Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hâl-i Pür-Melâl´imiz
Sözünde durmaları şansa kalmıştır, her gün dört beş saat tavla, okey oynayabilirler, sosyal medya ve telefon kullanımda dünyada zirvelerdedirler, güvenmez ve güvensizdirler, ödünç aldıkları kitapları geri vermezler, apartman dairelerinde çöldeymiş gibi özkısıtlamasız yaşarlar, 128 yıldır yaya geçitlerinde yayaların üzerine araç sürerler, metro treninin kapısından çıkanların üzerine yürürler, işleri son güne bırakırlar, her gün saatlerce o ne demiş bu ne yapmış diye konuşurlar, hep konuşurlar, yalnız kalmaktan hoşlanmazlar ama konuştuklarını unuturlar, kaldırıma araba park ederler, sorulunca işim vardı derler, hakaret suç mu diye sorarlar, çocuklarına günde 150 kere otur koşma vb diye emirler verip onları komut yalaması yaparlar, zora gelemezler ama müşkülpesenttirler, söyleneni ve okuduklarını anladıklarından emin olunamaz, tecrübeye ve şahitliğe dayalı sonuçcu sokak zekasıyla yaşarlar, tekrar edene inanır ve ifadeleri buna göre yorumlarlar, soyut ve kavramsal düşünmekten hoşlanmazlar, şahit oldukları kadarıyla günlük hayat düşünme ufuklarını oluşturur, her yerde hata ve kusur ararlar (kiniktirler), tanıdıklarına çay, kahve ikram eder ama yabancıları kazıklarlar, "sen yabancı değilsin abi" derler, hep haklı yani savunmacıdırlar, yeni teknolojiye açık yeni fikirlere kapalıdırlar, biraz kesin inançlıdırlar, akıl yürütmezler, sevdikleri yerlere yazın giderler, kafede sohbet ederken saatte 7 sigara içebilir ve ben ne yapıyorum demezler, vakurluklarını kolay yitirirler yani kendilerini kolay kaybeder ve çileden çıkabilirler (özellikle erkekleri), herkes böyle yapıyor, ben napıyım diye düşünürler,bağımsız vicdanlı olanlarına az rastlanır, akrabalarını kayırabilir bundan rahatsız olmazlar,dayanışmayı tektiplilik üzerine kurarlar, pek gülümsemez, yanlış yapmaktan yanlış buldukları için değil yaptırım korkusundan kaçarlar bu yüzden korkutucu cezalar isterler, eve gelen tesisatçıya nezaret ederler ki işini kaytarmasın okulda gözetmen yoksa kopya çeker, ucuza toplu taşımdan yararlanmak için öğrencilik yapmayacakları okullara kaydolur bunu da aldatıcı davranış saymazlar, öğrenci çocuklarının toplu taşıma kartını kullanır ne var ki derler,el alemin sözünü umursamaz, yaptıklarını rehber edinirler Arkadaşlarıyla gittikleri mekanlarda masanın hesabını ödemek için yarışır, yabancılar karşısında sineğin yağını çıkarırlar, her fırsatta vergi kaçırır ama bayrağa saygı gösterirler, devlet denince akıllarına hukuk gelmez, yaşadıkları büyük kentlerin gitmedikleri bölgeleri vardır yurtdışını bilmez ama atıp tutarlar, kendilerini daha ahlaklı sayarlar, garaj önlerine park ederler, kimilerinin çayı karıştırırken çıkardıkları ses fezadan duyulur ve yanındakiler de ne yapıyorsun demezler, epeycesi ayakkabılarını apartman dairesinin kapısının dışına koyar ama izmaritleri sokağa atar, sevgili dükkanlarını yıkadıkları kirlenmiş suyu kaldırıma boca ederler yani kamusal bilinçleri yoktur ama vatan ve milletini sever, personeline cezaevi müdürüymüş gibi davranır, hakkını isteyen elemana düşman muamelesi yaparken "abi kızım evleniyor, bir abilik yap" diyen elemanına "tabii canım biz ne güne duruyoruz" diyebilirler,aktif içirici olmamak konusuna tamamen duyarsızdırlar, özdisiplinleri zayıf olduğu için, disipline sokacak sıkı ve nitelikli ortamları (okul gibi) arayabilirler, sert ceza talep eder,kural tanımazlar Astlarına sen üstlerine siz derler, özellikle eşitleriyle birlikte organize çalışmakta sorunlar yaşar, hiyerarşiyi arar, balık baştan kokar derler, heteronomdurlar, büyük resmi çözmeyi sever mikroya tenezzül etmezler, büyüğü konuşur ama uzun vadeli hazırlanmaz, zamana yaymazlar. otoriteye hürmetleri vardır yani inandı mı tam inanırlar, ikna edilmeleri, zorlanmaları gerekmez, güvendiklerinin peşinden sorgulamadan giderler, onu tüm yönleriyle üstün görür, bu sebeple de kolayca kandırılabilirler, biraz çocuksudurlar, liyakati önemseseler de eğlenceliyi nitelikliye, eğlenceli kolayı nitelikli zora tercih ederler, ne istediklerini pek bilmezler yani kişisel uzun vadeli amaç ve uğraşıları yoktur bu yüzden günlük ve anlık yaşarlar, kendileri başlarına yük ve ağırlık olur. Otoritenin onları onların otoriteyi sevdikleri kadar sevdiklerine inanırlar. Bloklar halinde düşünürler. Bir tarafı bir konuda destekleyenin o taraftan olduğuna tüm kalpleriyle inanırlar yani homojenliğe bayılırlar. Otoritenin yanılabileceğine inanmazlar, ya hep ya hiç derler. Görünüşü kurtarmayı, geçiştirmeyi severler. Bilgi ve genel kurallarla kurdukları ilişkinin biçimi çok zor değişir. Bu ilişki biçimi değişmesin diye kuralları değiştirebilirler. Bilin bakalım bu insanlar kimler?
Murat Önderman
Murat Önderman
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.