"Okurun hem başrolde olduğu hem kapının önünde beklediği bir kitap diyebilir miyiz buna? Parasını bastırıp aldığımız bir kitabın kapıya güvenlik koyup bizi içeri almaması?" Bu ifadeye bayıldım. :) Oldukça zor, farklı, ilginç ve postmodernizmin ne olduğunu anlamak adına iyi bir seçimdir kendisi. Ben bilinçakışını da postmodernizmi de pek tercih etmek istemeyen bir okurum, ama yine de geçmişe baktığımda iyi ki okumuşum dediğim kitaplardandır. İnsanın kendi sınırlarını hem esnetmesi hem o sınırları hissetmesi için böyle kitaplar da gerekli. Üstelik insana not aldıracak ve altı çizili birçok satır da veren bir kitaptır. Calvino'nun İkiye Bölünen Vikont öyküsünü çok sevmiş ve bu kitaba da o bakışla başlamıştım. Bambaşka bir eser çıktı. Bence Calvino da okuru görece az biri. Ha bu azlık onun okurlarını yüceltme adına söylediğim bir şey değil, seçim meselesi. Zor Sevdalar kitabını okuyunca da çok zorlanmıştım ama kitap zor olduğu için değil, bana sıkıcı geldiği için. Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu romanı isminde bile bir cilvesi olan, okuyunca unutulması güç kitaplar arasına girecek ama bitişiyle iyi ki dedirtecek bir seçim. Sizin bu kitaba başladığınızı görünce "Gazanız mübarek olsun." yazıcaktım, sonra vazgeçtim. İpi göğüslediğiniz için tebrik ederim. :) Eminim yarım bırakan çok okur vardır. Bu güzel inceleme için de yüreğinize sağlık. 🌸