Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kadınlar
_Schopenhauer: _Kadınlar, nazik ve kibar erkekleri itici bulurlar. Masaya yumruğunu vuran maskülen erkekleri benimserler. Kadınlara aşırı bir saygı ile davranmak tek kelimeyle gülünçtür ve böyle bir şey bizi onların gözünde küçük düşürür. Şiddet eğilimleri gösteren, cahil hatta kendisini sevmeyen erkeğe bağlanırlar ve daha sonra da bunlardan yakınırlar. Yakınmalarına rağmen yine de vazgeçemezler. İşte kadınlar bu yüzden hayvani güdülerini harekete geçiren vahşi erkekleri severler çünkü ilkel duygularını korurlar. Erkekteki zeka eksikliğinin kadınlara bir zararı dokunmaz; doğrusu fevkalade bir zihni üstünlük, hatta deha, anormallik olarak kadınlar üzerinde olumsuz bir etki bile doğurabilir. Bu sebepten ötürüdür ki kadınların sık sık budala, çirkin ve kaba saba bir erkeği, iyi eğitilmiş, zihni nitelikleri yüksek, nazik bir erkeğe tercih ettiğini görürüz. _Cesaret, kadınlar için karşı konulmazdır. Cesaretin en soylu türü, büyük bir nezaket ve sabırla, kendine hakim olmaktır. _İkiyüzlülük kadınlarda doğuştandır. Bundan ötürü, saldırıya uğradıklarında savunma silahlarına müracaat eden hayvanlar için bu durum ne kadar doğal ise, kadınların da her fırsatta ve vesileyle bundan yararlanmaları o kadar tabiidir ve bundan yararlanırlarken belli bir ölçüde haklarını kullanmaktan başka bir şey yapmadıkları düşüncesi içerisindedirler _Kadın fıtraten itaat etmek için yaratılmıştır ve bağımsızlık konumuna yerleştirilmiş olan her kadının hiç vakit kaybetmeden kendisini denetleyip yönetileceği bir erkeğe bağlamasından anlaşılır. Bunun nedeni onun bir efendiye ihtiyaç duymasıdır. Kadınlar, herhangi bir konuda bir yeteneğe sahip olabilirler fakat bir dahi olamazlar. _Evlilikte hedef, entelektüel bakımdan eğlenmek değil, çocuk meydana getirmektir. Kadınların, bir erkeğin aklına, kültürlülüğüne âşık olduklarını ileri sürmeleri, budalaca, gülünç bir iddiadır. Kadının kazanılmasında etkili olan başlıca özellikler, iradenin sağlamlığı, kararlılık ve cesaret, belki de ayrıca iyi yüreklilik ve dürüstlüktür. Buna karşılık erkeğin entelektüel avantajları kadının üzerinde öyle doğrudan ve içgüdüyü etkileyecek zorlama ve güç uygulamazlar çünkü bunlar babadan (çocuğa) geçebilecek olan özellikler değillerdir. Erkekteki akıl kıtlığı, kavrama yetisi yetersizliği, kadınlara zarar vermez: Tersine belki ağır basan zihinsel güç ya da hatta dâhilik, erkekteki bir anormallik olarak kadını üzerinde elverişsiz etki bile yapabilir. Bu nedenle, sıklıkla, çirkin, budala ve kaba bir erkeğin, iyi yetişmiş, eğitimli, zihinsel yetenekli, akıllı ve sevimli bir adamı kadınlar karşısında saf dışı ettiğini görürüz. Hatta zaman zaman zihinsel, entelektüel bakımından alabildiğine farklı, uyumsuz varlıklar arasında bile aşk evlilikleri yapılır. Örneğin erkek, kaba, güçlü ve kifayetsiz: kadın hassas ruhlu, ince düşünen, eğitimli, iyi yetişmiş, estetik duygulu vb. olabilir; ya da hatta kadın dâhi ve bilgindir o ise bir kaz kafadır. _Erkekler kolayca yılda yüz çocuk meydana getirebilir: kadın ise, istediği kadar çok erkeğe sahip olsun, ikiz ihtimalini hesaba katmazsak, yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. Bu nedenle erkeğin gözü hep başka kadınlardadır; kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır: Bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadınınki doğaldır; dolayısıyla da, kadının ihaneti, nesnel olarak, sonuçları bakımından olduğu kadar, öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir. _Balzac_ _Kadınlara, hangi erkekleri aradıklarını sorun, hırslıları derler. Öteki erkeklere göre hırslıların belleri daha güçlü, yürekleri daha sıcaktır. Kanlarında daha çok demir vardır. Kadın da güçlü olduğu sıralarda kendini öyle mutlu öyle güzel bulur ki parçalanmak tehlikesi altında da olsa üstün bir gücü olanı bütün erkeklere yeğ tutar. _Genç kadınlarla alay ediniz, onların her söylediklerini şaka sayınız çünkü ciddi bir düşünce onların kafasında yer alamaz. Genç kadınlar, dostum; egoisttirler, basittirler, gerçek birer dost olamazlar, kendilerinden başka hiç kimseyi sevmezler, aşk alanında herhangi bir başarı için sizi feda edebilirler. Elli yaşındaki kadın sizin için her şeyi yapar, yirmi yaşındaki ise hiçbir şey; biri sizden bütün hayatınızı isteyecektir, öteki ise arada vereceğiniz birkaç dakika ile göstereceğiniz bir iki incelik ile yetinecektir. _Ani korkuları, nedensiz kaprisleri, içgüdüsel rahatsızlıkları, sebepsiz atakları, meydan okumaları ve o nefis duygu inceliğiyle kadının tanımıydı o. _Bir kadın, sevdiği adamın başka bir kadın tarafından mutlu edildiğini görmektense, onu can çekişirken görmeyi tercih eder. _Sizi seven bir kadın tenha bir yerde yaşamaktadır; sizin bakışlarınız onun en büyük bayramıdır, sizin sözlerinizle beslenir. O zaman bırakın o kadın sizin dünyanız olsun, zira siz onun her şeyi olacaksınız; onu gerçekten sevin, onu üzmeyin, bir rakiple kıskandırarak ona eziyet etmeyin. Sevilmek, anlaşılmak en büyük mutluluktur; tek dileğim sizin de bunu bilmeniz, ancak ruhunuzun çiçeğini riske atmayın; sevginizi sunacağınız kalbi iyi tanıyın. _Helene Deutsch_ _Kadınların istediği şeyler: Hayvanca acı çekmek, kırbaçlanmak, kurban olmak, aşağılanmak, dövülmek, tecavüz… Bu boyun eğme, mazoşizmin doruk noktasıdır. Böyle hissetmezlerse soğurlar. _Marki de Sade_ _Kadınların içinde yanan acımasızlık ateşi, her türlü suçu işleyebilecek güçtedir. İçlerindeki kötü gücü fark eden kadınlar, gerçek kötülük ve ahlaksızlık olmadan hayatın tadına varamazlar. Onlar için bu bir gerekliliktir. Onlar için yasak yoktur ancak bu şekilde zevk alıp, orgazm olurlar. Acımasızlık ve kötülük, seksi daha çok alevlendirir. _Erdemli oldukları söylenen kadınlara aldanma. Onlar aşağılık olan tutkuları önemserler. Bu tutkular hırstır, kibirdir, kişisel çıkarlardır, çoğu zaman da onlara hiçbir biçimde yol göstermeyen bir yaradılışın soğukluğudur. Bu tür varlıklara saygı göstermeli miyiz? Kendilerini sevmekten fazlasını becerebilmişler mi? Kendilerini tutkular yerine bencilliklerine kurban ettikleri için mi daha iyiler, daha akıllılar? Bence, sadece tutkularını dinleyenler daha haklıdır, diğerlerinden daha değerlidir, zira bu ses Doğa'nın biricik uzvuyken, öteki aptallığın ve önyargının sesidir. _Kadının kalbine giden yol işkenceden geçer. En kesin şey budur. _Hayali bir erdemin ve tiksinti verici bir dinin tehlikeli ve saçma sapan bağları içinde uzun zamandır kapalı tutulan genç kızlar; cesur Eugenie’yi taklit edin! Sersem ana babalarınızın kafalarınıza kazıdığı gülünç davranış kurallarının tümünü, tüm öğütleri siz de Eugenie gibi bir çırpıda yok edin, ayaklarınız