Gönderi

Bir fırtınanın hücumu karşısında eğilmiş bir ağaç gibi.
Balrog köprüye vardı. Gandalf köprünün tam ortasındaydı, sol elindeki asasına dayanıyordu fakat diğer elinde Glamdring beyaz ve soğuk soğuk parlamaktaydı. Düşmanı tam karşısına gelince durdu ve etrafındaki gölge iki engin kanat gibi açıldı. Kırbacı havayı kaldırdı, kösele şeritler sızlanarak şakladı. Burun deliklerinden ateşler çıktı. Fakat Gandalf hiç istifini bozmadı. ''Geçemezsin,'' dedi. Orklar taş gibi duruyor, etrafta çıt çıkmıyordu. ''Ben Gizli Ateş'in hizmetkârıyım, Arnor'un alevini kullanırım. Geçemezsin. Kara ateş seni kurtaramaz, Udûn'un alevi. Gölge'ye geri dön! Geçemezsin.'' Balrog cevap vermedi. İçindeki ateş söndü adeta, ama karanlık büyüdü. Yavaş yavaş köprüye doğru adım attı ve aniden upuzun dikildi, kanatları bir duvardan bir duvara uzandı; ama Gandalf karanlık içinde ışıl ışıl hâlâ gözler önündeydi; küçücük ve yapayalnız görünüyordu: Gri ve iki büklüm, bir fırtınanın hücumu karşısında eğilmiş bir ağaç gibi. Gölgenin içinden alev alev kırmızı bir kılıç fırladı. Glamdring ak ışıltısıyla ona cevap verdi. Çınlayan bir şakırtı yükseldi, beyaz bir ateş patladı. Balrog geri düştü ve kılıcı erimiş kor parçaları halinde havaya uçtu. Büyücü köprünün üzerinde sallandı, bir adım geriledi, sonra tekrar kıpırdamadan durdu. ''Geçemezsin!'' dedi.
Sayfa 413 - Metis Yayınları, Gandalf, BalrogKitabı okudu
281 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.