"Onları henüz çocukken ormanda kamp ateşinin etrafında dinledin, en iyi arkadaşın sizin evde kalırken gece geç saatte karanlık yatak odanızda size fısıldandı. Bir yaz gecesi arka bahçeye kurduğunuz çadırda onu dinlediğinde o kadar korktun ki bir hafta boyunca uyuyamayacağını düşündün. İşin aslıyla yüz yüze gelince rivayetle hakikati birbirinden ayırmak pek mümkün olmuyor. O Ekim Çocuğu... tarlada yetişen katil, şekerleme kalpli acımasız şaka, testere suratlı kâbus..."