Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_ _Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia) _Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia) _Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia) _Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt Ziemke(Cia) _İslamcı akp'nin iktidara getirilmesi ve cemaatçi Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı yapılmasıyla Türk ordusunu Türk Devletini kafesledik. Henry Barkey(Cia) _1980 darbesini bizim çocuklar başardı. Paul Henze(Cia) _Yeni Türkiye'nin amacı Osmanlıcılıktır. 1980’den beri Atatürkçülük öldü. Türkiye, Osmanlı gibi eyalet sistemine geçmelidir. Bunun için de plan, ılımlı İslam, Yeni Türkiye başkanlığıdır. _Akp ılımlı islamcı bir partidir. Bu grup Osmanlı özlemiyle yanmaktadır. Ak parti Türkiyenin önünü açtı. 1950’lerde İslamcı Menderes, ülkenin politikasını tamamen batının çıkarlarına göre ayarlamıştır. 2003’ten sonra ise Akp bu yolda harika işler yapmakta, bölgede ABD çıkarları için yararlı bir güç olarak hizmet verebileceği fark edilmiştir. Akp 40 yıllık İslami deneyimin sonucudur. Özalın liberal ekonomisinin ürünüdür. Akp ile Türkiye İslam dünyasının arasına Truva atı olarak girecek ve ülkeleri parçalayıp liberalleştirecek. _Amerika, ortadoğuda emperyalist bir rol oynadığı sürece Türk ve Amerikan politikaları bir noktada çakışacaktır. Ama ak parti ile bu tür çatışmaların devri geçmiştir. _Türkiye'yi kuranlar denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğinizde meclis, meclisi ikna ettiğinizde ordu, orduyu ikna ettiğinizde yargı karşınıza çıkıyor. Amerikanın çıkarı için Türkiye, federal bir devlete dönüştürülmelidir. Bunun için de orduyu meclisi yargıyı tek elde toplayan başlanlık rejimine geçilmelidir. Tek kişiyi idare etmek çok daha kolaydır. Eğer o kişi tereddüt ederse onu yıkmak sorun olmaz. 2006 Paul Henze (Cia) _Türk konuşma tarzında Araplar tembel, dürüst olmayan, geri, ihanet etmiş ve fanatik gibi sıfatlarla anılır. Öte yandan Araplar da halk arasında Türkleri anlayışı kıt, sert, emperyal, inatçı, batı karşısında yaltaklanan ve kendi öz-kimliği konusunda kafası karışık insanlar diye nitelerler. _Kemalist sol, büyük güçlere kuşkuyla yaklaşmıştır. ABD eylemlerinin Kürtleri ve İslamcıları güçlendirmek, Türkiye’yi zayıflatmak ve ABD’ye boyun eğdirmek üzere tasarlandığını düşünmektedir. Bu grup Washington’la mümkün olduğu ölçüde seçici işbirliğini koruyacak, ancak çıkarların ayrıştığına dair en küçük bir işarete karşı dahi ihtiyat halinde olacaktır. * Katı biçimde seküler milliyetçiler (“ulusalcılar”) bir yandan Batı’ya güvenmezken aynı anda İslam’a karşı da derin bir güvensizlik besleme bakımından Kemalist kampa katılmaktadırlar. Osmanlı dönemine saygıları yoktur, bunun yerine İslam-öncesi Türk geçmişini bağırlarına basarlar. _Kemalist tarih öğretimi, İslam ve Arap dünyası hakkında olumsuz düşünme yönünde ülkenin beynini yıkamıştır. Türkler Müslüman dünyayı sâdece geri kalmışlık ve aşırılıkçılıkla ilişkilendirecek şekilde yetiştirilmişlerdir. Kemalist dönem, Osmanlı sonrası