Gönderi

Partizanlara annemle birlikte katıldık... Annem çamaşır yıkıyor, pişirip taşırıyordu. Gerektiğinde nöbet tuttuğu da olurdu. Bir keresinde göreve gittim; birileri anneme, asıldığımı söylemiş. Bir-iki gün sonra döndüm, beni görünce kadıncağız felç geçirdi, birkaç saat konuşamadı. Çekilecek çilemiz varmış... Yolda baygın bir kadını aldık. Ayaklarının üzerinde duramıyor, yerde sürünürken öldüğünü zannediyordu. Kanı akıyordu evet ama bunu öbür dünyada hissettiğini sanıyordu. Onu kıpırdattığımızda biraz kendine geldi ve anlattı... Nasıl vurulduklarını, kendisi ve beş çocuğunun nasıl idama götürüldüğünü anlattı. Çocukları ambara doğru götürürken vurmuşlar. Ateş ederken eğleniyorlarmış... En küçükleri memede bir oğlan... Faşist, havaya fırlatmasını işaret etmiş - havada vuracak. Anne çocuğu kendi elleriyle öldürecek şekilde fırlatmış... Kendi çocuğunu öldürmüş yani... Alman'a fırsat vermemek için... Bütün bu olanlardan sonra bu dünyada yaşamak istemediğini, ancak öbür dünyada yaşayabileceğini söylüyordu... Öldürmek istemiyordum, öldürmek için gelmemişim dünyaya. Öğretmen olmak istiyordum ben. Ama bir köyü ateşe verdiklerini gördüm... Bağıramazdım, yüksek sesle ağlayamazdım: Keşfe çıkmıştık, köye vardık. Ellerimi kemirebilirdim ancak ki ellerimde o günden kalma yara izleri var, kanatasıya kemirmişim. Etim meydana çıkasıya. İnsanların çığlıkları kulağımda... İneklerin bağırtısı... Tavukların bağırtısı... Bana hepsi de insan sesi çıkarıyor gibi gelmişti. Tüm canlılar. Çığlıklarla yanıyorlardı. Bunu söyleyen ben değilim, acımdır..
Sayfa 324 - Valentina Mihaylovna İlkevic, partizan irtibat eri
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.