Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Adolf Hitler
_Düşünce özgürlüğü, tüm kötülüklerin anasıdır. _Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir. _Belki bazılarınız, Marksist Parti'yi yok ettiğim için beni affetmeyi başaramıyorsunuz. Fakat arkadaşım, ben diğer partilerin de tümünü yok ettim. Hepsi gitti. _Zayıfa acımak, doğaya ihanettir. _Hayatım boyunca tek bir şeye asla tahammül edemedim: Teslim olmak. Bize işkence edebilirsiniz. Hatta öldürebilirsiniz. Ama biz asla teslim olmayacağız! _Yaşama hakkın mücadele gücün kadardır. _Aklın bittiği ve sustuğu yerde son karar şiddete aittir. _Bir hükümet, milleti her vasıta ile felaketlere sürüklerse, bu milletin her ferdinin isyanı bir hak değil, görevdir. _Kuvvetli, yalnız kalınca daha kuvvetlidir. _İmanı sarsmak, ilmi sarsmaktan daha zordur. _Önemli olan doğruluk değil, zaferdir. Esas gaye en kuvvetli olmaktır. _Düşmanınızı şaşırtarak, terör, sabotaj ve suikast ile demoralize edin. Geleceğin savaşı budur _Gençlik bugün içine battığı bataklıktan çekip çıkarılmazsa orada boğulup yok olacaktır. _Akıl ve zekaları belli bir seviyenin üzerine çıkmamış yüzlerce seçmenin oylarıyla seçilmiş olmaları da işin bir başka cephesidir. _Düşmanını tamamen yok edersen, gün gelir kendi ellerinle yeniden yaratmak zorunda kalırsın. _En iyi savunma, hücumdur. _Şeref ve namustan yoksun milletler er geç hürriyet ve bağımsızlıklarını kaybederler _Diktatör bisiklete binen adama benzer, durursa devrilir. _Savaşta her zaman kaybeden taraf suçludur, haklı olsa bile. _Batılı uyurgezerlerin iyi niyetli bir insan hakkında besledikleri kin, onların muhafazakârlık duygularından daha kuvvetlidir. _En büyük icatlar, en büyük keşifler, maddi kâr peşinde koşmanın insanlığa getirdiği hediyeler değildir. Tam tersine, bütün bunlar sahiplerinin maddi mutlulukta gözlerinin olmayışından kaynaklanmaktadır. _İnsanlık bazen birçok başarısız kalmış netice için üzülür. Ama başarıya ulaşmış nice gelişmeler vardır ki, bu gelişmelerin başarıya ulaşmasında, başarısız kalmış nice gelişmelerin etkin bir rolü vardır. Bu rol asla yabana atılmayacak tecrübedir. _İnsanların düşünmemesi yöneticiler için ne büyük şans. _Bir milletin var olma gücünü, cansız birtakım silahların bir araya toplanması değil, millî birlik ve varlık hakkında ateşli bir iradenin ve ölümü göze alacak derecede kahramanca bir cesaretin varlığı sağlar. _Milletlerin mahvolmasına sebep savaş kaybetmek değildir. Asil ve saf bir kanda bulunan direnç kuvvetinin yok edilmiş olmasıdır! _Muhaliflerimiz, biz nazileri suçluyor. Özellikle de beni. Tahammülsüz insanlarmışız. Diğer partilerle işbirliği yapmak istemiyormuşuz. Bu beyefendiler tümüyle haklı. Biz tahammülsüzüz. Kendime bir tek hedef koydum. O da şu 30 partiyi Almanya'dan atmak! Kendimize tek hedef koyduk ve bu uğurda mezara kadar dövüşeceğiz! --Toplum bir tek kuvvet karşısında eğilir. Yani zor kullanıldığında. Nasıl ki kadınlar zayıf olanlara baskı yaptığı halde, kuvvetli olanın karşısında diz çökerse; toplum da otoriteyi, her zaman zayıfa tercih etmiştir. Dolayısıyla toplum hoşgörü gösterildiğinde, buna saygı duymak yerine bunu istismara meyleder, ve bu her zaman böyle olmuştur. --Büyük kitlelerin algısal yeteneği oldukça sınırlıdır, anlayışları azdır, fakat unutkanlıkları muazzamdır. Bu gerçeklerin ışığında, bütün etkili propagandalar, kendini birkaç konuyla sınırlandırmak ve bu konuları, en son kişi bile böyle bir kelimeyle neyin amaçlandığını hayal edebilinceye kadar, sloganlar gibi kullanmak zorundadır --Kitle kendi eleştiri organlarına sahiptir ama bu organlar, bireyde olduğu gibi işlemezler. Kitle içgüdülerine tabi, bir hayvan gibidir; mantık ve yargıdan yoksundur; ben onların ilkelliğine dokunmadım. Sadece hareket ettirdim, işte bu ilkel güç bir doğa gücünün dayanıklılığıdır. _Gerçek deha, yaratılıştan var olandır. Hiçbir zaman terbiye veya eğitimle deha olunmamıştır. En büyük sanatkârların, fakir ailelerde yetişmiş olmaları ender görülen bir şey değildir. Sanat sahasında, yalnızca öğrenmek söz konusu değildir. Her şey, daha çocuk dünyaya geldiği zaman, ondan gizli ve saklı olarak zaten vardır. _Kişi, yaşamında ne kadar ilkelse, o kadar çok hayvana benzer ve sonunda yaşamın amacını yalnızca beslenme olarak görür _Milletlerin mahvolmasına sebep savaş kaybetmek değildir. Asil ve saf bir kanda bulunan direnç kuvvetinin yok edilmiş olmasıdır! _Her bozgunun, gelecekteki bir zaferin annesi olması mümkündür. Her kaybedilen savaş gelecekte bir yükselmeye sebep olabilir. Her zorluk, insanın enerjisi ile alt edilebilir. Her zulüm ve baskı, kan saf olarak korunduğu sürece, ahlaki bir dirilme meydana getiren kuvvetleri doğurabilir ve harekete geçirebilir. Fakat kanın saflığını kaybetmesi, saadeti yok eder, insanı sonsuzluğa kadar aşağılatır. _Bir milletin etkili bir ittifak politikası izleyebilmesi için, öteki milletlerin gözünde saygınlığının artması gerekir. Bu da ancak, milletin başındaki hükûmetlerin kendi milletini yabancı devletlere aşağılık bir hizmetçi gibi sunmamasıyla sağlanabilir. _Bir toplumu kalkındırmak isteyen hareket, o güne değil, geleceğe hizmet etmelidir. Tarihte en büyük ve en devamlı olan başarılar, genellikle başlangıçlarında pek kolay anlaşılmamış olan hareketlerdir. _Görüşümüz bizi varolduğunu gördüğümüz faydasız düşüncelere karşı mücadele etmek, zaaflarımıza galip gelmek ve ideale doğru yürümek inancından asla vazgeçirmez. _Etrafımızı istilâ eden bu mutlak