Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Denemeler
Anı Üzerine Anılar çok değerlidir bence. Her geçen saniyenin bir insanla paylaştığın vaktin kıymeti büyüktür. İnsan insana muhtaçtır, bu böyledir dostlar. Bir arkadaşınızla, eşinizle, çocuğunuzla veyahut anne ya da babanızla geçirdiğiniz anıların kıymeti o kadar büyüktür ki değeri hesaplanamaz derecededir. Size rahmetli anacağımla geçirdiğim anıları anlatmak isterdim ama seyrek seyrek hatırlıyorum o öldükten sonra ağır bunalıma girmiş hatta birkaç kez intihar girişiminde bulunmuştum. Daha sonra bir hastanenin psikiyatri servisinde 21 gün yattım. Servisten içeri girdiğimde telefonumu kimliğimi ve ayakkabı bağcıklarıma varasıya kadar elimden aldılar. İlk günler pek alışamadım teyzemi arıyorum beni içerden çıkartmaları için ağlar yarvar yakarıyordum ama nafile babam ve halalarım çıkmama asla izin vermiyorlardı. İçedeyken kulağım hep telefondaydı ailemden biri arayacak mı diye ilk zamanlar teyzem arıyordu ama ben o her aradığında ağlayıp yakardığım için artık o da bıkmış ve aramamaya başlamıştı. Neyse içerde ceren diye bir kızla tanıştım kendisiyle biraz sohbet ede ede yürüdük aslında çok da önemli şeyler hakkında konuşmuyorduk ama anlaşmıştık ve zamanla iyi bir arkadaş olmuştuk. Birbirimizle yediğimiz yemeği içtiğimiz içeceği paylaşıyorduk öyle yakın olmuştuk onunla. Zaman geçiyor vakit öldürmek için bir şeyler yapmaya çalışmaktan ziyade sürekli uyumak geliyordu içimden oda arkadaşım yapma dedi dışarı çık biraz hava al kendine gelirsin dedi sürekli uyuma diyerek öğütlemişti. Bende bir odada kitaplık görünce odadan içeri girip kitaplara bakmak istedim ve Victor Hugo'nun Sefiller kitabını görünce incelemek istedim kitabı aldım ve okumaya başladım derken kitabı ertesi gün bitirmiştim sanırım. Böylece zaman öldürmenin ve vakit geçirmenin yararlı ve anlamlı yolunu bulmuştum. Kitap okumak! İçerde zamanla sürekli kitap okumamdan dolayı bana Kitap Kurdu! Kitap Kurdu! diye sesleniyorlardı bende aldırmıyor gülüp geçiyordum. Okuyacağım kitaplar olduğu sürece sıkılmadan okurum ama okumak istemediğim bir kitabı içimden gelmiyorsa kitabın ilk cümlesini otuz kere tekrar etsem yine kafam orada olmaz başka yere kayar gider ve bir türlü kitaba dalamazdım. Her neyse zaman gelip geçti 18-19 gün oldu ve cerenin vakti dolmuş çıkacaktı tam altmış gündür hastanede olduğunu söyledi şaşırdım ama meğer insan alışınca bin gün olsa yine sabırla beklerdi çıkacağı vakti. Neyse Ceren gitmeden önce bana veda etti bende dalga geçiyor sandım, gitmiyecek sanmıştım ama gitmiş. Keşke telefon numarasını isteyip not etseydim diye çok pişmanlık yaşadım. Ona bir daha ulaşma şansım olsaydı belki hep iyi bir arkadaş olarak kalabilirdik ama nasip değilmiş dedim ve onunla geçirdiğim güzel vakitler bana güzel birer anı olarak kaldı. Ertesi gün 20 gün olmuştu alışmıştım içeriye artık bir ömür burada kalsam yine de bana koymazdı çünkü alıştığımı farketmilştim ve bir gün daha geçti ertesi günün sabahı bir güvenlik görevlisi hazırlan, çıkıyorsun dedi bende üzüldüm ama bir yandan da özgürlüğüme kavuşacağım için seviniyor eşyalarımı topluyor heyecandan aceleyle çantaya doldurmaya çalışıyordum kıyafetlerimi birbirine karışan kıyafetler toz içindelerdi. Babam gelmiş ve servisin kapısında beni bekliyordu sanki onu özlememiş gibiydim sonra serviste yatan bir kadın sarılsana babana dedi bende babama sarılmıştım sonrasında içerdeki bir arkadaşa el sallayarak servisin kapı aralığından çocuğa veda ettim.
·
1 artı 1'leme
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.