altına alıp çiğneyin! Tüm duyularınızla zevk alın; yaşamınızın tek tanrısı o olsun; genç bir kız her şeyini yalnızca zevke kurban etmelidir ve onun gözünde hiçbir şey zevk kadar kutsal olmamalıdır. _Kadınlar, hazlarımız için yaratılmış zayıf ve esir yaratıklardır. Aşağılanma ve itaat tek erdemleri olmalıdır. Dünya için çoktan ölüsünüz ve yalnızca bizim haz almamız için hayattasınız. Bir sineğin ölümünü kimse fark etmez yeryüzünde. Yaptıklarımız biraz aşırıya kaçıyor şüphesiz. Hiçbir şeyden iğrenmeyin, kılınızı bile kıpırdatmadan teslim olun ve her şeye sabır, itaat ve cesaret gösterin. Şanssızlık eseri aranızdan biri tutkularımız sonucu ölürse, kaderi böyle demektir. Bu dünyada sonsuza kadar var olamayız, üstelik bir kadının başına gelebilecek en güzel şey genç ölmektir. Kadın, bir fırın gibi, vajinasının derinliklerinde bir miktar akıntıdan üretim yapan bir yaratık.” olarak düşünüldüğünde hazzın iktidarının yeniden üretildiği bir alana dönüşür ve bütün iktidarlar suç işlemekten haz alır. _Bastırmak zorunda kaldığı arzularla tutuşan, cehennem ıstıraplarından daha kötülerinin içinde ailesinin hoşuna gitmeyi uman, mutsuzlukla geçirdiği gençliğinin ardından, olgunluk çağını da onlara kurban edecek, hiç istemeden, seveceği hiçbir neden bulamadığı ya da nefret edebileceği birçok nedene sahip olduğu bir kocayla evlenerek hayatını onların hain hırslarına feda edecek on beş yaşında bir genç kızdan daha tuhaf bir şey var mı? _Erkeklerin aklında olan tek yer kadının kıçıdır. Bir erkek beğendiği kadında ilk olarak onun kıçı ile ilgilenir çünkü oradan birleştiği kadın üzerinde hiçbir risk oluşturmayacağını iyi bilir ve bu kaygılanmasını önler _Size şimdi baştan çıkarıcı, ahlaksız, çekici ve tehlikeli bir rahibenin, ruhumun derinlerinde, gelecekte ortaya çıkacak çiçeklerinin ahlaksız tohumlarını nasıl ektiğini anlatacağım. Hoş olmaktan çok, olağanüstü bir kadındı; her sanatçı için uygun bir modeldi. Sekse sonsuz bir susuzluğu vardı. Seni tutkuyla arzuladım. Çok çekicisin. Senin gibi genç bakirelerin kalbimde yeri başkadır, diye devam etti. Şu leziz göğüslerin Venüs kadar güzeldi. Bu kadar beyaz, tatlı bir ten, bu kadar güzel dolgun kıvrımlar, bir bedende böylesine çarpıcı bir şekilde şekillenemezdi. Alevler içinde yanarken, Güzel yaratık!" bu hayatın tüm modası geçmiş alışkanlık ve adetlerinden kurtaracağım, ona doğanın doktrinlerini öğreteceğim, aklını büyüleyip, enerjisini yanlış yerlerde kullanmasını engelleyeceğim. Onun yanında olduğum zamanlarda kendimi kusursuz ve eksiksiz hissediyordum. Ruhunu özgür bırakman, diğerlerinin düşüncelerini ciddiye almaman gerekiyor. _Freud_ _Erkek cinsellik hücresi etkindir, devingendir, dişi hücrenin peşine düşer. Yumurtacık ise devinimsizdir, edilgindir. Erkek ele geçirmek istediği dişiyi hırsla kovalar, yakalar ve onun içine girer. Genellikle, erkekçe sözcüğü «Etkin», kadınca sözcüğünü «Edilgin» anlamında kullanılır. Sadizmin erkekliğe, mazoşizmin ise kadınlığa sıkıca bağlı olduğuna da dikkat edebilmişsinizdir. Toplumsal kurallar kadını, saldırgan içgüdülerini içetıkmaya zorlamaktadır ki, yıkıcı eğilimleri erotikleştirmeyi başaran mazoşik eğilimler bundan ileri gelmektedir. _Karışık_ _Kadınlar atomun merkezindeki cazibe gücünü oluşturan protonlardır. Erkekler de elektronlar olarak onların etrafında döner. Çekim gücünün, cazibenin