Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_Dişi kedi Saha, kedisine aşık taze damat Alain ve kediyi kıskanan yeni gelin Camille’nin hikayesi. _Ey çirkinim, ey yağmur altında azıp koşanım, ey yoldan çıkmışım, küçük pumacığım, inci renkli iblisim, sevgili kedim, doruklar güzeli. Sen pırıl pırıl, saf bir kedi örneği değilsin. Seni ilk baştan çıkaran o kuyruksuz beyaz kediyi hatırlasana. Birbirimizden ayrılırsak nasıl yaşayacaksın? İster misin ikimiz de tarikata girip keşiş olalım? Alain, Saha’yı bir başyapıt gibi incelerdi. _Seni seçmeden önce dünyada seçmek diye bir şey olduğunu bilmiyordum sevgili dişi kedim Saha. Çılgınlığı geçen kedi efendisine tatlı bakışlarla bakarak aralarındaki zihinsel alışverişin, telepatik sohbetin gene başlamasını bekliyor gibiydi. _Alain, Camille’ye kedi gelenek ve göreneklerini, incelikleri olan yabancı bir dil gibi öğretiyordu. _Saha, büyükannenin evinde hayata küsmüş vaziyetteydi ve alain onu alıp götürmek istedi çünkü onu hiçbir zaman kedice düşüncelere dalmış şekilde görmemişti. Saha ise her türlü güçlüğü yenmek istiyordu. Madamın saçmalıklarını sabırla dinledi, düzensiz yemek ve yatma saatlerine uydu. Uzun uzun yalanması ise camillayı çileden çıkarıyordu. Alain ise yeniden yaşama sevincine kavuşan kedisine hayran hayran bakıyordu. _Dişi kedi Saha’nın gözleri, havada oynayan, uçuşan, bilinmez cisimleri izliyordu. Kedi neye bakıyor ayol, bir şey yok ki orada. Bize göre yok. _Sevişe sevişe sişmanlıyor çünkü beni kemiriyor. _Kedi hatası, sporda yanılmak gibi bir şeydir. Bir kedi ne kadar evcil ve uygarsa o kadar çok hata işler. _Saha, cilve yapan vahşi hayvan usulüne uyarak olduğu yerde dönüp duruyordu. Senden sonra rastgele birinin olurum, bir ya da birçok kadının ama hiçbir zaman başka bir kediyi sevemem. _Bazı olaylar beklenmedik sonuçlar verir ve rastlantılar, darbeler ve hatalar yardımıyla insan birkaç kez yeni baştan doğar. _Camille’ye, sen uyur ben uyanıkken ne kadar sevimlisin ve anlaşmamız ne kolay oluyor o zaman dedi. _Sahha, sahha. H’yi iyice vurgulamak kediyi deli ederdi. Poker masasının üstüne atlayıp kağıtları darmadağın etti. Ah bu kedi. Konukseverlikten haberi bile yok. Dstlarımızın gittiğine ne kadar seviniyor. _Dişi kedi saha’nın bekçilik yaptığı Alain, her geceki düş denizine daldı ve sanki yalnız sulara batmış renklerden oluşan bir bölgeye ulaşıp düşler ülkesine ayak bastı. Alain uyandığında kediye bakıp telaşa düştü. Aman tanrım. Evlenmek üzereyim ama bu kediyi ne yapacağım? Alain, bahçedeyken sahaya, iblis gibi güzelsin diye sataştı. Saha bir köstebeğin izini bulmuş ve hayali başını döndürüyordu. Bir av köpeği gibi kazdı, kertenkele gibi yuvarlandı, kurbağa gibi sıçradı, toprak yumağını tarla faresinin çaldığı yumurtayı yuvarlaması gibi yuvarladı ve gururlu bir edayla oturdu. Alain ise soğukkanlıydı ve sahanın cinleri tepesine çıktığında ciddiyetini korumasını bilirdi. _Nişanlısı camile: Neden Ankara kedisi almadınız diye sormuştu ve Alain de: Sergiden yalnız bir kedicik almış değilim, onunla kediliğin soyluluğunu, sınırsız cömertliğini, görgüsünü, seçkin