devleti batılılaşmış bir ulus-devlete dönüştürmüştür. Bu Batılılaştırmacı vizyon, Kemalist bir elit zümreye, Türkiye’yi karanlık Osmanlı geçmişinden alıp ona parlak ve aydınlık bir Batılı gelecek bahşetme rolü biçmiştir. _Kemalist reformlar tamamen “devrimci” olarak değerlendirilmez çünkü yenileşme 1839 yılındaki Tanzimat ile yola çıkan çok daha uzun bir reform süreci ile başlar. Kemalist reformların ön adımları daha önceki yüzyılda atılmıştır veya Türk tarihinde köklü bir kopuşu temsil etmezler. _Atatürk’ün yaptığı reformların özü, dinin özüne karşı bir tutumu değil; din yerine geçen geleneklere, görüntülere ve çürümüş kurumlara karşı bir tutumu yansıtmaktadır. _Kemalist reformlar, 19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu reform hareketleri birikiminin bir sonucunu ve zirveye tırmandığı anı temsil eder. Osmanlı İmparatorluğu’nun çok etnik unsurlu, çok-dinli ve İslami yönelimli değerlerinin yerini alacak yeni bir milliyetçi değerler kümesi üzerine bina edilmiş yeni bir Türk ulus-devleti inşa etmek istiyorlardı. İlaveten, yeni etnik temelli ulus-devleti destekleyecek şekilde tarih de yeniden yazıldı: Buna göre Türklerin şan ve şerefi İslam’la değil, İslam’dan çok daha önceki dönemlerde başlamıştı; hâttâ bâzı yazarlar Türk tarihinin İslam’la batağa saplanmış hale geldiğini ileri sürdüler. _Alfabesi, giyimi, kanunları, takvimi batıya uyarlandı. Bu yanlıştı. 1924 yılında Halifeliği kaldırmasıyla birlikte Türkiye, İslam dünyası ile ilişkilerine en önemli darbeyi vurmuş oldu. Halifeliğin devam eden eksikliği, 21. yüzyılın İslami hareketlerinin çoğunda yeni yankı bulmuştur. _Sonuç olarak 1950 sonrası Türk tarihi, Kemalizmi törpüleyen ve milletin Cumhuriyet öncesi geçmişiyle daha rahat ilişkiye dönmesini sağlayan bir süreç özelliği göstermiştir. Kemalistler bile kemalizme tam olarak uyamamıştır..*ordunun politikaya karışması* Avrupa tarzı bir ulus devlet inşa etme sürecinde Türk olmayan etnik kimliklerin (özellikle Kürtlerin) dışlanması * İslami geleneklerin kötülenmesi; İslam ve Osmanlı geçmişiyle de gurur duyan ve bugün artık ana akım Türk siyasetine dâhil olan daha geleneksel toplumsal sınıfların büyük bölümünü yabancılaştırmıştı. _İslam kültürü, Türklerin geri kalmışlığının ve zayıflığının kaynağı olarak görülüyordu; yeni aydınlanmış bir Türkiye’nin yükselişi, ancak “öteki” uçtan olacaktı. _Türkiye 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda tarafsız kalıp, amerikanın İsrail’e destek sağlamak üzere üslerini kullanmasına izin vermemiştir. _İran-Irak Savaşı boyunca Türkiye, o eski Kemalist tarafsızlık ilkesine geri dönerek tarafsız kalmış, rehine krizinden sonra amerikanın Tahran’a uyguladığı ticaret ambargosunu reddetmişti. Bunun sonucunda, savaştan en kârlı çıkan taraf Ankara olmuştur, zira savaşan her iki taraf da çatışma sırasında ekonomik olarak yüksek oranda Türkiye’ye bağımlı hale gelmiştir. _1999 yılında, PKK’ya desteğinden ötürü Suriye’yi açıkça savaşla tehdit etmesi, Türkiye’nin Arap dünyası ile olan ilişkilerinde bir dönüm noktası olmuştur. Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra izole hale gelmiş olan ve 1990’larda gelişen Türk İsrail stratejik işbirliğinden endişe duyan Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat, kendisinden beklenmedik şekilde Türkiye’ye boyun eğmiştir. _Fethullah Gülen Hareketi _Gülen, Calvinist bir karaktere büründürür şekilde dünya hayatıyla aktif olarak ilgilenen, eğitimli ve müreffeh bir inanandır. Toplumu inşa etme peşinde koşmaktadır. Askeriyedeki birçok kişi, hareketin çapından ve toplumsal etkisinden çekinmekte ve en nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin lâik düzenini yıkmayı amaçladığına inanmaktadır. Bunun sonucu olarak, Gülen hareketi mensuplarının ordu, istihbarat ve güvenlik teşkilatına girmesi engellenmektedir. _Nur hareketinin kökleri, imparatorluğun gerileme döneminde ortaya çıkan siyasî kargaşa, bozgun ve mânevî bunalımlardan doğmuştur. Nur hareketinin kurucusu Bediüzzaman Said Nursi, kayda değer bir İslamcı modernist düşünürdür. Gülen hareketi Nur hareketinden çıkmaktadır. _Bütün gericiler dindar olmadığı gibi, bütün dindarlar da gerici değildir. Devlet dinî inançlar konusunda tarafsız olmalıdır. _İslamcı bir entelektüel olarak Mehmet Metiner şöyle der: “Devlet kişisel maneviyat empoze edemez. Bizlere günah işlemek özgürlüğü tanınmalıdır. Sâdece Allah’a hesap vermekle yükümlüyüz. Cehennemin kapılarından içeri girmek yasaklanmamalıdır. Metiner, Müslümancılık kavramını tartışırken şunu da ifâde etmiştir ki; İslâm, sâdece şeriat hukukuna bağlı olmaya indirgenemez. Ona göre İslam, yalnızca bir kişisel inanç sistemi ve eylem kodu değildir daha geniş bir tarihsel ve felsefi vizyon önermektedir. _AKP, ordunun bunu özel bir İslami gündemi temsil ettiği şeklinde yorumlaması ihtimaline karşı, böyle bir programı yoğun şekilde teşvik etmek konusunda çekingen davranmıştır. _Kürt Sorunu _(PKK) Kürt İşçi Partisi lideri Abdullah Öcalan 1980’de, Ankara’daki bir askeri darbeden sonra Türkiye’den Suriye’ye kaçmış, burada kendilerine devlet desteği verilmiştir. Ancak Sovyetler Birliği’nin 1991’de çökmesiyle birlikte, Türk ve İsrail askeri güçleri arasında izole edilmiş ve sıkışmıştır. 1998’de Ankara Şam’a açık bir ültimatom vererek, PKK’ya desteğini kesmez ve Öcalan’ı sınırdışı etmezse, Türk askeri işgaline hazır olmasını belirtti. Bu tehdit Suriye sınırına onbin askerin kaydırılmasıyla da desteklendi. Hafız Esat, elinde fazla seçenek olmadığını hissederek, kendisinden pek beklenmeyen bir tavırla diz çöküp Türkiye’ye karşı uyguladığı çatışmacı politikaları tamamen gözden geçirmeye yöneldi. _1492’de, Yahudiler, Müslümanlarla birlikte Katolik İspanya’dan sürüldükleri zaman Osmanlı’ya sığınmışlardır. Yahudiler, modern Türkiye’de de baskıdan uzak bir hayat sürmüşlerdir ve İsrail’de de hayli Türk yanlısı önemli bir Türk-Yahudi topluluğu mevcuttur. _Orta Doğu devletlerinin Türk güvenliğine meydan okuması halinde, Ankara’nın stratejik düşüncesinde İsrail ile ilişkisinin önemi yeniden ağırlıklı hale gelebilir. _Afgan Kralı Emanullah Han’ın (1919-29) Atatürk’le yakın bir kişisel dostluğu