SEVMENİN ALÂMETİ SEVDİĞİNE TÂBİ OLMAKTIR
Her kim bir kavmi severse dünya ve âhirette onlarla birlikte olur. Nitekim Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem: “Kim bir kavmi severse, Allâhü Teâlâ onu, o kavimle beraber haşreder.” buyurmuşlardır.
Bununla birlikte Hasan-ı Basrî (rah.) şöyle demiştir: “Ey Âdemoğlu! ‘Kişi, sevdiği ile beraberdir’ kelâmı, seni gurura sevk etmesin. Çünkü sen, makamı yüksek zâtlara, ancak sahih bir itikâd ile onların amelini işleyip onlara uyarsan kavuşabilirsin. Nitekim Yahûdî ve Hıristiyanlar da peygamberlerini sevdiklerini söylerler, ama onlara uymadıklarından onlarla beraber değillerdir.
İmâm Gazâlî (rah.) dedi ki: “Burada şu husûsa işaret vardır; hayırlı amellerin bazısında yahut tamamında sevdiği kişiye uymadıkça mücerred sevgi iddiası fayda vermez, demektir.”
Fudayl bin Iyâz (rah.) demiştir ki: “Sen, Firdevs Cenneti’ni yurt tutmak, Rahmân’a yakın olarak Cennet’te peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlere komşu olmak istiyorsun, öyle mi! Sen, bu makama ermek için hangi ameli işledin? Nefsinin hangi şehvetini terk ettin, hak uğrunda öfkeni mi yuttun? Kesmiş olduğun akrabalık bağından hangisini tamir ettin? Kardeşinin hangi kusurunu bağışladın, Allah yolunda hangi yakınından uzaklaştın, sevmediğin hangi kimseyle Allah için yakınlık kurdun?”
Bir topluluğu sevdiğini iddia edip de ahlâk, amel cihetinden onlara muhalefet eden, onlara olan sevgisinden fayda görmez, hakikati olmayan bu sevgi, onu onlara kavuşturmaz.
Onlara uymak yerine nefsinin şehvetlerine kapılıp hile, zulüm, aldatma vs. her ne yoldan olursa olsun tamamen dünyalık elde etmeye dalmış kimselerin de muhabbet iddiaları, seviyoruz demeleri, onlara fayda vermez. Böyle kimselerin, Allâh’ın sevgili kullarını sevdikleri iddiaları nasıl sabit olsun ki? Hâlbuki onlar dâimâ, sevdiklerini söyledikleri zâtlara muhalif amellerle meşguldürler. Bu sebeple hadîs-i şerifte, “Bizden başkasına benzeyen, bizden değildir.” buyurulmuştur.
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.