kine, biz ancak bir ölüm kalım harbi ile karşı koyup başarı elde edebiliriz. Hayatımızı devam ettirmek için mücadele ettiğimizden dolayı, kelle koltukta savaşıyoruz. Ne olursa olsun yaşamak için yaptığımız bu kavgayı ölene kadar devam ettireceğiz. Milletimizin bu harpte çektikleri, gelecekteki büyük zaferlerimizin yardımcısı olacaktır. Düşman nihai hücumu yapmak niyetiyle bütün kuvvetlerini topladı. Onlar için bizi yenmek değil, ancak bizi ezmek arzusu söz konusudur. Devletimizi yıkmak, Dünya Görüşümüzü silmek, nasyonal sosyalizme olan inancı yüzünden Alman milletini köle haline getirerek cezalandırmak istiyorlar. Mücadelenin son çeyrek saatini yaşıyoruz. _Halk ile halkın arasındaki nefretin mücadelesini, bunda özellikle çıkarı bulunan taraflar körüklüyor. İnsanları birbirine karşı getiren küçük, yurtsuz bir enternasyonal klik bu. Halkın huzura kavuşmasını istemiyor bunlar. Yetiştikleri bir toprağı da yok bunların! kendilerini her yerde “memleketteymiş” gibi hissediyorlar. Enternasyonal unsurlar olarak gösterilebilecek bir tek bunlar var. Çünkü bunlar işlerini “her yerde” yürütüyorlar. _İnsanlar kendilerini ölüme atıyorlardı. Bu hareketlerinin sebebi günlük ekmekleri değildi. Vatan aşkı için ölüme koşuyorlardı. Ölmeleri vatanın büyüklüğüne ettikleri inançtan dolayı idi. Savaşta çekinmeden ölümün kucağına atılmanın sebebi, milletin şeref ve namusu söz konusu edildiği içindi. Ancak Alman milleti bu ideali terk ederek, inkılâbın verdiği maddi saadet vaatlerine kapıldığı, torbasını ele almak için silâhını bıraktığı zaman, dünya cennetine girecek yerde, bütün dünyanın tahrik ettiği ve bütün dünyanın felâketinden meydana gelmiş cennetle cehennem arası bir yere gömüldü. Bundan dolayıdır ki, realist cumhuriyet hesaplarına dalmış kimselerin yersiz iddialarına, idealist bir Reich'ın yükseleceğine olan inanç karşı çıkmalıdır.(2 dünya savaşı hakkında) _İktidarı yolsuzluk ve rüşvetçilerin ele geçirmesi, beraberliğimizin de zayıflamasına sebebiyet verdi. Bu saydıklarımın bütün sorumluluğu, Kasım 1918 hainlerinin üzerindedir. Alman halkı, dışarıdan gelebilecek yardımlara asla inanmayın! Bize ancak bizim halkımız, bizim insanlarımız yardım edebilir. Alman halkının kaderi yalnızca bizim ellerimizde. Eğer Alman halkını, tarımda ve sanayide kendi azminde, kendi cesaretinde ve kendi sabrında yükseltebilirsek, işte o zaman millet olarak yükselmiş olabiliriz. Atalarımızın zamanında yaptığı gibi, Almanya atalarımıza bir armağan olarak verilmedi. Tam tersine, kendisini kendisinden yarattı. _Alman halkı, bana 4 yıl ver. Yemin ederim başaramazsam bu makama geldiğim gibi bırakmasını da bilirim. Ben bu görevi kazanç sağlamak ya da öç almak için değil, sadece sizin esenliğiniz ve refahınız için istedim. Yalan söylemeyecek ve aldatmayacağız. Ben bu yüzden halkın önüne ucuz vaatlerle gelmeyi reddettim. Buradaki insanlar daha önce bunu söylediğimi iddia edemez; 'Almanya tekrar yükselecek' meselesi bizim için birkaç günün meselesidir. ______ _Atatürk_ _Mustafa Kemal; bir milletin, bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır. Bu bakımdan Atatürk bir öğretmendi; Mussolini onun ilk, ben ikinci öğrencisiydim.( 1938'de Türk siyasetçi ve gazetecilerden oluşan bir heyetle görüşmesinde söyledikleri.) _Türkiye'yi Mustafa Kemal'in ölümünden bu yana dar kafalı, kararsız, güçsüz insanlar yönetiyor. _Türkler öyle bir millettir ki, hayatta bir tane bile kalsa devlet kurup intikamını alır. _Doğal zenginliklere Rusya üzerinden erişeceğiz. Türkiye’ye girersek zafer için bütün Türkleri öldürmemiz gerekir. (1941 – Alman orduları Türk sınırına dayandığı sırada) _Türkiye Dünya Savaşı'nda müttefikimizdi. Harpteki talihsizliğimiz neticesinde Türkiye de bizim gibi çok sıkıntı çekti. Genç Türkiye'nin kurucusu olan büyük ve zeki lider korkunç acılar çeken ve kaderine terk edilmiş haldeki müttefiklerin tekrar ayağa kalkma çabalarının ilk ve harika bir örneği oldu. Türkiye, hükûmetinin akılcı hamleleriyle istiklalini muhafaza etmeyi başarırken Yugoslavya ise İngiliz entrikalarının kurbanı oldu. 1941 _Türkiye Büyük Meclisi’ne ve Türk halkına, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı Atatürk’ün ölümü üzerine en derin üzüntülerimi bildiriyorum. Büyük bir asker, dahi devlet adamı ve tarihi bir şahsiyet kayboldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile nesilden nesile devam edecek büyük bir anıt oluşturdu _Eğer olaylar farklı bir şekilde gelişmiş ve müttefikler, İkinci Balkan Savaşları'nda olduğu gibi kendi aralarında ani bir kan davasının içine düşmediyse, bu Almanya'da Enver Paşa gibi birinden ziyade, Şansölye Kruno'nun olmasından kaynaklanıyordu. _Die Zeit gazetesi "Tarih" bölümünde Adolf Hitler'in Atatürk'e olan hayranlığını anlattı. Makalenin sahibi Stefan Ihrig, Hitler'in tam bir Atatürk hayranı olduğunu fakat Atatürk'ün Hitler'e herhangi bir sempati duymadığını yazdı. Nazilerin Türk ateşiyle yanıp tutuştuğunu, Atatürk'ün çok kısa bir sürede ülkeyi modernleştirmesinin Hitler tarafından çok takdir edildiğini ve Hitler'in Atatürk'ü bir model olarak benimsediğini yazdı. Atatürk'ün kadın eşitliğine önem vermesi ve bir İngiliz centilmeni gibi giyinmesinin Hitler'i çok etkilediği belirtildi. Haberde Atatürk'ün Versay ve Sevr antlaşmalarına karşı tutumunun ve kurtuluş mücadelesinin Hitler'de hayranlık bıraktığı da belirtildi. Adolf Hitler'in "Atatürk, karanlıkta parlayan bir yıldızdır" sözü de basında geniş olarak yer verildi. Hitler'e göre Atatürk'ün ilk öğrencisi Benito Mussolini, ikinci öğrencisi ise Adolf Hitler. Makalede Hitler'in evinde bir Atatürk büstü olduğu da söylendi. _Kavgam kitabında da belirttiği şu ki; ‘1.Dünya Savaşı’nda Almanya’nın Türkiye gibi bir devletle ittifak kurması zaten ülkenin savaşı kazanma olasılığını ortadan kaldırıyordu.’ Hitler’e göre, Türkiye, Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi’nin dış politikasının ilgi alanına girmiyordu ama Hitler, her zaman Türkiye’nin Kurtuluş Mücadelesini takdir etmiş ve Atatürk’ü ‘yüzyılın en büyük insanı’ olarak nitelendirmiştir. Hatta Hitler, Almanya’nın Versay zincirlerinden kurtulmasında, Türkiye’nin Kurtuluş Mücadelesini model aldıklarını söylemiştir. ______ _Yahudi_ _Yirmi yıldan daha fazla bir süredir, Moskova’daki Yahudi Bolşevik Rejim, sadece Almanya’yı değil, bütün Avrupa’yı ateşe vermeyi amaçlıyor… Yahudi Bolşevik liderleri, sadece ideolojik yollarla değil, askeri yollarla da bizleri ve bütün Avrupa’yı yönetmeyi amaçlamakta… Bu Anglo-Sakson Yahudi savaş tüccarları ve Moskova’daki Bolşevik Yahudilerle yüzleşmenin vakti geldi. _Yahudi tam bir asalak tiptir. Hep de böyle kalacaktır. Verimli bir toprak, Yahudi'yi cezbedince oraya ayrık otu gibi yayılıverir. Yahudi nereye yerleşirse, oradaki verimliliğin uzun ya da kısa sürede yok olup gittiğini görürsünüz. _ Yahudi'ye bugün kurnaz denilmektedir. Yahudi kendisine özgü silâhlarla savaşır. Bu silâhlar yalandır, iftiradır, zehirlemedir. O, nefret ettiği milleti, kanlı bir biçimde yok edinceye kadar mücadeleyi hızlandırır. _Gün gelecek, öldürmediğim her Yahudi için bana küfredeceksiniz! _Dünyayı Tanrı’ya içinde Yahudiler olmadan teslim edeceğim. _Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Birçok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir antisemitist olmaya karar verdim. _Yahudi'nin yaptığı iyilik, bir tarlaya istemeden dökülen gübre gibidir. Amacı bundan da ayrıca menfaat elde etmektir. _ Son iki bin sene içinde, yeteneklerinde, karakterinde Yahudi milleti kadar pek az değişikliğe uğramış bir başka millet yoktur. Bu olaylar, Yahudilerin, büyük ve sonsuz inatçı bir yaşama iradesine sahip olduklarının ve ırklarının devamında büyük bir sebatla hareket ettiklerinin açık ve kuvvetli birer delilidir. _ Yahudi kaynağından çıkmış her iftira, bizim adamlarımızda onurlu bir yara açar. Yahudilerin en çok kötülediği kimse, bize daha çok yakındır veya daha çok bizdendir. Onların öldürücü bir nefrete hedef tuttukları kimse bizim en iyi dostumuzdur. Sabahleyin bir Yahudi gazetesini okuyup da, onda kendisinin iftiraya uğramadığını gören bir kimse, bir önceki yirmi dört saatinin boşa gitmiş olduğunu anlamalıdır. _Biz, Rus bolşevizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için bir teşebbüsleri saymalıyız. Yahudi kendi yolunda sürekli biçimde ilerleyecektir. Ta ki, karşısına başka bir kuvvet çıkıp da, gökleri kuşatmaya girişmiş olan Yahudi'yi pek büyük bir çarpışma sonunda cehenneme yollayıncaya kadar... _Esasen enternasyonalizm de, mevcut olan genel bir felsefi düşüncenin Yahudi olan Karl Marx tarafından açıkça bir siyasi doktrine çevrilmesinden ibarettir. Eğer önceden bu zehirlenme olmasa idi, her siyasi doktrinin, siyasi sahada muvaffâkiyet kazanmasına imkan olamazdı. Karl Marx, sadece çürümüş bir dünyanın kokan bataklığında, bilhassa zehirli olan maddeleri teşhis eden kimse oldu. Karl Marx, zehir saçan maddeleri eline geçirip, bunları dünyanın hür milletlerinin hayatlarını mahvetmek için bol miktarda kullandı. Ve bütün bu işleri kendi ırkının lehine yaptı. İşte Marksizm bugün kabul edilmiş felsefi sistemin özünden ibarettir. _O sonradan görme aşağılık bir gün acı ile beraber can verecek ve o aşağılık can verirken Tanrı onunla beraber olmayacak. Çünkü Tanrı bir komünistin yanında yer alacak kadar aptal değildir. (Stalin hakkında) _______ _Kişisel_ _Hayatın güçlükleri ruhumu sertleştirdi ve bana yaşamasını öğretti. _İş bulmak benim için hiçbir zaman sorun olmadı. Çünkü ekmeğimi kalifiye bir işçi olarak değil, sıradan bir amele gibi çalışarak kazanıyordum _Tanrı beni halkıma hizmet etmek ve onu korkunç sefaletinden kurtarmakla vazifelendirdi. Sevgili Alman işçileri, ben sizlerin arasında büyüdüm, sizlerle birlikte direndim. _Ben Dünya’ya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim _Cesedimi Rusların eline asla vermemelisiniz, beni Moskova'da heykel yaparlar _Eğer savaş kaybedilmişse bu benim umrumda bile değil. İnsanlar perişan olurlarsa olsunlar. Bir tek gözyaşı bile dökmem onlar için onlar hiç bir şey hak etmediler. 1945 Almanya’nın yenilgisinin kesinleşmeye başlaması üzerine söyledikleri. _Ben Avrupa'nın son umuduydum. O (Avrupa), gönüllü reform yoluyla kendini yeniden şekillendirmedeki yetersizliğini kanıtladı. Kendini, cezbetme ve ikna etmeye aldırışsız gösterdi. Onu almak için şiddet kullanmam gerekti. _Ben Fransa'yı veya Fransızları asla sevmedim ve bunu söylemekten asla vazgeçmedim. Bugünün Fransa'sı bir fahişe suratına sahiptir. Fransa öyle bir usta politikacıdır ki, asla bizi aldatmaya, bizi tahkir etmeye, bizimle alay etmeye ara vermemiştir _Ben, her zaman "İtalya daima nerede bulunursa, zafer ordadır" derdim. Halbuki "zafer nerede ise, İtalya oradadır" demek lazımmış. (Siyasi Vasiyetim) ______ _Büyük yalancılar, büyük sihirbazlardır. Yeterince büyük bir yalan söyleyip yeterince sık tekrarlarsanız inanılır. _Eğer savaş kaybedilmişse halkı da kaybetmenin hiç bir önemi