Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çoğu kimsenin ilgisini çekmeyeceğini bile bile tarihin bu tozlu sayfalarını karıştırmamın nedeni, sözü Hasan Amca'ya getirmek. Hasan Amca ya da nâm-ı diğeri Çerkes Hasan. Kim bu zât? Prens Sabahattin ekibi içerisinde yer almış genç bir yurtsever, heyecanlı bir militan, heveskâr bir ihtilalci, yaşlı, bıkkın ve fakat her halukârda geçmişiyle hesaplaşmaktan kaçınmayan yüreği yaralı bir Babıâli eskisi. Kitapları da var. Hatıralarını yazmış, silahıyla deviremediklerini kalemiyle devirmeye çalışmış. Bence muvaffak da olmuş. Sahada mağlup, hükmen galip. Bu toprakların hikâyesini merak eden gençlerin bu zâtı tanımalarını, yazdıklarını okumalarını isterim. Günümüze ışık tutacak birçok uyarıyı içeriyor yazdıkları; tabii ki ibret almaya niyeti olanlar için. Bakınız, gençliğinde İttihatçıların ve bu arada Mahmut Şevket Paşa'nın da muhalifleri arasında yer alan bu genç, yıllar geçip defter kapandıktan sonra neler söylemiş: Oktay Ekşi'nin anlattığına göre, Hasan Amca 1956-58'de bir kitabı için Milli Kütüphane'de ve TBMM Kütüphanesi'nde araştırmalarda bulunmak üzere Ankara'ya gider. Çalışmaları sırasında, birgün sayın Ekşi'ye şunları söyler: — Evlât, bugün ne buldum biliyor musun? Biz, Mahmut Şevket Paşa hükümetini devirmeye kalkışmıştık. Meğer bizi o tarihte İngiliz Büyükelçisi kullanmış. Çok çarpıcı bir belge buldum, herşeyim yıkıldı. Onu yayımlarsam, yaşadığım bütün kavgaların anlamı kalmaz.* İhanetinin belgesini buluyor ve diyor ki: — Bu belgeyi yayımlarsam, yaptığım kavgaların hiçbir anlamı kalmaz! Bir düşünsenize, bu ne ızdırap verici bir sözdür! Bir oyunun içinde rol almak ve fakat yapıp ettiklerinin rol gereği olduğunun farkına bile varmamak. Bu ülkede mücadelelerin içinde kendini bulan Sosyalist veya Ülkücü veya İslâmcı veya Kürtçü gençlerin (militanların) trajik öyküsü. Doğru ya da yanlış, haklı ya da haksız. Fakat her halukârda idealist bütün gençlerin hikâyesi. Bir oyunun içinde rol almak ve fakat yapıp ettiklerinin rol gereği olduğunun farkına bile varmamak, verilen rolü gerçek sanısıyla oynamak, en nihayet rol gereği ölmek, rol gereği yok olmak. Yani anlayacağınız rol bâki, oyuncular fâni. Bu ne bitmez bir hüzün, ne bitmez bir trajedidir! Sizin neler düşündüğünüzü bilemem; ancak ekranda o genç kızın yanışını seyrederken benim aklıma kendiliğinden bu bitmez trajedi geliverdi.
Sayfa 85 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / rol bâki, oyuncular fâni / * Alpay Kabacalı, Bir İhtilâlcinin Serüvenleri, s. 50, İstabul, tsz. (Hasan Amca destanına mütevazı bir katkı için ayrıca bkz. Müfid Ekdal, Eski Bir İhtilalciden Dinlediklerim, İstanbul, Kitabı okudu
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.