vardı; Emanullah Han, Atatürk’ün modernleştirici reformlarının büyük bir hayranı idi ve bunları Afganistan’da da aynen gerçekleştirmek istemişti. _Arap tarihi, 1258 yılında Abbasi Halifeliği’nin Moğollara yenik düşmesiyle “sona ermişti.” O günden sonra, Araplar uluslararası alanda bağımsız bir oyuncu olmaktan çıkmış; zira önce Selçuklu Türklerine, daha sonra da Osmanlı Türklerine boyun eğmişlerdi. _El-Suud’a 2002de Mekke’de bir konut projesine yer açmak amacıyla tarihi bir Osmanlı-Türk Kalesi yıkılınca Türkler Suudilere ateş püskürmüşlerdir. _Kıbrıs konusunda Arap dünyası sürekli olarak, Müslüman Türkiye yerine Hıristiyan Yunanistan’a destek vermişti, ki bu, Ankara’nın sıkı biçimde Batı yanlısı safta yer almasının neden olduğu bedelin çarpıcı bir göstergesiydi. _1963 Ankara için en sıkıntı verici olan Sovyetler’in Küba’daki füzelerini çekmesi karşılığında, Birleşik Devletler’in de Türkiye’deki füzelerini çekmeye istekli olmasıydı. Türkiye’ye danışılmadan füzelerin çekilmesi, Ankara’da ciddi bir şoka sebep olmuş. Bu kriz Ankara ile Moskova arasında çarpıcı bir yeni yakınlaşma dönemini başlatmıştır. Ayrıca, Moskova Kıbrıs konusunda Türkiye’ye daha sempatik yaklaşmaya başlamıştır. Yakınlık, Sovyetlerin 1980’de Afganistan’ı işgal etmesiyle bozulmuştur _1972’de Türkiye, ABD’nin afyon üretiminin tamamen yasaklanması yönündeki baskılarından rahatsız olmuştur; Türkiye’nin önem taşıyan ilaç sanayisi için tamamen yasal ve denetlenen bir üretim süreci işliyordu ve bu, Türk hükümet bütçesinin bir gelir kaynağıydı. Ankara 1974’te Kıbrıslı Türklerin statüsünü korumak amacıyla Kıbrıs’ı işgal edince, Yunan lobisi ABD Kongresi’ni Ankara Atina ile uzlaşmaya râzı oluncaya kadar Türkiye’ye yönelik bütün ABD askeri malzeme satışlarını ve yardımını durdurmaya ikna etmiştir._ABD askeri yardımı 1984’te 715 milyon dolarla zirve yapmıştır. _1991 Körfez Savaşı, ki Ankara için bir felakettir, Washington’la yeni bir sürtüşme dönemi başlatmış, bu süreç öteden beri Türk-Amerikan ilişkisinin altında yatan gerilim kaynaklarını hızla su yüzüne çıkarmıştır. Savaş, Ankara için bir Kürt mülteci krizi yaratmış ve Türkiye’yi çok büyük hayal kırıklığına uğratan bir olay olarak bugüne kadar genişleyip derinleşerek gelen, Irak Kürtlerinin de facto özerkliği sürecini başlatmıştır. Aponun teslimi de ilişkileri ısıtamamış. İkili ilişkiler, 2003’te Türk parlamentosunun, Irak’ın işgali için Türk topraklarının Amerika Birleşik Devletleri tarafından kullanılmasına izin vermeyen kararıyla büyük bir şoka uğramıştır. _Osmanlıcılık, İslami fikirler ile Batılı Aydınlanma fikirlerini sentezlemeye yönelik bilinçli bir çabayı temsil ediyordu. _Pan-İslamizmin doğuşu Sultan II. Abdülhamid, imparatorluğun geniş Müslüman kesiminin bütünlüğünü koruyabilmek için Pan İslamizm ideolojisine yönelerek, Müslüman dünyanın tahtının Batılı imansızların tehdidi altında olduğunu belirten ve Müslümanları Hıristiyan Avrupalı işgalci düşmanlara karşı birlik olmaya çağıran kapsamlı bir ferman yayınladı. _Bugün Müslüman dünya hâlâ bir lider arayışındadır. Mevcut liderlik