kaynağı kadındır. O sizi çektiği için siz ona yönleniyorsunuz ve zannediyorsunuz ki siz onu seçtiniz. Hayır siz onun çekim alanına girmişsiniz. _Kadını güzel yapan Tanrı sevimli yapan ise şeytandır. Hugo _Kadınlar sadisttir, onlara yükleyeceğimiz acılarla bizlere eziyet ederler. Stanisław Lec _Güzel bir kadın bir mücevher, İyi bir kadın bir hazinedir. Sadi Şirazi _Kadınlar kendilerini fazla seven erkeklere ahmak gözüyle bakarlar. Rahmi Gürpınar _Her şeyimi kadınlara adadım. Başıma neler geldi neler. Hain olanı kaçtı, ellere gitti. Sadık olanı dırdırıyla bıktırdı, canıma yetti. Ben de kendimi hiçliğe bıraktım. Bu dünyada tamamiyle rahatım. Max Stirner _Kötü karıyla bir yerde yaşamak kurtla veya zehirli yılanla bir arada olmaktan tehlikelidir. Kötü kadına rastlayanın tek çaresi var: onu boşayıp canını kurtarmak. Nasiruddin Tusi _Dırdırcı bir kadınla evli kalmaktansa uçurumdan atlamak gerekir. Hz. Sülo _Kudurmuş bir kadının eline düşmektense bir katilin eline düşmek daha iyidir. Kadın gençken çiçekli bir mağaradır. Yaşlanınca mağaradan bir ejderha çıkar. Nietzsche _Bütün dünyayı bir erkek yönetir. O erkeği de bir kadın. _Bir kadının eIinden hayaIIerini aImak, bir kapIanın yanından yavrusunu aImak kadar tehIikeIidir. Aldous Huxley _Bir kadın sevgisine ulaşmak için geçilen yolların en kısası acındırmaktır. Fletcher _Bir kedinin 9 canı, bir kadının da 9 kedi kadar canı vardır. T. Fuller _Bir kadının 'memnun oldum' dediği tek yer, tanışma faslıdır. Alfred Nort _Bir erkek hiçbir zaman bir kadın kadar acımasız olamaz. Soren _Kadınlar ne ister? Biraz eğlence ve sert bir penis. Bu kadar. Mutlu et beni filmi _Kadınların durumunun kötü olduğu yerlerde insan yaşamının hemen hemen yarısı çürümüş ve bozulmuştur. Aristo _Kadınların birlerinden nefret etmesinin sebebi erkeklerdir. Kadının mizacı giydiği elbise ile değişir. Duygusuz kadın, sevebileceği erkeğe henüz rastlamamış olan kadındır. Bir kadının güzelliği, ancak sevmeye başladığı zaman meydana çıkar. Eğer kadın tembelse, onun bu hastalığını sadece sevgi iyileştirebilir. Kadın kalbi öyle bir uçurumdur ki, derinliğini ölçmek imkansızdır. Rimbaud _Erkek başkasının sırrını kendi sırrından iyi korur, kadın ise sadece kendi sırrını saklayabilir. _Mary Wollstonecraft: Erkekler yarı-tanrı ise neden onlara hizmet etmeyelim! Ve kadınların ruhlarının değeri hayvanlarınki kadar tartışmalı ise, hatasız içgüdü reddedilirken onların akılları kendilerini idare etmede yeterli ışığı sağlamaya yetmiyorsa, tüm yaratıkların en sefili iseler ve yetenekleri alın yazılarının demir ellerinde ise yaratılıştan eksik olmaya boyun eğmeliler. Zaman, kadın konusundaki devrimleri etkilemek, kaybettikleri değeri onlara geri kazandırmak ve dünyayı reforme etmek için kendi kendilerini reforme ederek onları insanlığın ve emeğin bir parçası haline getirmek zamanıdır. Zaman, değişmez nitelikteki ahlaki kuralları yerel adetlerden ayırmak zamanıdır. _Tesla Kadınlar_ _İnsan dişisinin cinsiyet eşitliği mücadelesi, kadının daha üstün olduğu bir cinsiyet düzeniyle son bulacaktır. Yalnızca yüzeysel olgularla kendi cinsiyetinin gelişimini sezebilen modern kadın aslında insan ırkının bağrında şekillenen daha derin, daha kuvvetli bir şeyin tecelli edişidir. _Arı hayatının merkezinde kraliçe arı vardır. Kraliçe arı kovana kalıtsal hakkı olduğu için