslimiyet gibi değerleri hikayelerine yerleştirmiş. Bir bahçeye rengarenk çiçekler ekmiş sanki. Süleyman peygamber ve kirpiyle merhameti kucaklarken yirmilikler hikayesinde yirmiliklerden nasiplenmenin mahrumiyeti sahip çıkılmayan değerlerin neticesinde kendini gösteriyor. Üç hikaye de ayrı ayrı dünyalara açılan kapılardı. Uyumak için masal okumaya ihtiyacım yoktu. Ama uyumadan önce kendi dünyamdan çıkıp bir masalda soluklanıp, dinlenmeye ihtiyacım vardı. " Meleklerin kanatları altında, ötelere uzanan rüyaların tatlı salıncağında, ocaktaki alevi besleyip yaşatan taze hava gibi bir uyku"ya gerçekten ne çok ihtiyacım vardı...
Yürekdede İle Padişah
Yürekdede İle PadişahCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20152,176 okunma
·
527 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.