boşluğunun ışığı altında Türkiye giderek daha fazla itibar edilen, bağımsız ve başarılı bir Müslüman ses olarak daha dikkatle dinlenmektedir. _Türkiye’ye tarihteki yedi büyük dünya imparatorluğundan birinin mirasçısı. _Davutoğlu’na göre, Rusya ve Çin yönetiminde Orta Asya bölgesinin güvenlik ve kalkınmasına çalışan Şangay İşbirliği Örgütü’ne üye olmaya çalışmak Türkiye’nin tamamen yararınadır. _Abd, Türkiye’ye yönelik bir numaralı tehdit olarak sıralanmıştır; bunu Yunanistan, Ermenistan ve İsrail takip etmektedir. -Buna rağmen, kriz zamanlarında (deprem, iç savaş vb.) Türkiye’nin en çok güvenebileceği ülkeler sıralamasında ABD ilk sırada yer almıştır. _Marksist-Leninist terör; aşırı sağ milliyetçi terör (ülkücüler); etnik Kürt terör (PKK) ve radikal İslamcı terör _Demokrasiye bağlı olsa da, koruma rolü, geçmişte orduyu ideolojik tehditler karşısında müdahalede bulunmaya zorlamıştır _Henry barkey:(Cia): Türk ordusu amerikaya güvenmiyor ve kendi başına ıraka girip terör yuvalarını dağıtmak istiyor. __ ___ *********** _MEDENİYETLER ÇATIŞMASI_(Samuel P. Huntington) _Erdoğan, Atatürk’ün kurduğu ulus-devlet’e dayalı Türkiye’yi yıkıp, yerine İslami renkli yeni bir devlet kurmak istiyor. Amerikan çıkarları için bu desteklenmelidir. 1996 _Atatürkçü çizgide laik, çağdaş ve demokratik bir Türkiye, amerikan çıkarlarına aykırıdır. Yeniden osmanlıcı-islamcı köklerine sarılmış bir türkiye’nin ise amerikan çıkarlarına uygun olacaktır. _Huntington, islam ülkelerine diyor ki: Demokrasi, eşitlik, laiklik, insan hakları, kadın hakları gibi değerler emperyalist batının değerlerdir. Siz İslam medeniyetindensiniz ve bunlara inanmanıza gerek yok. _Türkiye kemalizmi reddederek İslamcı kimliğine dönmelidir. Türkiye laik olduğu sürece islamın lideri olamaz. Atatürk çok yanlış yapmıştır çünkü islam medeniyetine sırt çevirerek türkiyenin yüzünü batıya çevirdi ve demokratikleştirdi. _Amerika, “ötekileştirilmiş ülkelere” ihtiyaç duymaktadır, ancak laiklik, çağdaşlık, demokrasi gibi batı’nın değerlerine (evrensel değerlere) sahip atatürkçü bir Türkiye “ötekileştirilmiş bir ülke” olmayacağından abd’nin medeniyetler çatışması kuramında işe yaramayacaktır. _Dünyadaki medeniyetler: 1- Batı medeniyeti 2- Latin 3- İslam 4- Çin 5- Hindu 6- Ortodoks 7- Japon 8- Afrika. Bir ülke hangi medeniyete aittir? 5 kriteri var. Üyelik, yalnızlık, merkeziyet, bölünmüşlük, kararsızlık. _Türkiye tek başına kalmış. Ne batı ne doğu ne İslam. Bölünmüş ve kararsız bir ülke. Türkiyenin sorunu kimlik sorunsalı. _İdeolojiler öldü ve din kaynaklı medeniyetler çağı geri döndü. Soğuk savaşın görece basit iki kutupluluğunun yerini çok kutuplu, çok medeniyetli bir dünyanın çok daha karmaşık ilişkileri alıyor. _Kemalizm, demokratikleşme ve batılılaşmadır. Halka rağmen halkın iyiliği için yapılan dramatik bir yenileşmedir. Türk devrimi toplumsal talepten değil asker elitin isteğiyle yapıldı. _Türkiye kendisini yeniden tanımladığı taktirde ne olur? Türkiye bir noktada Batı dünyasına üyelik için yalvarıp duran bir dilenci olarak oynadığı hüsran verici ve aşağılayıcı