yoktur. _Amerika’yı yalnız bırakın. Onlar kendilerini yok edecek. _Ebedi savaşta insanlık büyüyüp gelişir, ebedi barışta ise yok olur. _Faiz köleliğini yıkmalıyız. Mücadelemiz parayı temsil eden ırklarla. _Halkın sevgisini kazanmak, ancak halkın amacına erişmesi için yardımcı olmak ve aynı zamanda bu amaca ulaşılmasına engel olanları da yok etmekle mümkün olur. _Hareketimiz işkence çeken, acı duyan, huzursuz ve şanssız kimseleri çevresinde toplayacaktır. _İnsanlar yaptıklarımızdan dolayı bizi kötüleyecekler ama birkaç nesil sonra bize hak verecekler ve bizden övgüyle bahsedecekler _Bir kimse milletiyle iftihar edebilmek için milletine ait her sınıf insanla gurur duyabilmelidir. Ama eğer bir milletin yarısı aç ve sefil haldeyse, geleceğinden endişe içindeyse, ahlaki erozyonda yok olmuşsa bir kimse böyle bir milletin ferdi olmaktan nasıl gurur duyabilir ki? _Bir korkağın elindeki tabancalar, yiğit birinin elindeki topuzdan daha az değerlidir. _Ordu, Alman milletinin en güçlü okuluydu. Zaten bütün düşman kininin, milletin koruyucusu olan bu kuruma çevrilmiş olması sebepsiz değildi. Bizim milletimize bekçi olan bu kuvvet olmasaydı, Versay bütün ruhu ve detayıyla Almanya için çoktan uygulanmış olurdu. Alman milletinin orduya borçlu olduğu şey tek kelimeyle özetlenmek gerekirse; her şeyi ona borçludur. _İntikam Tanrıçası'nın 9 Kasım 1918'deki yanlışları düzeltmeye hazırlandığını da hissettim _Siyasetçiler halkın o anki desteğini alabilmek için gelecekle ilgili büyük projelerden bile vazgeçerler. Kendileri daima ülkeden daha önemlidir. Onların kuş beyinleri geleceğin önemini kavrayamaz. _Tarih, ibret ve ders almak için okunur ve araştırılır. Bu tür bir araştırmayı yapamayan kimsenin, kendisini siyasi lider olarak görmesi mümkün değildir. Tarihini bilmeyen bir kimse, kendisinin lider olduğunu bırakın söylemeyi, aklından bile geçirmesin. _Toplumsal faaliyetin hedefi, hiçbir zaman insanları kandıran geçici mutluluk olmamalıdır. Aksine, toplumun gerilemesine sebep olan yoksullukları ortadan kaldıracak yöntemlere sahip olunmalıdır. _Seçim yolu ile büyük bir adam bulup çıkarmak, bir iğnenin gözünden deveyi geçirmek kadar zordur _Liderlik sanatı kitlelerin dikkatini tek bir düşmana odaklamaya ve hiçbir şeyin bu dikkati dağıtmamasını sağlamaya bağlıdır _Devletin tek fonksiyonu varlığının iktidarıyla, milletin her husustaki gelişmesini imkan dahiline sokmaktan ibarettir. Devlet otoritesi, bir topluluğu yönetenlere gösterilmesi gereken ve gösterilebilen genel güvene dayandırılır. _Dış siyaset bir amaca ulaşmak için bir araçtan başka bir şey olamaz. Bu amaç da, özellikle milletin yararıdır. _Gaye hak temin etmek değildir. Esasen hak temin edilmiş ve ele geçirilmiş olsa idi, ortada ihtilaf da olmazdı. Esas gaye en kuvvetli olmaktır. _Bir milletin varlığını devam ettirmesi kendi toprağının kaynakları ile sağlanır. Başka herhangi bir rejim asırlarca devam etse bile akla mantığa uymaz. _İngiliz halkının geleceği, lânetli adasında açlık ve veremden ölmektir. Ben uzlaşmak için çabaladığımda, Churchill "Savaş istiyorum!" diye bağırdı. Şimdi, istediği savaşı aldı. (1941) _Karşımızda kapısı sağlam, gövdesi çürük bir bina var. Biz yalnızca kapıyı tekmeleyeceğiz ve bina kendiliğinden çökecek. (1941 - Alman birliklerinin Sovyet topraklarına girmesi üzerine söyledikleri) _Bir devlet adamının sonunun nasıl olacağı çok önceden gökyüzündeki yıldızlara yazılmıştır _Irkı vücuda getiren şey, dil değildir. Irkı vücuda getiren unsur kandır. _Irkçı devletin izleyeceği yol şöyle olacaktır: Tamamen sağlam vücutlu gençler yetiştirilecektir. Sağlam ve enerjik düşünme gücü, ancak sağlam ve kuvvetli bir vücutta bulunur. Eğer bir millet yozlaşmış kimselerden meydana gelmişse, hakikaten böyle bir bataklıktan büyük bir dahinin çıkması gerçekten son derece nadirdir. Bu iş yapılırken, amaç karakterin terbiyesi ve özellikle irade kuvvetiyle yeteneğin gelişmesi olacaktır. Bu arada gençler, tüm hareketlerinin sorumluluğunu memnuniyetle kabul etmeye de alışacaktır. Asıl eğitim daha sonra gelecektir. milleti ilgilendiren ana meselelerde, şahısların cahilliğine veya anlayışsızlığına karşı, kendi otoritesini kurmalı ve hakim kılmalıdır. Terbiye sahasındaki iş gençlerin vücutlarını küçük yaştan itibaren takip edilmekte olan amaca doğru itmeli ve sonra muhtaç olacakları yıkılmaz dayanıklılıkla yetiştirmelidir. Irkçı devletin insan tipi; mert, onurlu, enerji sahibi erkekler ve dünyaya gerçekçi insanlar getirecek yetenekte olan kadınlardır. _ Büyük olan bir şeye duyulan hayranlık, yalnız onun büyüklüğüne karşı bir minnettarlık borcunu temsil etmez, bu minnettarlığı duyanların hepsini birleştirip satan bir ilişki uzantısı olur. _Bir millet insan hakları için giriştiği mücadelede mağlup olmuşsa kader onu terazisinde tartmış, bu dünyada var olma saadetine erişemeyecek kadar hafif bulmuştur. Çünkü varlığını sonsuza kadar sürdürmek için mücadeleye hazır olmayan veya buna gücü yetmeyen bir millet Tanrı tarafından ebediyen yok olmaya mahkûm edilmiştir. Çünkü bu dünya korkak milletler için değildir. Varlığı çeşitli entrikalarla tehdit edilen milletler eğer millî kimliklerini her şeye rağmen koruyabilmiş ve cesaretlerini kaybetmemişlerse, tarihin her sahnesinde adlarından söz ettireceklerdir. _Bir siyasi partinin programı, sadece yakın bir gelecekte yapıla¬cak seçimlerde partinin başarısını sağlayacak bir ciladan başka bir şey değildir. Fakat felsefi bir doktrinin programı, kurulu