Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Michael Ruse'un yaptığı biçimler açısından savurgan davranan bir Doğa kavramı karşısında Nietzche düşüncesini benimsemiş bir kişi kendisini zaten tanıdığı bir kavramla karşı karşıya bulur: "Doğa gibi, sınırızca savurgan, inanılmazcasına kayıtsız, hiçbir amaç ve kaygı gütmeyen, merhamet ve adalet kavramlarından yoksun, aynı zamanda hem bereketli hem de kısır ve belirsiz olabilen bir varlığı gözünüzün önüne getirin; kayıtsızlık denen şeyin bir güç olabileceğini düşünün” (İKÖ, 9). Fakat, biyolojiden hareket edip ahlakın soykütüğünü ortaya koymaya çalışmanın da tehlikeleri vardır: "İnsan, var olan her şeye ahlaki bir değer vermiştir ve dünyanın sırtına etik bir yük bindirmiştir" (TK, I, 1). Bu nedenle de yukarıda belirttiğim gibi, en basit yöntem, ahlak kavramını gereksiz bir Platoncu gizem yaratma çabası şeklinde gö- rerek tamamen reddetmek ve kendimizi etoloji kavramı ile birlikte hayvanlar alemine, yani hayvan davranışları sınıfına dahil etmektir. "Karıncanın iyi bir karınca olabilmek için herhangi kesin kav- ramlara ihtiyacı yoktur” (Gİ, 786). “Ahlaklı ya da ahlaksız bir eylem diye bir şey söz konusu değildir" (Gİ, 786). Dinsel kafa yapımız nedeniyle, insan adlı hayvanın davranışlarına bu yüzeysel ahlak kavramını biz dahil ederiz ve böylece de ahlakın bilimsel incelemesini olanaksız hale getiririz. "Filozoflar yanlış bir biçimde ahlakın akılcı bir temel üzerinde durduğunu varsaymışlardır... Ahlak, sorgulanma- dan olduğu gibi kabul edilmiştir” (İKÖ, 186). Nietzche'ye göre, “Özü güç istenci olan bir dünyada bu kavram ne kadar bayağı, sahte ve duygusal kalmaktadır..." (a.g.e.).
Sayfa 184 - PdfKitabı okudu
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.