yahudiler için ''geçmişin mağdur insanları'' demek doğru bir söylem olmaz. Bilinçli olarak yüzyıllardır zengin yahudilerin topluma sinsice dikte edip ezberlettiği bir yalandan başka bir şey değil bu kavram.
Milattan önce, Arabistan çöllerinden Filistin topraklarına geldikleri ve içinde barınmaya çalıştıkları Kenan halklarından Mezopotamya ve Mısıra, İspanya'dan Osmanlı'ya, Almanya'dan Rusya'ya tüm toplumları, krallıkları ve ülkeleri, kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etme, sinsice çökertme, ahlaksızlıklarıyla bozup siyasi iradeler ardından herkesi kolayca yönetme derdi ve çabasında olan ve hala dünyayı Amerika ve ingiltere üzerinden zulümle şekillendirmeye ve yönetmeye çalışan zalimlerden başkası değildir.
En iyi bildikleri şey ajitasyondur. Bunu da paralarının gücünü kullanarak, sanatı ve sanatçıları, edebiyatı ve edebiyatçıları, basını ve gazetecileri, siyaseti ve siyasetçileri kullanarak yüzyıllardır başarılı şekilde yapıyorlar. Zweig de onlardan biri. Zweig gibi, diğer çoğu yahudi asıllı sanatçı, düşünür ya da bilim adamları yalan içinde, ahlaksızca, çalarak, kandırarak, manipüle ederek, rezilce yaşamışlar, toplumu cicili bicili ama ne hikmetse sudan ucuz kitaplarıyla, sözde modern fikirleriyle, günümüzde de en bilinen şekliyle eşcinsellik çirkefiyle, kendi istedikleri gibi şekillendirmişlerdir.
Asıl mağdurlar her zaman ve her alanda, içine sızdıkları toplumların bireyleri, yani bizleriz. Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Filistinli ya da Bosnalı veya Ukraynalı..