nizama karşı, mevcut bir vaziyete karşı ve hayat hakkında tatbiki bir tehlikeye karşı bir savaş ilânı mahiyetine ve kıymetine sahip bulunmak¬tadır. _Fransız İhtilâli, halkı tahrik eden, bütün bir kıtayı dolduran o müthiş patlama meydana gelinceye kadar, acı çeken büyük çaptaki demagoglar tarafından yönlendirilip idare edilen bir sürü tahrikçiyi bulmamış olsaydı, felsefî görüşlerin içinden bir türlü sıyrılıp hareket haline gelemezdi. Bunun gibi Rusya'daki Komünist İhtilâli de, Lenin'in kaleme aldığı yazılardan değil, büyük küçük ve hadsiz hesapsız bir sürü komünizm hayranının yaptığı kin dolu konuşmalardan, yani sözle yapılan propaganda sonunda ortaya çıkmıştır. Okuma yazma bilmeyen Rus halkı, Karl Marx'ı okuyarak komünist olamazdı. Rus halkı komünist olup ihtilâl yapmışsa, bunu aynı fikre hizmet eden binlerce tahrikçinin kendisine cennet, saadet vaat etmiş olması sebebiyle gerçekleştirmiştir. Bu, her zaman bu şekilde olmuştur, daima aynı şekilde olacaktır. _Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Yalnızca kazanabiliriz. İktisadi durumumuz birkaç yıldan fazla dayanmamıza elverişli değil. Başka çıkar yolumuz yok, harekete geçmeliyiz. Kişisel etkenlerden başka siyasi durum da bizden yanadır; Akdeniz'de; İtalya, Fransa ve İngiltere arasında bir rekabet vardır; Yakındoğu'da hava gergindir. İngiltere büyük bir tehlike içerisindedir. Fransa'nın durumu da bozulmuştur. Doğumlar azalmaktadır. Yugoslavya çöküş tohumlarını taşıyor. Romanya her zamankinden zayıf. Türkiye'yi Mustafa Kemal'in ölümünden bu yana dar kafalı, kararsız, güçsüz insanlar yönetiyor. Bütün bu elverişli durumlar, iki ya da üç yıl içinde ortadan silinecektir. Benim kaç yıl yaşayacağımı kimse bilemez. Bundan ötürü, dört ya da beş yıl beklenilmesi doğru olmayan bir planı, hemen uygulamaya başlamalıyız _Dünya Savaşı, Almanya’nın kargaları güldüren dış politikasının imzaladığı borçları ödemek için bir “masraf pusulası” oldu. En iyi çare, Avrupa kıtası üzerinde topraklar almaktı. Böylece Almanya’nın Avrupa’nın nazarında cesaret ve değeri artırılırdı. Daha sonra sömürge topraklarının elde edilmesi ile yeni bir sahada da genişleme yoluna girilirdi. _Bazı gazeteler bizim Avusturya'yı zorbalıkla işgal ettiğimizi iddia etmişlerdir. Sadece diyebilirim ki, ölürken bile yalan söylemekten vazgeçmezler. Politik mücadelem süresince halkımdan çok sevgi gördüm, fakat Avusturya sınırını geçtikten sonra gördüğüm sevgi selini hiçbir zaman görmedim. Biz zorbalar olarak gelmedik, kurtarıcılar olarak geldik. _Bay Roosevelt'in dikkatinden kaçan bir diğer nokta, bugün Filistin Almanlar tarafından değil, İngilizler tarafından işgal altındadır. Unutmayın, yabancıların burada ikinci bir Filistin'i yaratmalarına asla izin vermeyeceğim. Zavallı Araplar savunmasız ve dünya tarafından terk edilmiş haldeler. Ben sizden çok daha basit ve çok daha küçük bir alanda bulunuyorum. Bütün dünyanın vaatlerine inancı ve demokratik hükûmetlerin kötü rejimleri, yüzünden tam iflasla karşı karşıya gelmiş bir devleti teslim aldım. Almanya'da anarşiyi önledim, düzeni yeniden kurdum ve üretimi büyük çapta artırdım. Ticaret trafiğini çoğalttım, büyük kara yolları açtım ve kanallar kazdırdım. Yeni dev fabrikalar kurdurdum ve aynı zamanda halkımızın eğitimini ve kültürünü artırmaya çalıştım. Bütün bu yedi milyonluk işsiz ordusuna yeniden yararlı işler bulmayı başardım. Alman halkını yalnız siyasi bakımdan birleştirmekle kalmadım, onları yeniden silahlandırdım da. 1919'da birden çalınan Alman topraklarını yeniden Almanya'ya kattım. Bizden koparılmış olan ve sefalet içinde bulunan milyonlarca Alman'ı yeniden anayurtlarına kavuşturdum ve Bay Roosevelt, bütün bunları kan akıtmadan, halkıma ve dolayısıyla başkalarına savaş acılarını tattırmadan başardım. Tanrı'nın beni başına getirmiş olduğu ve bundan ötürü kendisi için çalışmak zorunda bulunduğum dünya, ne yazık ki daha küçüktür, ama benim için her şeyden daha değerlidir, çünkü kendi halkımdır o dünyada yaşayan! 1939 _Genç dimağları gereksiz bir yükle ve faydasız bir bilgi ile dol¬durmak büyük hata olur. Tecrübeyle sabittir ki, gençler hafızaların¬da yalnız parça parça şeyleri saklarlar ve öğrendiklerinin esaslı taraf¬larını ise zihinlerinde tutamazlar. Onların zihinlerinde kalan, hiçbir zaman ifade edilmeyen ayrıntıdır. Zihni tıklım tıklım doldurulmuş genç bir çocuk, bu konular arasında akla uygun, karşılaştırmalı bir ayıklama ve temizleme yapmaktan âcizdir. Bugün ortaokullarda, haftada iki saat beden eğitimi dersi koymak ve bu dersi seçmeli kıl¬mak, fikri bakımdan dahi ağır bir hata olur. Bir genç adamın, her gün hiç olmazsa sabah akşam birer saati beden çalışmalarıyla geçmelidir. Bilhassa boksu ihmal etmek olmaz. Bu konuda kültürlü çevrelerde büyük hatalar işlenir. Bu çevrelerin fikirlerine göre boks kaba bir spordur. Ama bir genç eskrim öğrensin ve değerli vakitlerini düello etmekle geçirsin, bu onlara göre hatalı değildir. Halbuki boks ka¬dar, kavgacılık ruhunu geliştiren, şimşek gibi seri kararlar vermeğe alıştıran ve vücuda çelik sertliğini veren hiçbir spor yoktur. Gençler için bir fikir ihtilâfından çıkan kavgayı yumrukla halletmek, keskin bir kılıçla halletmekten daha vahşice sayılamaz. Tecavüze uğramış bir kimsenin, saldırganı yumruklarıyla uzaklaştırması, kaçıp polise sığınmasından daha adi değildir. _Zamanımızın züppeleri ve kalemşörleri şunu anlamalıdırlar ki bu dünyada olan bütün devrimler hiçbir zaman bir kez kalemin