Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bunun gibi, makine, işçi ile kapitalist arasındaki ilişkiyi biçimsel olarak kuran sözleşmeyi de kökünden değiştirir. Meta mübadelesi temelinde yapılan ilk varsayım, kapitalist ile işçinin birbirlerinin karşısına özgür kişiler olarak, biri para ve üretim aracı sahibi, diğeri emek gücü sahibi olan bağımsız meta sahipleri olarak çıktıklarıydı. Ne var ki, sermaye şimdi söz sahibi olmayanları ya da yarı söz sahibi olanları satın alır. İşçi, daha önce, üzerinde biçimsel açıdan özgür bir kimse olarak tasarrufta bulunduğu kendi emek gücünü satıyordu. Şimdi, karısını ve çocuğunu satıyor. Köle tüccarı oluyor.[130] � Cinsel aşk, ancak ezilen sınıflar içinde, yani günümüzde, pro­letarya içinde, kadınla kurulan ilişkilerin gerçek kuralı olabilir ve ancak proletarya içinde durum böyledir; bu ilişkiler toplum tara­fından ister onaylansın, ister onaylanmasın. Ama burada, klasik tek-eşliliğin bütün temelleri yıkılmıştır. Proletaryada, tek-eşlilik ve erkek üstünlüğünün, kendisinin korunması ve mirasçılara geçmesi için kurulmuş olduğu hiçbir mülkiyet bulunmaz; öyleyse, bu sınıf­ta, erkek üstünlüğünü yararlı hale getirmek için hiçbir uyarıcı yok­ tur. Üstelik, hatta bunu sağlamak için gerekli araçlar bile eksiktir; bu üstünlüğünü koruyan burjuva hukuku, yalnızca mülk sahipleri ve onların proleterlerle olan ilişkileri için mevcuttur; tuzluya oturur; öyleyse, para yokluğundan, işçinin karısı karşısındaki durumunda hiçbir geçerliliğe sahip değildir. İşçinin, karısı karşısındaki duru­munda, koşullara göre, bambaşka kişisel ve toplumsal ilişkiler hü­küm sürer. Ve üstelik, büyük sanayi, kadını evden kopararak emek pazarına ve fabrikaya gönderdiği, ve onu çoğunlukla ailenin desteği durumuna getirdiğinden beri, proleterin evinde, erkek üstünlü­ğünün son kalıntısı da temelini yitirmiş oldu –belki, tek-eşlilikle birlikte töreye girmiş bulunan, kadınlara karşı bir kabalık artıgı ha­riç. Böylece, Tanrının dünyevi ve uhrevi tüm kayrasına karşın ve hatta eşler arasında en tutkulu aşk ve en kesin bağlılık da olsa, pro­leter ailesi, artık terimin gerçek anlamında tek-eşli biçiminde bir aile değidir. Bundan ötürü tek-eşliliğin ayrılmaz yoldaşları: hétaïrisme ve eşaldatma, proleter aile içinde ancak ve her zaman çok silik bir rol oynar; kadın, boşanma hakkını gerçekte yeniden elde etmiştir; eğer birbirine dayanamaz bir duruma gelinirse, ayrılmak yeğ tutu­lur. Sözün kısası, proletarya evliliği, sözcüğün etimolojik ( kaynağa değin) anlamında tek-eşli biçimindedir, ama tarihsel anlamında, asla tek-eşli biçiminde değildir.
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.