Evet... bir Saatleri Ayarlama Enstitüsü naziresi ile mi karşı karşıyayız? Sanki öyle gibi ama değil de gibi... Öyle çünkü hem romanın adı hem de oluşturulmaya çalışılan karakterin dünyası Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve romanın kahramanı Halit Ayarcı'ya epey bir benziyor. Öyle değil çünkü karakterler o kadar anlatılmasına rağmen satıhta, yazarın kurmacası okuyucuya kendini inandırmıyor. Detaylarda, tekrarlarda boğulmuş bir kurmaca. Eski edebiyatımıza yapılan göndermeler ve günümüz siyasi dünyasının parodileri keyifsizdi diyemem ancak birçoğu lafı daha da uzatmaktan öteye ulaşamamış. Ne karakterleri derinleştirmiş ne de romanın meselesini... Yazar oldukça konuşkan bir anlatıcı seçmiş dolayısıyla kendisinin de konuşkan bir yazar olduğunu söylememiz abes kaçmaz. Ancak ben ne Mehmet Aşçı'nın ne de dedelerinin hayat hikâyesinde doğal bir akış bulamadım. Halbuki Halit Ayarcı'nın kanlı canlı yaşadığına ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün gerçek olduğuna kalıbımı basabilirim. Bu tarz bir kurmacayı yazabilmek elbette bir cesaret ve yetenek işi ancak okurun beklentisini de epey yükselten bir şey. Edebiyatımızda mükemmel bir örneği varken Ruhunu Satanlar Derneği ancak ve ancak kötü bir nazire olarak göründü benim gözüme. Bu eleştiriyi sadece romanın kurmaca dünyasına yöneltiyorum tabii ki. Yazar iyi bir tahkiyeci ve dile hâkim.

Ruhunu Satanlar DerneğiFatih Gezer · Everest Yayınları · 2023101 okunma

·

388 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Emel