bayrağı altında yapılmamıştır. Kalemin burada görevi sadece devrimin teorik sebeplerini açıklamak olmuştur. Siyasi veya dini sahada büyük tarihi çağları harekete geçiren kuvvet, bilinen en eski zamanlardan beri, sadece ve sadece ağızdan çıkan esrarlı kuvvet olmuştur. Bir milletin büyük bir çoğunluğu daima sözün gücüne inanır. Bütün büyük hareketler, insanı ihtiraslarının ve ruhi durumlarının yanardağ patlamaları gibi olmuştur. Fakat hiçbir zaman estetikçilerin ve salon kahramanlarının limonata kamışları bu işleri görememişlerdir. _Bazı kimseler vardır ki, bunlar hiç ara vermeden kitap okurlar. Okuduklarından bir netice çıkarmaksızın devamlı okuyup dururlar. Bu kimselerde bir yığın bilgi vardır. Fakat beyinleri bu bilgileri bir esasa göre tasnif edip değerlendiremez. Bir kitabın bütün içeriğini adeta ezberlerler. Kabiliyetleri, okudukları kitabın içinden ayrıntıyı atıp, esası zihinlerinde tutmaya ve bu bilgi özünü ilerde kullanmaya yetmez. Kitap herkesin kendi mesleğinin veya idealinin tespit ettiği muayyen bir sınırı doldurmak için değerli bir vasıtadır. Kitaplar hayat mücadelesine atılmış olanlara veya büyük ideal sahiplerinin geniş ufuklarına, yeni ufuklar katmakta yardımcı olurlar. Demek ki okumak bir gaye değildir. Okumanın ve bilgi edindikten sonra mütalaada bulunmanın hedefi, dünya hakkında genel bir fikre ve görüşe sahip olmaktır. [...] Ben küçük yaşımdan itibaren okurdum, yani iyi okumaya alıştım. Bu işte hafızam ve aklım bana büyük çapta yardımcı oldular. Bu sayede Viyana'da geçen günlerim benim için çok verimli oldu. Her gün gördüğüm yeni manzaralar beni devamlı olarak incelemeye ve okumaya itti. Gerçeği nazari olarak, nazariyatı ise gerçekle tetkik, tahkik ve tahlil ettiğim için, kuramsal bilgilerle kafamı doldurmadım. [...] Bir kitap veya dergide, gazetelerde veyahut bir broşürde kendi özel ihtiyaçlarına cevap veren bir malzemeyi görüp, ayrıntının arkasından çekip alabilen kimse, okumayı bilen, okuduğunu anlayan kimsedir. Bu kimsenin kendisi için faydalı olduğunu anladığı bilgi özü, herhangi bir husus için, derhal zihinde oluşan hayalin içinde yerini bulur. Bu bilgi özü ya o düşünceyi ya da hayali tamamlar veya düzeltir, veyahut da onu açıklığa kavuşturur. Okumayı bilerek yapmış olan kimse hayat mücadelesi sırasında bir şeyle karşılaşırsa, hafızası yıllar önce de olsa çok eskiden elde ettiği fikir ve bilgiyi onun zihnine getirir. Muhakeme sahibi olan kimse de derhal bu bilgi ve fikirleri mantığına göndererek olay kar¬şısında tavır alır. İşte okuma böyle yapılırsa bir yarar sağlar. _Basın, Dünya Savaşı yıllarında tamamen art niyetli birtakım karanlık güçlerin elindeydi. Gençlik yıllarımda Viyana’dayken halkı eğitmeye yönelik bu gücün sahiplerini tanıma fırsatım olmuştu. Beni ilk hayret ve dehşete düşüren, toplumun en kutsal değerlerine ve eğilimlerine ters düşse bile basının belli bir fikri empoze etme başarısının çok kısa bir zamanda gerçekleştirilmesiydi. *_Basın, birkaç gün içinde, oldukça önemsiz hatta komik bir olayı kısa bir sürede çok önemli bir devlet meselesi haline getirerek aslında en önemli bir meseleyi kamuoyunun dikkatinden kaçırıp unutturma gücüne sahip oluşuydu. Bu fikir ve düşünce çetesinin, tespit ettikleri hedeflere ulaşmak için yapmayacakları şey yoktur. Bunlar, ev aile ilişkilerini gündeme getirecek kadar ileri giderler. İçlerinde sansasyon yaratmaya yönelik ihtirası olanlara kurban seçtikleri talihsiz kişiye son öldürücü darbe vurma imkanı sağlayacak bir olay buluncaya kadar domuzlar gibi her tarafı eşelerler. Eğer kurbanlarına ait resim ve şahsi bir açık bulamazlarsa seçecekleri tek yol vardır, basit bir yoldan iftira atmak. Art arda tekziplere rağmen, bu iftiralardan iz kalmasının yanında yüz ağızdan birden çıkan iftiralar diğer suç ortağı gazetelerde de yazılmış olduğundan, kurbanın bütün tekzip ve isyanlarının hiçbir şey ifade etmeyeceğini zaten bilmektedirler. Bir gazetenin sorumlu olduğu kamu vicdanından ve görevinin ne olduğuna dair açıklamalarla açık açık yalan söylerler. Bu belanın kendini gösterdiği miting ve kurultaylarda daha da ileri giden bu reziller; aralarda “gazetecilik şeref ve haysiyetinden” uzun uzun bahsederek bulunduğu topluluğun tasdikini alırlar. *_Hiç şüphe yok ki, her zaman vicdandan yoksun kimseler bulunur. Böyle kimseler aynı zamanda dini kendi karanlık siyasi görüşlerine alet ederler. Fakat şunu da unutmamalı ki, dini veyahut mezhebi kendileri için suistimal edenler yüzünden, din ve mezhepleri sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu adi kimseler, kendi adi içgüdüleri için suistimal edecekleri başka müesseseler varsa, hiç çekinmeden onları da istismar ederler. Parlamentoda böyle boş kafalı bir kimse kalkıp kendi siyasi menfaati için, dini suistimal edecekse, bu hareketini haklı gösterecek fırsatı nimet sayar. Eğer böyle bir kimsenin ahlaksızlığından dolayı, din ve mezhep sorumlu tutulur ve bu müesseseye hücum edilirse, yalancı artık herkesi kendine şahit tutar. Kendi hareketinin ne kadar haklı olduğunu ve dinin kurtulması gerektiğinden dolayı kendisine müteşekkir kalınmasını ileri sürer. Sonunda işi yaygaraya boğan bir kimsenin kavgaya sebep teşkil ettiğini kimse fark etmez. Yahut hafızası zayıf olan kamuoyu bunları hatırlamaz. Böylece adi herif, hedefine ulaşmış olur. *_Meselenin kötü yanı, dinin, siyasi çıkarlar uğruna kullanılmasının meydana getireceği zararlardır. Dini, siyasi amaçlarına ve işlerine hizmet için değerli bir araç kabul edenlere karşı ne kadar şiddetli eleştiriler yapılsa yine de azdır. Bu tür utanmaz kimseler, kendi itikat ve imanlarını kalabalıklardaki zavallıların duyması için gırtlaklarını yırtarcasına bağırırlar. Esas amaçları bu uğurda ölmek değil, bunun sayesinde geçimlerini temin etmektir. Bu kimseler sadece siyasi bir fayda sağlamak için insanlarını bile satarlar. Birkaç milletvekilliği için can düşmanı olan Marksistlerle anlaşma da yapabilirler. Bir bakanlık koltuğu uğruna, şeytanla bile evlenebilirler. Yeter ki utanma hissinden yoksun şeytan buna evet demiş olsun. ______ _Adolf Hitler_ _(1889 -1945), Avusturya kökenli alman Nazi lideri. _İsmi eski almancada ‘asil kurt’ (Adolf = Adel + wolf) anlamında. 