hükmetmez, -zira her yumurtadan bir kraliçe arı çıkabilir- bu böcek türünün rahmi görevini gördüğü için hükmeder. _Kadınların yeni alanlarda girişimde bulunmaya başlaması ve liderliği yavaş yavaş ele geçirmeleri kadınsı hislerini köreltip nihayetinde tamamen yok edecek, annelik içgüdülerini ortadan kaldıracaktır. Böylelikle evlilik ve annelik nefrete uyandıracak ve medeniyet gitgide arıların mükemmel medeniyetine benzeyecektir. _En başından beri, sayısız nesildir, kadınların sosyal hayattaki itaatkârlığı, doğal olarak, erkeklerden hiç de geri kalmadığını bildiğimiz zihinsel yeteneklerinde kısmen körelmeye ya da en azından bu özelliklerin kalıtsal mirasında bir durulmaya yol açmıştır. Fakat kadınlar zihinsel hünerler ve başarılar açısından erkeklerle eş kapasitede olduklarını göstermişlerdir ve nesiller birbirini takip ettikçe bu kapasite daha da artacaktır; ortalama bir kadın ortalama bir erkek kadar tahsil görecek, hatta, beyninin uykudaki yetenekleri asırlarca dinlenmede kaldığı için daha güçlü çalışacak ve bu sebeple kadının tahsili daha bile iyi olacaktır. Kadınlar geçmiş emsalleri yok sayacak ve kendi gelişimleriyle medeniyeti irkilteceklerdir. _Kadınlar önce eşitliklerini sonra da üstünlüklerini erkekleri fiziksel olarak taklit etme yoluyla değil, kadın zihninin uyanışıyla ortaya koyacaklar. _Refik Halit Karay_ _Genç kızlar, tavadan çıktıktan sonra ılık şerbete atılmış, henüz sert bir tatlı gibidir; kadın ise onun şekeri içine çekilmişine, kabarıp yumuşamışına benzer. Genç kızla sevişme kısa süren, ufku ve muhiti mahdut bir banliyö şehir civarı gezintisine benzer, kadınla devrialem seyahatine çıkmak mümkündür. Fakat erkek için en fevkaladesi kızı yavaş yavaş büyük seyahatlere, hatta keşif seferlerine çıkılacak hale getirmek, buna hazırlamaktır. _Virginia Woolf_ _Kadın kalbi mezar gibidir; giren dışarı çıkamaz. Erkek kalbi bakkal gibidir; giren çıkanın hesabı olmaz. _Bekaret bir genç kızın bahçesindeki en narin çiçektir ve iffet de yoksul bir genç kızın sahip olabileceği en pahalı çeyizdir. _16. yüzyılda büyük bir yetenekle doğan her kadın mutlaka delirirdi, kendini vururdu ya da köyün dışındaki ıssız bir kulübede geçirirdi hayatının son günlerini, yarı cadı yarı büyücü sanılır, korkulur ve alay edilirdi. _Yüzyıllar boyu kadınlar erkekleri olduklarından kat be kat daha büyük gösteren ayna görevi gördüler ve bu ayna çok büyüleyiciydi. Gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar. Bunu elinden aldığımızda erkek kokaini elinden alınmış uyuşturucu bağımlısı gibi ölüp gidebilir. _Kadınlar, erkekler hakkında kitap yazmıyorlar- bu gerçek elimde olmadan içimi ferahlattı, çünkü önce erkeklerin kadınlar hakkında yazdıklarını, sonra da kadınların erkekler hakkında yazdıklarını okuyacak olsaydım, ben kalemimi kağıda değdirene kadar yüzyılda bir çicek açan sarısabır, iki kez çiçek açmış olurdu. _Karen Horney_ _Sevgiyi yitirme korkusu, mazoşist niteliklerden biridir çünkü değer görmek kaygılara karşı koruyucu unsurlardan biridir. Kültürümüzde kadın sevgiyi aşırı değerlendirir ve fazlasını bekler. Yaşlanma korkusunu da bu görüşle aydınlatılabilir. Erkeklerin hoşuna gitmek yaşamsal bir zorunluluk olmuştur çükü aşk, seks, aile ve çocuk erkekler tarafından sunulmuştur. Bu zorunluluktan doğan güzellik kültüdür. Erotik çekiciliğe verilen bu önem