rolden vazgeçip, Batının temel islami muhatabı ve düşmanı olarak oynadığı çok daha etkileyici ve onurlu tarihsel rolü yeniden üstlenmeye hazır hale gelebilir. _Kemal, Büyük Petro’ya öykünerek dinsel gelenekselciliğin bir simgesi olduğu gerekçesiyle fesi yasakladı. Halkı şapka giymeye teşvik etti. Türkçenin Arap harfleriyle değil, Latin harfleriyle yazılmasını kararlaştırdı. Bu reform, latin harfleriyle okuma yazma öğrenen yeni kuşakların engin bir geleneksel literatüre erişmesini imkansızlaştırdı _İslamın en baştan itibaren kılıç dini olup, askeri erdemleri yücelttiği savı ileri sürülmektedir. İslam “savaşçı Bedevi göçebe kabileleri” arasında doğdu ve bu şiddete dayalı köken islamın kuruluşuna damgasını vurdu. Muhammed’in kendisi çetin bir savaşçı ve becerikli bir komutan olarak anılır. Bu ne İsa için ne de Buda için söylenebilir. İslamın öğretileri, öne sürüldüğü üzere, inançsızlara karşı savaşmayı buyurur… _İslam dünyada istikrarsızlığın kaynağıdır çünkü, baskın bir merkezden yoksundur. _James Payne şu sonuca ulaşır; “islam ile militarizm arasında çok kesin bir biçimde bir bağlantı mevcuttur _İslamın sınırları kanlıdır, dolayısıyla iç kısımları da öyle. – İslamın sınırları dahilinde nereye bakacak olsanız, müslümanların komşularıyla barış içinde yaşamada sorunlar yaşadığını görürsünüz. _Din barıştan ziyade hem milletler arasında hem de aynı millet içinde savaşlara neden olabilmektedir. _Orta Doğu dışında, medeniyetlerin kimliği, milli-devlet kimliğine nazaran çok daha zayıf hissedilmektedir. Bugün Avrupa'da yaşayanların çoğu kendisini Hristiyanlık medeniyetinin bir üyesi olarak değil, öncelikle bir Alman, bir İtalyan ya da büyük ihtimalle Avrupalı olarak görmektedir. _Pop kültürünün ve tüketim mallarının bütün dünyaya yayılmasının Batı medeniyetinin bir başarısı olarak gösterilmesi, Batı kültürünü önemsizleştirmektedir. Batı medeniyetinin özü ‘Magna Carta’dır (1215). _ Batı için ‘evrenselcilik’ anlamına gelen, diğer medeniyetler için ’emperyalizm’ anlamına gelir. – Komünizmin çöküşüyle, Batının “demokratik liberalizm” ideolojisi küresel bir zafer kazandı…Batı ve özellikle de bir “misyoner ulus” olagelen ABD, Batılı olmayan halkların kendilerini, Batının değerleri olarak kabul edilen demokrasi, serbest piyasa, sınırlı hükümet, insan hakları, bireycilik, ve hukuk devleti değerlerine teslim etmeleri gerektiğine ve kendi kurumlarında bu değerleri gerçekleştirmeleri gerektiğine inanır. _Modern fikirleri ve değerleri teorik olarak reddetmek mümkündür. Ama bu reddi insanların hayatlarına ölçü yapmak çok zordur. Bunu yapmak için birisinin toplumun tamamını ele geçirmesi ve modern'e karşı olan dini, herkes için zorunlu hale getirmesi gerekir. _Arap, Türk ve İran toplumlarında entelektüellerin yeri çok önemli olmalıdır. Bu toplumların politik ve kültürel görüşlerini ortaya koyacak, sorulara cevap verecek, Avrupa Birliği ile arada köprü oluşturacak, bilgi akışını sağlayacak entelektüellere ihtiyaç vardır. _Terörizm, hoşgörüsüzlüğün canice ortaya çıkışıdır.. _Samuel Huntington (1927 - 2008) Amerikalı