1920’lerin başlarından itibaren ‘Wolf’ takma adını kullandı. Babası onu bir devlet memuru kariyeri için seçmişti ve öğrenme konusundaki isteksizliğini dayaklarla cezalandırmıştı. İleride memur olmasını isteyen babasıyla zıtlaşıyor, ressam olmak istediğini söylüyordu. Hayat kavgasının kazandırdığı çelik gibi bir karaktere sahip olan babam, benim, daha doğrusu tecrübesiz bir delikanlının geleceği hakkında karar vermesine izin vermiyordu. Benim için meslek problemi, tahmin ettiğimden çok daha kısa bir süre içinde çözülecekti. Çünkü, babam daha ben on üç yaşındayken ansızın öldü. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi tarafından ressamlığa uygun olmadığı gerekçesi ve yeteneklerini mimarlık alanında geliştirmesi öğüdüyle reddedildi ama lise diploması yoktu. Annesi de ölmüştü. Yetim maaşı alıyor, evsizler yurdunda kalıyordu. _Hitler Yahudileri, kendi tanımladığı ari ırkın doğal düşmanları olduğunu iddia etmeye başladı ve Avusturya’daki krizden de onları sorumlu tuttu. Aynı zamanda kendi antisemitizmini Marksizm karşıtlığı ile birleştirdi. _Avusturya ordusu tarafından yapılan fiziksel incelemede askerlik için elverişsiz sayıldı. Almanyadan savaşmak için izin ricasında bulundu. İsteği kabul edildi. Hitler, yanındaki diğer askerlerin aksine zor koşullardan asla şikayet etmedi. Gösterdiği sürati ve başarısı nedeniyle 2 Demir Haç olmak üzere iki askeri nişan aldı. Liderlik özelliklerinin yeterli çerçevede olamadığı gerekçesiyle rütbesi yükseltilmedi. Bazı kaynaklara göre ise yükseltilmemesinin asıl nedeni Alman vatandaşı olmamasıydı. Hitler, hayatının amacının Almanya’yı kurtarmak olduğuna iyice ikna olmuştu. Kasım 1918’de Almanya’nın teslim olmasıyla şoka uğradı. Birçok Alman milliyetçisi gibi o da savaş alanında değil masada yenilmelerini tasvir eden ‘sırtından bıçaklanma efsanesine’ inandı. Buna neden olan politikacılar daha sonra ‘Kasım Hainleri’ olarak adlandırıldılar. (_1919’da Alman İşçi Partisine üye oldu ve 1921’de parti başkanlığına yükseldi. Şansölye seçilmesi için önündeki engel vatansız statüde olmasıydı. 1933de Alman vatandaşlığına geçti ve şansölye oldu. 1934’te, Cumhurbaşkanı’nın makamını devraldı ve Führer (Lider) adında bir devlet başkanlığı makamı yarattı. I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran’dan güç kazandı. Yıldırım savaşı taktikleri(Ani saldırılarla düşmanı yok etmek) ile birlikte Avrupa’nın büyük bölümünü, Asya’nın ve Afrika’nın bir bölümünü işgal etti. ) _Nazilerin başöğretmen olarak tanımladıkları Rudolf von Sebottendorf’un kurduğu Thule Cemiyetine katıldı._ Yahudiler üzerine çektiği nutuktan üstleri çok memnun kaldılar ve onu Münih alayına eğitim subayı tayin ettiler. Başlıca görevi, tehlikeli fikirlerle, barışçılıkla, sosyalizmle ve demokrasi ile savaşmaktı._ Alman İşçi Partisine kabul edildiğini bildiren bir kartı alınca çok şaşırdı. Hitler aslında kendi partisini kurmak istiyordu ama partiye yedinci üye olarak katıldı. Alman İşçi Partisinin adı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak değiştirildi. Parti programın ilk maddesi Almanya’yı Versay Antlaşması’nın getirdiği güçsüzlükten kurtarmaktı. Alman vatandaşlığının yalnız Alman kanını taşıyanlarda olması gerektiği önemli başlıklardan biriydi. Benito Mussolini’nin Roma Yürüyüşü’nü taklit ederek 1923’te Münih’teki Bavyera hükûmetini devirmeye yönelik Birahane Darbesini düzenledi ve meşru yönetimi yıkmak suçundan yargılanmaya başladı. 1924’te 5 yıllık hapis cezasına çarptırıldı ama paramiliter teşkilatlarla bağlantısı olmadığı gerekçesiyle 2 ay sonra serbest bırakıldı. Bu dönemde Rudolf Hess aracılığıyla Kavgam adlı kitabı yazdı. 1933 akşamı Reichstag’ta bir yangın çıktı. Bu yangının polis örgütü olan Gestapo tarafından başlatıldığı da iddia edilmesine rağmen polis soruşturması daha çok komünistler üzerinde yoğunlaştı. _3. Reich_ _1933 günkü parlamento oturumunda “Halkta ve İmparatorlukta sıkıntının Kaldırılmasına dair yasa” adındaki yetki tasarısı kabul edildi. Almanya’da parlamenter demokrasi böylece sona erdi. Üçüncü Reich ilan edildi. Artık gerçek seçim yapılmayacak ve parlamento üyelerini Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi seçecekti. Parlamentonun kendisine geniş yetkiler sunmasının sonucunda Hitler, 1933’ten sonra Alman İmparatorluğu’nun tek lideri oldu. Yasama ve yürütme erklerini eline almıştı. Diğer partileri yasakladı. Büyük bir propaganda faaliyeti yürüterek ve olağanüstü hitabet ve ikna kabiliyetini kullanarak bütün Alman halkını nasyonal sosyalizmin bayrağı altında birleştirdi. Ülke genelinde büyük otobanlar inşa ettirdi. Naziler, Büyük Buhran'ın ortasında iktidara geldi. Hitler’in izlediği ekonomi politikaları günümüzde dahi olağanüstü başarı olarak