kadın yaşlanmaya başladıkça kaybolmakta ve çöktüklerini hissetmeleri nevrotik bir özellik olarak görülebilmekte. Bu çekiçiliğin tek değer olması ölçüsüne normaldir. Bu korku kadında yaşla sınırlanma ve gölgesini kadının tüm yaşamına salar ve yaşam önünde güvensizlik uygusu yaratır. Örnek olarak annelerle ergen kızlar arasındaki kıskançlık. Bu kıskançlık onların kişisel ilişkilerini bozmakla kalmaz annede tüm kadınlara karşı bir düşmanlık kalıntısı bırakabilir. Bu korku, karının erotizm alanı dışında kalan olgunluk, bağımsızlık, bilgelik gibi kavralarla belirtilen nitelikleri değerlenirmesini engeller. Kadın olgunluk yıllarına karşı kötüleme tutumu geliştirirse ve bunları çöküş yılları olarak görürse, kişilik geliştirme görevini aşk yaşamıyla ilgilendiği ölçüde üstlenemez. _Osho_ _Kadınlar kendi yeteneklerini erkeğin onurunu korumak için gizlemiştir. Ahmak bir kadın daha çok takdir edilmiştir. O bir inek olmalıdır; zekası olmamalıdır, delici farkındalığı olmamalıdır. Beklenen budur. Kadınlar asırlar geçtikten sonra bir numara öğrenmişlerdir; oyunun kuralı kadının yeteneklerini göstermemesi gerektiğidir. Eğer o zekiyse aptalı oynamalıdır. Aksi takdirde erkek aşağılık hissine kapılır. Ortaçağ’da cadı denen ve yakılan kadınlar gerçekten algıları çok açık kadınlardır. Erkek buna katlanamazdı, din adamı buna katlanamazdı. _Her erkek, kadında annesini aramakta; her kadın da erkeğinde babasını aramaktadır. Erkek ve kadın negatif ve pozitif elektrik kutupları gibidir: Birbirlerine doğru manyetik olarak çekilirler. Onlar zıt kutuplardır; o nedenle çatışma doğaldır. Ancak anlayış sayesinde, şefkat sayesinde, sevgi sayesinde, birbirlerinin dünyasına bakıp anlamaya çalışmak sayesinde tüm sorunlar çözülebilir. _İlha arsel_ _İslamda kadın, aklen ve dinen eksik(zeka özürlü) yaratılmıştır. Kadın, hilekar ve düzenbaz, dayak atılmaya layık, yarım akıllı, erkeğin kölesi, mirasta ve şahitlikte erkeğin yarısı kadar hakkı vardır. Kötülük, fitne ve uğursuzluk kaynaklarıdır. Eşek ve köpek gibi namazı bozanlardan sayılıp, dayak atılmaya ve daha aşağılıklara layık kılınmışlardır. Allah, iki kadının şahadetini bir erkeğin şahadetine denk saymıştır; İşte bu aklınızın eksikliğindendir" _Çehov_ _AğIаttığın bir kаdının gözyаşIаrını yа o аn siIersin yа dа o gözyаşIаrındа boğuImаmаk için ömür boyu çırpınmаk zorundа kаIırsın. _Bаsit kаdın; güzel olmаyı zeki olmаyа tercih eder. Çünkü bаsit erkekte zekâyı аnlаyаcаk kаfа değil, güzelliği görecek göz vаrdır. _Jung_ _Anima ve animus arketipi: Her erkeğin içinde bir kadın ve her kadının içinde de bir erkek vardır. Oynamak zorunda olduğumuz dişi ya da erkil rol kişiliğimizin –persona’nın bir parçasını oluşturur. Anima anlık ve sezgisel davranan genç bir kız ya da bir cadı veya toprak ana olarak kişileştirilebilir. Animus yaşlı, bilge bir adam, bir sihirbaz. _Ovidius_ _Ey erkekler! Dikkatle dinleyin beni ve destek verin. İlkin şuna inan bütün gönlünle: Karşılaştığın her kadını, evli-bekâr ya da genç-yaşlı fark etmez, elde edeceksin. Kadınlara söz ver bol bol. Kandır. Baştan çıkar. Ne kaybedersin ki? Yumuşatır tanrıların bile hıncını yakarışlar. Kim olsa zengin olabilir söz vermede. Umutlar avutur, oyalar kişiyi uzun uzadıya. Dayanamamış yalvarışına vermiş Priamus'a Hector'un ölüsünü Achilleus. _Kadına arkadaşlık gösterisinde bulun. Arkadaş