Flaubert'in Papağanı, sonradan adının Geoffrey Braithwaite olduğunu öğrendiğimiz anlatıcının, Rouen'deki Flaubert heykelini tasvir etmesiyle başlıyor. Eser; dünya görüşü, sanatı, aşkları, yolculukları, ilginç yaşantısıyla 19.yüzyılın en ünlü romancısı Gustave Flaubert'in başından geçenlerden oluşuyor. Bunun yanında anlatıcımız Braithwaite'in, hayatta olmayan karısı Ellen hakkında çarpıcı bir hikayede öğreniyoruz.
Farklı yüzyıllara ait bu iki öykü, anlatı boyunca ince ince birbirlerine bağlanıyor ve roman kahramanı Braithwaite'nin kişisel yaşamı ile edebiyat tarihine "gerçekliğin" babası adıyla geçmiş olan Gustave Flaubert'in yaşamı arasında yüzyıllar ötesinde anlamlı bir köprü kuruyor.
Eser deneme-roman türünde olduğundan okuması biraz zor bir kitap. Birilerine önermeye cesaret edemem ancak Flubert'in farklı bir yönünü görmek isteyenler kitaba bir şans verebilirler..