Gönderi

Herodot'a göre İskit göçebeleri, kazan ve odunları olmadığı vakitler, yiyecekleri eti fevkalade orijinal bir tarzda pişiriyorlardı: "Kurbanlarını yüzdükten sonra, kemikleri örten bütün etleri ayırırlar... Eğer tencere yoksa etler hayvanın iskeleti üzerine konur, su da katılır, alttan kemiklerle beraber ateşlenir; kemikler pek güzel yanarlar ve iskelet kemikten ayrılmış eti kolaylıkla tutar. Bir öküzün bütününü pişirebilmek için yakacağını da böylece kendisi sağlamış olur" (Herodot, 1972, s. 202). A.P. Smirnov, böyle bir et pişirme tarzının hiçbir araştırmacı tarafından tespit edilmediğini yazmaktadır. Fakat bu tarz, birçok Türk halklarında, özellikle Altaylı çobanlarda, Balkarlar, Karaçaylar, ve Kazaklarda oldukça yaygındı. Bu iş şu şekilde yapılmaktadır: Çok fazla derin olmayan bir çukur kazılır, o çukurun içine üzerinden etleri sıyrılmış kemiklerden ve eğer varsa odunlardan ateş yakılır. Toprak iyice kızdıktan sonra bu çukurun içine et ile içi doldurulmuş işkembeyi koyarlar, onun üzerini de kızgın küllerle kapatırlar, odun veya kemiklerle ateşi beslemeye devam ederler. Böylece hayvanın kemikleri kendi etini pişirmiş olur.
Sayfa 78 - (6) - PdfKitabı okudu
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.