olarak yaklaş ve onu çok arzuladığını gösterme. Ben bu tarzda davranan erkekler karşısında pek çok ciddi kadının ikna olduğunu, yumuşadığını gördüm. Böyle durumlarda kadına yakarmak isteyecek olan sabırlı erkekler kısa sürede onların sevgilisi olmayı başardılar. _Niçe _Aşkta ve intikamda kadın, erkekten daha vahşidir. Aşk ve nefretin yer almadığı oyunda, kadın orta dereceli bir oyuncudur. Kadın büyülemeyi unuttuğu ölçüde, nefret etmeyi öğrenir. Aynı duyguların erkekteki ve kadındaki hızları farklıdır: bu yüzden erkek ve kadının birbirlerini yanlış anlamalarının sonu gelmez. Erkekler şimdiye dek kadınlara, yükseklerden yolunu şaşırıp da omuzlarına konmuş kuşlar gibi davranmışlar. Daha narin, daha kolay incinebilir, daha vahşi, daha kaprisli, daha tatlı, daha ruhla dolu bir şey gibi - öte yandan kafese konulup uçmaması gereken bir şey gibi. _Maslow : _Kadınları salt cinsel sıfatları ile adlandıran erkekler, böylelikle kadınları insan olma yeterliği olmayan bir varlık durumuna getirmektedir. Böyle bir sömürü ilişkisinde, arkadaş olma olasılığı uygulama olarak sıfırdır ki, bu da insan türünün iki yarı parçası olan erkeğin ve kadının birbirlerinden ayrılması ve kopması anlamına gelmektedir. Bu gibi kişiler, birbirleri içinde erimenin, birleşmenin, arkadaşça bir ilişkinin, şefkatin ve sevgi dolu eşler olmanın harikuladeliğini hiçbir zaman anlayamamaktadırlar. _Kadın da tuvalete gitmekte, terlemekte, karın ağrıları çekmekte ve şişmanlamaktadır. Kadın, dünyaya ait bir varlıktır ve eğer erkek onu sadece herhangi bir göksel varlık yapma gereksiniminde ise o zaman tehlike kaçınılmaz olmaktadır. _John Berger : _Erkekler davrandıkları gibi, kadınlarsa göründükleri gibidirler. Erkekler kadınları seyrederler. Kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler. Bu durum, yalnız erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkileri değil, kadınların kendileriyle ilişkilerini de belirler. Kadının içindeki gözlemci erkek, gözlenense kadındır. Böylece kadın kendisini bir nesneye -özellikle görsel bir nesneye- seyirlik bir şeye dönüştürmüş olur. Kadınlar _Gogol: Kadınlar şeytandır ve kendilerine benzeyen erkekleri arzularlar. _Kant : Kadın güzel, erkek yücedir. Bir kadın, bazı yüksek içgörülere sahip olmamasına, ürkek olmasına, ciddi işlere uygun olmamasına ve benzeri şeylere fazla içerlemez; güzeldir ve kendisine hayran bırakır, bu yeterlidir. Diğer yandan, bir erkekteki tüm nitelikleri talep eder ve ruhunun yüceliği, erkekte bulunduğu ölçüde bu soylu niteliklere değer vermeyi bilmesiyle kendini gösterir. Yoksa kaba saba suratlara sahip bu kadar çok erkeğin, hangi meziyetlere sahip olurlarsa olsunlar, bu kadar iyi yetişmiş ve güzel kadını eş olarak kazanması nasıl olanaklı olurdu!" yani çirkinliklerin güzellikle bütünleşmesi anlayışı, yüceliklerin güzellikle bütünleşmesine dönüşüyor. kadın kendinde olmayan "yüce" davranışları herhangi bir erkekte bulur ve eksik parçalarını çirkinliğine bakmaksızın ondan alır. Kant'a göre güzel olan büyüler, yüce ise harekete geçirir. Öyleyse bu durumda, çirkin, kaba saba olanlar, yücenin harekete geçirmesiyle bütünlüğü bulmuştur. Yani ki, yukarıda bahsettiğim bütünleşmeyi daha çok kadınlar istemiştir. Erkekler sadece büyülenmiş ve hayran kalmıştır. Kadın her ne kadar yüce olmaya ve erkek her ne kadar güzel olmaya çalışırsa