Merhaba 1K okurları! Çok seviyorum inceleme yazmayı. İddialı değilim, iyi, kötü, bu benim duygularım. Okuduğum kitapların bende bıraktığı etki... Aylar sonra dönüp okuduğumda, duygulanıyor da olabilirim. İşte o duygulanacağım incelemelerden biri de

Kızıl Kardelen-2 Güneşin Aşık Olduğu Kız olsun istiyorum. Çünkü benim için özel, anlamlı. Bana

Mâverâ mın hediyesi. Üzerine parfümünü de sıkmış, koklaya koklaya okumak daha bir anlamlı oldu. Teşekkür ederim canözüm. İlk kitap

Güneşin Öptüğü Kız 'ı okuduktan sonra devamının olduğunu öğrendim ve büyük sabırsızlıkla okuyacağım günü bekledim. Ülke farkı, özel nedenler kitapları bana ulaşılmaz ediyor ya, bu, canımı daha bir sıkıyor. Ve sonunda nasip oldu ve.... İki aşık. İki bey soyu. Töreler farklı, düşünce tarzı farklı, din, dil, ırk farkı var, var ama...İşte o ama'da kilit noktası. Bütün cihan sınır çizse kadere karşı gelinir mi? Yazdıysa Yaradan, bozamaz insan! Ve o kader illa ki yolu bir-birinden geçenleri buluşturur. Buluşturur da kavuşturur mu? Kavuşmak tensel olmaz bazen, tinsel olması da önemli. Hatta en önemlisi tensel kavuşmalardır. Hani bir Kurt'un, bir Kardelen'i cümle cihandan sakındığı, başına taç yaptığı bir duygudan bahsediyorum size. Gel gelelim ki Kurt'un eli kanlı, Kardelen'in bağrı dağlı. Peki gerçekten o kan Kurt'un eline bulaşmış mıdır? İşte şüphe bir kez düştü mü kalbe kemirir en içten. Öyle böyle değil, sevdiğini haram kılacak kadar. Bir an bile ayrı kalamadığından kendini sakınacak kadar. Nedir o kan davası? Kardelen dağ gibi bir abi verdi toprağa, Kurt ay parçası bir kız kardeşinin mateminden yeminli. Ama ne yemin. Şimdi sorarım size, aşkınız için kaç yemin bozarsınız? Ya da bozar mısınız yemininizi? Öyle hemen cevap vermeyin. O kadar kolay olmasa gerek. Nefsinize değil, kalbinize sorun bu soruyu derim. Hayat bazen kader damarından saplar hançerini, uf bile demeye izin vermez. Kurt eşi kurt gerek derler. Ama tilkiler kurta yarayı açacak an kollar.. Bana birazcık "Kuruluş Osman" dizisini de andırdı. Kara bey-Osman, Kayı alp-Bamsı, vs. vs. Belki de diziyi izlediğim döneme denk geldiğindendir. Kitapta Kürt ve Türk evliliği, Çerkez ve Türk evliliği ve bütün bunların Sultanın emriyle uygulanmasından bahsediyor da, ama evlilikler de bir başka ilgi çekici. Daha çok var anlatacaklarım da, incelememi kısa tutmayım da, kitabın gizemi olsun. Yazdıklarım kitabın onda biri bile değil. Ki ben, kitabı elimden bırakmadan, soluksuz okudum. Maalesef günlük işlerin yoğunluğu bana soluk aldırmadığı için zaman aldı. Ama bitirmek istedim mi? Hayır! Ailemden birilerinden ayrılıyormuş gibi hissettim. Bir kadın nasıl seviliri okudum. Bazen ağladım, bazen kahkahalar attım. Son bir söz daha yazıp öyle kapatayım. Siz siz olun Rabbi'ne sevdalı olana gönül verin! Bu benim düşüncem. Öyle dini bayrak edene demiyorum. Dikkat ederseniz, Rabbi'ne gönül verene diyorum. Çünkü Yaradan'ı seven, yarattığını da sever, Yaradandan ötrü. Keyifli okumalar dilerim..