insanlara olan yatkınlığını getirmiştim eve ama utandı ve saha, seçkin dediğim kimseler, seni en iyi anlayanlardır diye içinen özür diledi. Camille, kedileri görmeye yanaşmayan bir çevrede büyümüştü ve başkalarının kitaplara ve ya da kayağa merak sardıkları çağda alain, bir kedicik satın alan delikanlı olarak kalmıştı. Bu haber daracık dünyasında dillere destan oldu. _Genç kadın, kediyi andıran şekilde yanında yatıyordu ve alain, kedisini düşünüp bilinçsizce camille’i kedi sanarak tırnaklarını yavaş yavaş karnının üstünde gezdirerek okşadı. Kadın hayret çığlığıyla alaine tokadı indirdi ve düşmanca baktı. Sende sapıklık mı var yoksa? dedi. Alain ise kahkahayı patlattı ve annesine ve kedisini görmeye gideceğini söyleyince camille: demek rakibimi görmeye giiyorsun dedi. _Camille içinden kendiyle konuşmaktan namussuzca bir zevk ve rahatlık duyuyordu. Her şeyi açık açık söylemekten daha iyi ne de olsa. _Dünya alem fırtınadan korkar. Ama ben korkmam. Çünkü sen benim dünyamsın. _Alain, korselerden biriyle camillenin belini sıkıp, kalçalarını genişletmeye ve birer ekşi limona benzeyen memeleri dengelemeye çalışıyordu. _Camille, alainin geçmişinin kalıntılarında ilerliyor ve bak bak, ne hayaller kurmuş, gereksiz çimenlere tenis sahası yapacakmış. _Gecenin içinde hafif hafif havalanan havai fişekler, küçük güneşlerden neşeli bir demet yükseldi. Alain bunları çok sevdiği düşlerinin yıldızlarıyla karşılaştırıp, bunları düşler alemine sokmalı diye düşündü. _Camilla bir anda ağlamaya başlayıp, sen beni sevmiyorsun dedi. Alain ise, gene dişi kedi saha yüzünden bir kıskançlık olduğunu düşündü ve ne olur bu tatlı hayvancığı sen de benim gibi sevsen. Sana bir küçük aslan ya da timsah alayım mı? İnan bana en kolayı sahayı benimsemendir. Camile ise, aniden: Hayır asla. Başka bir kedi olsayı da gene istemez miydin? Camile: isterdim çünkü saha gibi sevmezdin. Bir kadın olsa bile bu kadar sevmezdin. Hayvansever insanlar gibi değilsin sen. Sabah gördüm sizi. Küçük sedirin üzerinde geceyi geçirikten sonra yanak yanağa vermiş, beni işitmemiştiniz bile. Alain cevap vermeyince camile çilen çıktı. Alain: Sahayı aşağı atan sendin değil mi dedi, tırnakları kırılmış. Başını eğip suikastı canlandırdı. Nasıl attın? Boynundan tutarak mı, boğuşmadınız mı? _Alain annesinin evinde köşktete yaşıyor ama karısını buraya sokmak istemiyordu çünkü o sonradan görmeydi. _(Böcekler, otomobilin farlarına, makineli tüfekle atılmış çakıltaşları gibi vuruyor. İdama mahkum edilmiş bir ifade._uman fışkırtan burnu, zevk aldığında tıpkı küçük bir at gibi soluk alırdı._Gururlu kırmızı dudaklarından dökülen hayaller. Dağlardan inen bir dere gibi kah coşkun kah durgun.) _Bir karatavuk, 4 nota üzerinen öterek bahçeyi çıntattı. Çimenlerin üzerinde renk hayaletleri doğmaya başladı. Annesinin evinde, sahaya olan suikastı düşündü ve camilleyi gerçekten sevseydim kudururdum öfkemden diye düşündü. Çocukluktan çıkmak istiyorum anne dedi. Anası boşanarak mı. Evet. Alain eve gelen Camilenin bir sözünü hatırladı: buraya eskiden geldiğimde kendimi ne kadar ürkek