çalışsın doğa buna müsaade etmeyecektir. Böyle bir durumda kadın erkeksileşmeye, erkek ise kadınsılaşmaya yönelecektir. Hiçbir şey tiksinti kadar güzele aykırı değildir; ve hiçbir şey gülünçlük kadar yücelikten aşağı değildir. Bu yüzden, hiçbir hakaret, bir erkeğe budala denilmekten, bir kadına da tiksindirici denilmekten daha fazla acı vermez. Bir erkek, yüce gönüllülükten kaynaklanan gözyaşları dışında asla ağlamamalıdır. Acıdan ötürü döktüğü gözyaşları, erkeği rezil eder. _Romantik aşkın resifinde alabora oldu. Yüce Kant, Bir inananın Tanrısına seslendiği gibi, ben de ölüme hazırlanmama yardım etmeniz için, teselli için ya da tavsiye için size sesleniyorum. Derinden hissedilen mektubun, erdem ve dürüstlük için yaratılmış olması gereken bir kalpten geliyor, çünkü o özelliklere yönelime oldukça açık. Ben, en yüce saygımla, şerefli hanımefendimin en sadık hizmetçisi, I. Kant. Onurlu ve çok sevilen adam! _Atatürk_ _Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. _Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın _Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir _Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim" diyemez. _Esnayı seyahatimde köylerde değil bilhassa kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok kesif ve itina ile kapamakta olduklarını gördüm. Bilhassa bu sıcak mevsimde bu tarz kendileri için mutlaka mucibi azab ve ızdırap olduğunu tahmin ediyorum. Erkek arkadaşlar, bu biraz bizim hodbinliğimizin eseridir. Çok hafif ve çok dikkatli olduğumuzun icabıdır. Fakat muhterem arkadaşlar, kadınlarımız da, bizim gibi müdrik ve mütefekkir insanlardır. Onlar yüzlerini cihana göstersinler. Ve gözleriyle cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur. _Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamakların¬dan geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkek¬lerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır _Kızlarımızın vatan ve milletin yüksek menfaatlerini savunup koruyabilecek kabiliyette yetiştirilmesi milli eğitimde esas tutulmalıdır. Ve kız çocuklarımıza entelektüel yetkinlik kazandırılması elzemdir. Türk kadınının esasen dehaya sahip olduğuna şüphe yoktur. Türk kadınları memleketin kaderini millet namına idare eden siyasi zümreye dahil olmak arzusunu belirtmiştir. Dolayısıyla kadınlarımızı hiçbir vatandaşlık vazifesinden uzak tutamayız. Çünkü hakların tümü vazifelerden doğar _Evlilik_Yaşam kısadır. Bunu kutlama ve taçlandırma için, insanların genellikle uygun gördükleri yol evliliktir. Bu genel kurala uymayanlar, pek sınırlı ve benzerleri azdır. Bu kural dışını oluşturanlar da, esas kuralın fenalığından değil ve fakat tersine bu güzel kurala inanmadan kendilerini alıkoyan sebeplerin etkisinde kaldıklarından, belki evlenmiş olmaktan korktuklarından fazla mutsuz olanlardır. İnkâr edilmez bir gerçektir ki insanlar, yaşam, kadınsız olamaz. Evli olanlar, yaşamın vazgeçilmezini temin etmiş ve bütün düşünce ve isteklerini bir maksat, bir meslek, bir amaca yöneltmiş olur. Ancak talih, eşlerin ruh ve kalplerini iyi geçindirsin. Yaşamın çeşitli yönlerinden birkaçını görenler, evlendikten sonra keşfedilmemiş yönlerini de ister istemez gözlemlerler. Bu gözlemleme, pek tatlı olabildiği gibi pek acı da olabilir. ......
·
926 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.