Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Üstinsan, “bir diğer idealdir. . . güç ve bolluktan gelen saf bir edayla oynayan bir ruhtur.” Burada sadece “en büyük ciddiyet başlar . . . tragedya başlar” (İİ, IX, 2). Bu, Üstinsan olan trajedi, yani trajedi olan Diyonisos'tur. Bu Übermensch için diğer hiçbir Güç İstenci konfigürasyonu ebedi değildir; “evrimin son aşaması diye bir şey yoktur” (Gİ, 709). Büyük adam, “Doğa'nın yüce bir üslupla oluşturup icat ettiği adamdır” (Gİ, 962) ve “bir kez elde edilince tekrar kaybolan türden bir adamdır" (Gİ, 881). Bu nedenle Üstinsan kusursuz olamaz; “kusursuz yaratık kavramı gerçek yaratık kavramına aykırıdır; daha açık söylemek gerekirse, yaşama aykırıdır” (Gİ, 584). Martin Buber'in deyişiyle, bir insan nasıl bir mistik olmak için yola çıkamayıp "Şam yolunda birden gizem ile çarpılırsa," bir insan da Üstinsan olma hedefi ile yola koyulamaz. “Yaratıkların en değerlisini ortaya çıkaracak en uygun koşulları önceden görmek mümkün değildir" (Gİ, 907). Aksi takdirde, insan evren ile Bohm'un öngördüğü türden bir katılım içerisinde bulunamaz; bir manipülatör olur; Doğa'dan ebediyyen kovulmuş bir metafizik teknisyenine döner. "Şansın yarattığı türden koşulların gerçekten ortaya çıkışı hiç yaşamamış olan demirden adamların varlığının kabulü üzerine kuruludur” (Gİ, 908). Güç İstenci içinde kaybolmuş olsa bile, birey gerçektir; “bir tür olarak insan ileriye gitmemektedir. Daha yüksek kişiler elde edilebilir ama bunlar kalıcı değildir. Türün düzeyi yükselmiş değildir” (Gİ, 684). “Tanrı ve hiçlik üzerine zafer kazanan bu adam bir gün olup ortaya çıkmalıdır” (AS, II, 24). 40
Sayfa 369 - PdfKitabı okudu
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.