hissederdim, buraya bir beyin oğluyla oynamaya gelen köylü kızı gibi gelirdim. Elindeki eldivenlere bakıp, ellerini göstermekle hata ediyor, bir canlı varlığı öldüren ellerini. Pişman mısın, vicdan azabı uyuyor musun dedi. Camile yapay bir sesle, evet deyince. Yalan diye bağırdı. Tek üzüntün sahayı öldürememiş olmaktır. Sen bir canavarsın. Bir canavarla yaşamak istemiyorum. Bir hayvan için beni harcıyorsun dedi. Bir hayvan evet ama hayvanın ne olduğunu biliyor mu ki? Canavar sensin asıl dedi camille. Istırap veren bir şeyi yok etmek kadının doğasında vardır. Kıskançlıktan bir kadını ölürseydim beni bağışlardın ama kedine dokunduğum için hesabım görülmüştür. . ____ _Gabrielle Colette_ (1873-1954) Skandallar Kraliçesi _Fransız Edebiyatçı. Kendine Erotik Militan der. _Arzudan yanan ve tutkularının peşinden giden bir kadın ile kendine hakim olmaya çabalayan diğer yanının çelişkilerini anlatır. Dolanırıcılık yapan kocası, Coletteyi odaya kapatarak sürekli yazmaya zorluyor ve onun sayesinde ününe ün katıyordu. Moulin rougedaki mısır düşü gösterisinde göğsü açılınca, skandallar kraliçesi olarak anılmaya başlandı. Eşi kendisini anlatınca, onun ilk evliliğinden olan oğlunu ayartarak intikamını aldı. Şair Francis jammes, colette için: doğal olma cesaretini gösteren bir kadın der. Yaşadığı skandallardan dolayı kilise, cenaze töreni yapmayı reddetti ve devlet töreni düzenlendi. *************** _Charlote Bronte_ _Mutluluk, bir yaz sabahında bir goncadan ve cennetin altın meyvelerinden ruha düşen bir çiğ damlasıdır. _Hatasız kul olmaz. En parlak yıldızların üzerinde bile leke vardır. İnsan mükemmel doğar ama kendini kusurlu hale getirir. _Cahil kişilerin ruhu sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Önyargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler. _Son ana kadar, kötü olmadığıma ikna olmayacaktı. Çünkü benim iyi olduğumu kabullenmek onu mutlu etmeyecekti, sadece utandıracaktı. _Şarkıyı bitirince ''Jane, ağlama,'' dedi Bessie. Ateşe ''yanma!'' demek gibi bir şeydi bu. _İçlerinde gizli bir aşkın büyümesine izin vermek tüm kadınların ortak çılgınlığıdır. Eğer bu aşk karşılık bulamazsa, can bulduğu hayatı yiyip bitirir. Yok, eğer karşılık bulursa, aldatıcı bir ümitle, çıkışı olmayan vahşi bataklıklara sürükler insanı. _Güzel renkten , uzun kirpiklerden , kalemle çizilmiş kaşlardan gelen bir güzellik değildi bu. Anlam, bakış ve sevinçten geliyordu. Sonra ruhu dudaklarına oturmuştu. Dili akıp gidiyordu. Hangi kaynaktan geliyordu bu sözler bilemiyordum..." _Kader bana çok haşin davrandı. Beni epey yoğurdu. Şimdi bir kauçuk silgi kadar sert ve kabayım diye öğünüyorum kendimle. Ama bu sert kabuğun üzerindeki bir iki çatlaktan hala eski halimin izleri sızıyor bazen. Bende umut var mı dır?" _Üşüyorsun, çünkü yalnızsın, içinde gömülü duran ateşi hiçbir insan yakınlığı alevlendiremiyor. Aptalsın, çünkü o kadar acı çekerken mutluluğu yanına çağırmaktan kaçıyorsun, onun seni beklediği yere doğru bir tek adım atmaya bile yanaşmıyorsun. _İnsanlar bir şeyleri sevmek zorundadır. Benim sevecek daha değerli