değerlendirilmektedir. Referandumun sonucunda %89.93 “evet” oyu çıkarak Hitler’in Cumhurbaşkanı olmasına, bununla birlikte Şansölyelik görevini de sürdürmesine halk tarafından onay verildi. -Sa- Kahverengi gömleklilerin üst düzen elemanlarının öldürülmesini emretti ve ordunun takdirini ve güvenini kazandı. Önce Avrupa, sonra da dünya fethi için güçlü bir Alman ordusu yaratma hazırlıklarına hız vermiştir. Hitler, ülkedeki bütün aksaklıkların nedeni olarak Yahudileri ve Çingeneler gibi bazı azınlıkları gösteriyordu. _Hitler’in iktidara geldiği 1933 yılını izleyen yıllardaki Alman ekonomisinde gözlenen gelişmeler, çoğu kez Hitler’in olağanüstü başarısı olarak kabul edilir. Hitler’in iktidarın tüm kontrolünü ele geçirmesinin hemen ardından tüm sendikalar kapatılmış, tüm çalışanlar bir “işçi birliği” çatısı altında toplanmış, işçi aidatları, genel bütçeye aktarılmıştır. Ücret artışları ve bunun sonucu olan grev olasılığının kalktığı ekonomide, doğal olarak bir istihdam artışı yaşanmıştır. İş gücü maliyetinin düşmesi ve iş dünyasındaki barış ve istikrar, iş gücü talebini artırmıştır. Teknolojik ve askeri alanlarda büyük yatırımlar yapmıştır. _Çok iyi planlanmış darbe sonucu Avusturya Nasyonal Sosyalist Partisi Viyana’da 11 Mart’ta kontrolü ele geçirince Alman orduları Avusturya'ya girdiğinde hiçbir direnişle karşılaşmadı. Hitler, Çin Cumhuriyeti ile Çin-Alman ittifakını sona erdirerek bunun yerine daha modern ve güçlü Japonya İmparatorluğu ile ittifaka girdi. Hitler, I. Dünya Savaşı'nın kaybedilmesinde Alman komünistlerin büyük etkisi olduğunu düşünüyor ve Sovyetler'in ise esas kışkırtıcı olduğunu ima eden hareketlerde ve konuşmalarda bulunuyordu _Barbarossa Harekâtı_ Alman Silahlı Kuvvetleri'nin 1941 günü başlayan Sovyetler Birliği'nin işgali harekâtına Alman kaynaklarında verilmiş olan kapalı addır. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'ni açan harekâttır. Tarihin en geniş çaplı askerî harekâtı olarak nitelendirilir. Mihver Devletleri'ne bağlı 4,5 milyonun üzerinde asker, 2.900 km.lik bir cephe hattı üzerinden Sovyetler Birliği'ni istilaya girişti. Bu birliklerin yanı sıra harekâta 600 bin motorlu araç ve 625 bin at katılmıştır. Kızıl Ordu Wehrmacht'ın güçlü darbeleri karşısında Moskova önlerine ve Leningrad'a kadar geriledi. Alman ilerleyişi 5 Aralık 1941 tarihinde ilk kez Moskova önlerinde durduruldu ve Alman ordularının geri çekilmelerine sebep oldu _Normandiya_ Amerika'nın savaşa girmesi güç dengelerini değiştirmişti. 1944 yılı yazında Müttefikler Normandiya Kıyıları'ndan dört sahilden çıkarma yapmış, Caen ve Cherbourg gibi bölgelere ise hava indirme tümenleri ile saldırmışlardı. Almanlar tam anlamıyla bir yenilgi aldı ve Almanya'nın insan ve kaynak gücü tükendi. Müttefikler yavaş yavaş Almanya'yı batıdan işgal etmeye başladı. _1945 baharında ise Sovyet birlikleri Polonya'yı ele geçirdi ve Pomeranya'da ilerlemeye başladı. Ocak 1945'te Almanya'nın çoğu harap durumdayken, Hitler radyoda şunları söyledi: "Kriz şu anda ne kadar vahim olursa olsun, her şeye rağmen bizim değişmez irademiz tarafından yönetilecektir."[66] 16 Nisan'da başlayan Berlin Muharebesi 2 Mayıs'ta sonuçlandı. Reichstag'da Sovyet bayrağı dalgalanıyordu _Hitler'in genel olarak ele alınan en önemli özelliği insanları çabuk etkileyebiliyor olmasıydı. Hitler, mücadeleci bir kişilik sergilemeye çalışıyor ve üstün niteliklere sahipmiş izlenimi vermek için vücut dilini etkin bir biçimde kullanıyordu. Kendisini yanılmaz, hata yapmaz bir lider olarak göstermeye çalışıyor, eskiden savunduğu görüşleri hâlen sıkı sıkıya savunduğunu belirtiyordu. Hitler'in Wagner takıntısı 12 yaşında başladı. Besteci, onun üzerinde oldukça etkili olmuştu. Adolf Hitler, kitabı Kavgam'ın ilk bölümünde şöyle yazmıştı: 12 yaşıma geldiğimde, hayatımdaki ilk operayı gördüm, Lohengrin. Bir anda bağımlısı oldum. Bavyera Ustası (Richard Wagner) için olan gençlik coşkum sınır tanımıyordu. Ölümsüzlük hissi Hitler'in başka bir saplantısıdır. Kendisini ilahi koruma altında görmesini sağlayan dayanaklardan biri de I. Dünya Savaşı'nda cephedeyken içinden bir sesin yerinden kalkıp başka bir yere gitmesini söylemesidir. Bu içsel sesten sonra bir bombanın terk ettiği cepheye düşmesi ve oradaki arkadaşlarının ölmesi inandığı düşünceyi saplantılı hâle getirmesine sebep olmuştur. Hitler'e 42 kez suikast girişiminde bulunulmuştur. Bunların çoğundan aldığı ufak yaralarla kurtulmayı başarmıştır. Alışkanlığı kırabilecek herkese altın bir saat hediye ederek yakın arkadaşlarını sigarayı bırakmaya teşvik etti.[ __Diktatörlüğü 30 Nisan 1945’te intihar etmesiyle son buldu Cesedi -vasiyeti üzerine- takipçileri tarafından yakıldı. _____ _Tarihçi John Toland'a göre, nasyonal sosyalizm, lideri olmadan "bir balon gibi patladı _Kershaw'a göre, "Tarihte hiçbir zaman böyle bir yıkım -fiziksel ve ahlaki- tek bir adamın adıyla ilişkilendirilmemiştir. _Tarihçi Sebastian Haffner, Hitler ve Yahudilerin yerinden edilmesi olmadan modern İsrail ulus devletinin var olamayacağını iddia ediyor. Hitler olmasaydı, eski Avrupa etki alanlarının sömürgeciliğin kaldırılmasının erteleneceğini iddia ediyor _Hitler Almanyadır. Hitlerin görüşleri almanyanın görüşleridir. _ Almanları yaratan hitler değil, hitleri yaratan alman ulusunun deliliğiydi. Ülkelerdeki milyonlarca insanın ruh hali, yaşadıkları kültüre göre benzerlik gösterir ve aynı tepkileri verirler. _____
·
2.028 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.