siyaset bilimci. Yeni Türkiyenin yaratıcısı. Erbakan tarafından görüşleri savunulmuştur. ___________________________________ Emre Kongar - Huntington eleştirisi _Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra, Fukuyama'nın "Tarihin, yani ideolojilerin sonu geldi, artık, liberalizm her yerde ve herşeye egemen" anlayışı idi. Huntington, Fukuyama'nın bıraktığı yerden alıyor ve 21. yüzyılın din ağırlıklı bir uygarlıklar çatışması ile belirleneceğini söylüyor. Önce Çin uygarlığını ve özellikle İslam'ı Batı'nın karşısına yeni "düşmanlar" olarak dikiyor. Bu yolla, "Batıyı diri tutabilmek için" çöken Sovyetlerin yerine yeni düşmanlar tanımlıyor. Bunu yaparken de, karşısına aldığı toplumlara "Batı uygarlığı aslında evrensel değildir, emperyalisttir. Siz bizden farklısınız ve bunda haklısınız!" diyor ve kendisinden farklı olan dünyayı, argoda tam ifadesini bulan bir deyimle, "gaza getirerek" bütünüyle dışlıyor. _Huntingtona göre :Eskiden insanlara "Hangi taraftansın?" diye sorarlardı. Şimdi "Kimsin" diyorlar. Ülkeler, mensup bulundukları uygarlığın lider devletleri etrafında gruplaşmaktadırlar. uygarlıklar arası nüfuz alanları dikkatle çizilmeli ve bu alanlara titizlikle riayet edilmelidir. Rusya, Slav-Ortodoks ve Batı uygarlıkları arasında bölünmüştür. Türkiye, İslam ve Batı uygarlıkları arasında bölünmüştür. Güney Afrika, Batı ve Afrika uygarlıkları arasında bölünmüştür _ Sosyal psikolojinin en basit kuralına göre, "farklılık" duygusu, yani "onlar" ifadesi, "biz" duygusunun zorunlu besleyicisidir. Huntington, "batı dışındaki uygarlıkları" "farklı" ilan ederek, ve zaman içinde, ne kadar modernleşirlerse modernleşsinler, bu farklılıklarını koruyacaklarını söyleyerek, Batı uygarlığı ile insanlığın geri kalan kısmı arasına kesin bir "ayrımcı çizgi" çizmektedir Huntington'a göre, batı uygarlığı dışındaki ülkelerin hangi yolla olursa olsun, "batılılaşması" olanaksızdır. _ Huntington'a göre, Batı uygarlığı dışındaki ülkelerin batılılaşmaya ve modernleşmeye (çağdaşlaşmaya) karşı üç tepkisi oluşuyor: Birinci tepki reddiyecilik. Hem modernleşmenin hem de batılılaşmanın yadsınması biçiminde gelişiyor. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Japonya bunun klasik örneği. İkinci tepki Kemalizm. Hem çağdaşlamanın hem batılılaşmanın kabul edilmesi biçiminde ortaya çıkıyor. Örnek Türkiye. Üçüncü tepki reformculuk. Çağdaşlaşmanın kabulü fakat, batılılaşmanın yadsınması biçiminde oluşuyor. Klasik örnek Mısırda Mehmet Ali Paşa, Çin'de Ch'ing hanedanının son yılları ve 1870-1920 arası Osmanlı İmparatorluğu. _Türkiye, artık İslam aleminin lideri olabilir. Bu öneriyi okuyunca insanın aklına hemen, "Huntington Türkiye'yi neden bu kadar çok seviyor? " sorusu geliyor. __Kuzeyden gelen büyük tehlikeye karşı Türkiye'nin bir siper olarak Batı için yararı kalmamıştır. Artık, Körfez savaşında olduğu gibi, güneyden gelen daha küçük tehditler için olası bir müttefiktir. Yani, Sovyetlerin çökmesinden sonra Türkiye, Batı için ancak Ortadoğu petrolleri konusundaki bekçilik açısından önemlidir. _Huntington, kültürleri