bir şeyim olmadığı için, küçük bir korkuluk gibi, bu eski ve solgun oyuncağı sevmekten zevk alıyordum. ****************** _Emily Bronte_ _Benden daha çok bana benziyor da, onun için seviyorum. _Kibarlık size bir şey kaybettirmez. _İnsanlar kalpleriyle hisseder, Ellen. Benim kalbimi kırdığı için artık ona karşı bir şey hissedecek halim kalmadı. _Ölüleri yaşıyormuş gibi düşünürsek onlardan geriye kalan her şey kıymetlidir _Ona kalbimi verdim. O da onu aldı, öldürene dek kırıp parçaladı, sonra da gerisin geri yüzüme fırlattı. _Al, biraz şarap iç. Bu eve o kadar nadiren misafìr gelir ki, ben de, köpeklerim de onları nasıl ağırlamak gerektiğini bilmeyiz, hatta öğrenmek de istemeyiz. Sağlığına! Viktoria dönemi baskıcı ortamında kardesleriyle yarattikları hayali dunyada dolanan feministler. Emily Bronte: Uğultulu tepeler Charlote bronte: Jane Eyre. (İntihar eden emily bronte'nin abla ************ _Virginia Woolf_ _Kadın kalbi mezar gibidir; giren dışarı çıkamaz. Erkek kalbi bakkal gibidir; giren çıkanın hesabı olmaz. _Her erkek evleneceği kadını seçer ve hizmetçisi yapardı. Seçkin kadınlar ise buna karşı çıkıp kocalarını kendileri seçtiler ve o erkeğin hizmetçisi oldular. _16. yüzyılda büyük bir yetenekle doğan her kadın mutlaka delirirdi, kendini vururdu ya da köyün dışındaki ıssız bir kulübede geçirirdi hayatının son günlerini, yarı cadı yarı büyücü sanılır, korkulur ve alay edilirdi. _Kurmacalarda, kralların ve fatihlerin hayatlarına hükmediyor; gerçek hayatta ailesinin parmağına zorla yüzük taktığı herhangi bir delikanlının kölesi. _Bekaret bir genç kızın bahçesindeki en narin çiçektir ve iffet de yoksul bir genç kızın sahip olabileceği en pahalı çeyizdir. _Yüzyıllar boyu kadınlar erkekleri olduklarından kat be kat daha büyük gösteren ayna görevi gördüler ve bu ayna çok büyüleyiciydi. Gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar. Bunu elinden aldığımızda erkek kokaini elinden alınmış uyuşturucu bağımlısı gibi ölüp gidebilir. _Aşk, dedi şair, kadının tüm varoluşudur. _Yaşam bir düştür. Bizi öldürense bu düşten uyanmaktır. _Her gün gömüldüğüm yerden kazıp çıkıyorum. Kadınlar milyonlarca yıl boyunca evlerin içinde oturdu, şimdi ise bu duvarlar onların yaratıcı güçleri tarafından delinmiştir. _Ne hoş bir güzelliği vardır, hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin! _Kelimelerim böyle kanatlı gibi, sanki onlarla ne istersem yapabilecekmişim gibi özgür hissediyorum. _O görsün diye güzel bir gül açmıştı. _Kadınlar, erkekler hakkında kitap yazmıyorlar- bu gerçek elimde olmadan içimi ferahlattı, çünkü önce erkeklerin kadınlar hakkında yazdıklarını, sonra da kadınların erkekler hakkında yazdıklarını okuyacak olsaydım, ben kalemimi kağıda değdirene kadar yüzyılda bir çicek açan sarısabır, iki kez çiçek açmış olurdu. _Zarar yok, hayal kırıklığı en dizginleyici tedavi benim için. Soğuk duş da alınmalı (genellikle de alınır) bir kitaba başlamadan önce. İnsanı canlandırır, insana "canım kendi zevkim için yazıyorum" dedirtir. ************
·
356 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.