birbirine benzer ülkelerin ittifak yapacağını söylerken çok basit bir gerçeği, uluslararası ilişkilerde, çıkarların, her türlü duygunun önüne geçtiği gerçeğini gözardı etmiş. Niçin 21. yüzyıl, bu ilkenin değişmesine ve "kültürel kimlik" adı altında son derece muğlak bir ölçütün, ulusal çıkarların, özellikle de ekonomik ulusal çıkarların önüne geçmesine neden olsun? _"Kültürleşme" ve "Kültürlenme"_ Birbirleri ile temasta olan uygarlıklar ya da kültürler, zamanla kaçınılmaz olarak birbirlerini etkiler ve birbirlerinden etkilenirler. Böylece gittikçe birbirlerine benzemeye başlarlar. _Çölde, elindeki bilgisayarla, sakat bir din ve yanlış bir Allah anlayışına dayalı olarak kellesini keseceği insanları izleyen, deve üstündeki bedevi, modern midir? _belli bir teknolojik düzeyin, zorunlu toplumsal ve kültürel değişmeleri de birlikte getirdiği ve bu "birörnekleştirici" etkinin tüm kültürleri birbirine yaklaştırdığı da ayrı bir gerçek. Türkiye acaba şu anda hem kültür hem de uygarlık olarak, yani hem yerel hem de evrensel olarak Suudi Arabistan'a ya da İran'a mı daha yakın, yoksa, Batıya mı? _Atatürk, hem Türkiye'ye hem de insanlığa, Hitler faşizmi ya da Stalin komünizmi gibi tarihsel bir parantez değil, tarihin akışını yakalamış bir devrimcinin, insanlığın gelişme sürecine uygun atılım uygulamalarını getirmiş bir devrimcidir. _________________________ _Abraham Foxman- amerikanın en büyük yahudi örgütünün başkanı. siyonist hareket temsilcisi. 1997de amerikada fetullah ile görüştü gülenin amerikadaki destekçisidir. Gazeteci sabahattin önkibar'a göre akp kurulurken başbakan erdoğan’la cumhurbaşkanı gül’ün gizlice buluşup desteklerini aldıkları yahudi önderi. 2001 yılında yapılan bu gizli görüşmeyi öğrenip o zaman ankara temsilciliğini yaptığım star gazetesinde yazınca kıyamet kopmuş ve tayyip bey bizi o gün defterinden silmişti. _Richard Perle (karanlıklar şövalyesi) cıa ajanı, neocon, radikal Yahudi. BOP’un kurucusu. _Morton abromovist_ AKP’nin 1 numaralı kurucusu Abramowitz, gülene yeşil kart verdiren Yahudi. Erdoğan, erbakan'ın yerini almalıdır. Erdoğan daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı’yken, 1994 yılında, onu keşfeden kişidir. _2011 “Gerçek Tayyip Erdoğan” “kadife eldiven giydirilmiş demir bir yumruk”. “sıfır sorunlu” bir dönem inşa etmeyi telaffuz ederken, kendisini “birdenbire” yanan Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerinin iç ilişkilerine müdahale ederken buldu. Erdoğan İsrail karşıtı görünüyor ma israili korumak için konuşlandıracağımız füze savunma süstemine onay veriyor, libyanın parçalanması için destek veriyor. _Wikileks: Erdoğan ve AKP’li yöneticiler vizyonsuz. Analitik derinlikten yoksun. Erdoğan zayıf istihbarata ve medya dezenformasyonuna bel bağlamış. Dar dünya görüşü ve Sünni kimliği ile halkla ilişkilerinde sorumsuz davranıyor. Kendisinin Sünni görüşlü önyargılara ve duygusal tepkilere kapılmaları, birleştirici ve pratik iç/dış politikalar geliştirmelerini engelliyor. ________
·
994 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.