Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_Düşler, bilinçaltına giden kraliyet yoludur. Freud _Düşlerde akıl hastalarının yaşadıklarını yaşarız. Wundt _Deli, uyanık bir düş görendir. Düşler bize, gizli doğamızı göstermek ve ne olduğumuzu değil, eğer başka bicimde yetiştirilseydik ne olabileceğimizi ortaya koymak için vardır. Kant _Düşte insanın gerçek karakteri ortaya çıkar. Düşler, kısa süreli çılgınlık, çılgınlık da, uzun bir düştür. Schopenhauer _İyi insanlar, başkalarının uyanıkken yaptıklarını yalnızca düşünde görenlerdir. Platon _Aristo Bize düşlerin tanrılar tarafından gönderilmediğini ve Şeytani olduğunu çünkü doğanın İlahi değil şeytani olduğunu söylemiştir. Aristo düşleri akıl ile ondan öncekiler ilahi olarak yorumlamış. _Karın bölgesinin bilinci, bizden saklanan karanlık bir kıta mı? _Herhangi bir kişi, düşlerindeki davranışları uyanıkken gösterse deli olarak kabul edilirdi. _Yanılsama kuramı: Doğada bir at görürüz, yaklaşınca inek olduğunu, daha da yaklaşınca insan olduğunu görürüz. Düşte de böyle... _Düşünen ile düş göreni ayırt etmek gerekir. _Histeri, unutulmuş yaralanmalardan ibaretti. _Dirençleri yenmek ve direnç altına ışık tutarak özü açığa çıkarmak. _En şiddetli bicimde uyanık olan ruhsal etkinlikler en derin bicimde uyuyan etkinliklerdir. _Bilinçdışının kaynağı, enerjisini içgüdülerden alan arzulardır. _İlkel insanlar düşlerin, tanrıların mesajları olduklarını kesin gerçek saymışlardı. _Wundt, düşleri, “sinirsel uyarılmaya bağlı olanlar” ve “çağrışımlara bağlı olanlar” diye iki ana sınıfı ayırırlar. _Terleyen insan rüyasında ataş üzerinde yürüdüğünü görür_ _Uykunun belli bir döneminde beynin davranışında değişiklikler olduğu ve düşlerin bu donemde görulduğu, bu kitabın yazıldığı tarihten 50 yıl sonra kanıtlanmıştır. _Düş mü bizi başka diyarlara götürür yoksa başka diyarları mı getirir. _Schiller, bir duşunce cok onemsiz ya da cok garip gelebilir ama kendisinden sonra gelen bir başka duşunceyi onemli kılıyor olabilir ve başka duşuncelerle bağlantı icinde cok etkin bir halkaya donuşebilir. _Çişini yapamazsa öleceği öğretilen çocuk trafik sıkışınca da aynı boğuntuyu yaşar. Zihinsel öğelerin birbiriyle zincirleme bağlantıları vardır. _Bazı duyu izlenimleri aklı sakinleştirmek icin gerekli bile olabilir. Değirmenci, değirmeninin takırtılarını duyduğu surece uyuyabilir. _Bağırsak ağrısı çamurlu bataklıkları, baş ağrısı evin örümceklerle kaplandığını, nefes alev saçan ocak, pipo penis, kürk kasık kılları, kadının kalçaları 2 evin birleşimini, küçük yol ise vajinayın kayganlığnı temsil edilir. _Düşlerin kaynakları: _1) Dış uyarılmalar_ Uykuda bile ruhun beden dışı dunya ile surekli bir ilişki icinde bulunduğunun kanıtıdır. Her gürültü kendine uyan bir duş imgesini uyarır. Bir gokgurultusu bizi bir savaşın ortasına goturebilir; bir horozun oluşu bir adamın dehşet cığlığına donuşebilir; bir kapı gıcırtısı hırsızlara ilişkin bir duşu uretebilir. ayağımızla yatağın kenarını itiyorsak kendimizi korkunc bir ucurumun kıyısında dikiliyor ayaklarında bir sıcak su şişesi ile yatarken duşunde Etna Dağına tırmandığını, kafasında yara olan adam Kızılderililer tarafından kafaderisinin yüzüldüğünü görmüş,__Uyuyana bilerek bir duyusal uyaran verilebilir deneyi. Tüyle burnunu gıdıkladılar, yüzüne işkenceyle maske geçiriyorlar. Sıcak ütü yaklaştırıldı evinde yanan kömürlerde yürüttüklerini.. Çalar saat bana rüyada tabakları düşüren garsonu, kilise çanını, devlerin masada gürültülü şekilde dişlerin vurarak çiğnedikleri ise koşan atın nal sesleri… _2) İç uyarılmalar_ Gözleri ağrıyorken uyuyunca rüyasnda çok küçük harfli bir şeyler okuduğunu .. _3) Organsal bedensel uyaranlar_ Aristo hastalıkların düşte kendilerini belli ettiklerini sölemiş. Kalp ve akciğer hastalıklarında anksiyete duşlerinin...Yunanlılarda, hastaların duş kahinleri vardı. Hasta, Apollon tapınağına girer, orada ceşitli torenlere katılır, kutsal sularla yıkanarak, masajla ve tutsulerle arınır ve sonra da bir coşku icinde, kurban edilmiş bir kocun derisi uzerine uzanırdı. Orada uyur ve hastalığının carelerini duşunde gorurdu. Hipokrat düşlerin sağaltma işlevinden bahsetmiş. Akciğer hastalıkları cekenler, boğulma, soluk yollarını kapayarak karabasanları deneysel olarak uyarmayı başardığına…Kol ya da bacak, duşte, bir hayvan ya da canavar olarak ortaya cıkabilir _Düşlerin özellikleri_ Düşler, yer ve zamandan bağımsızlığıdır. Düşlerde akıl devre dışı bırakılır, olanaksız şeyleri kabul ederler. Mantıksızlık, tutarsızlık ya da saçmalık içermeyen hiçbir düş yoktur. Bir düş, ruhsal, duygusal ve zihinsel bir anarşidir. Düşlerde ruh, ruhsal bir otomata dönüşür. Gerçek hayatta insanın kendini tanrı sanması, nevrotik bir düşi deliliktir. Düşlerde ilkel dünyaların izlerini görebileceğimiz söylenir. Düşte tüm mucizevi olaylara inanırız. 3+3=20 eder. Kralız, uçarız, ölülerin dirildiğine, taşın konuştuğuna vs inanırız. Düşlerin 10da 9u saçmadır. En anlamsız nesneler bir araya gelir. Unutulmuş olaylar, yanılsamalar birleşerek canlanır. Düşlerde çağrışımlar serbest güreş yapıyor gibidir. Düş goren, delilerin, katillerin ve onların kurbanlarının, cücelerin ve devlerin, şeytanlann ve meleklerin rolunu oynayan bir aktördur. Gündelik korkularımızı bize en korkunç bicimlerde gösterirler. Zihinsel yaşamın ruhani düzeye yukselmesi, bu sozler yalnızca mistikler ve dinciler tarafından yinelenmektedir. Ünlü mistikler insan sozkonusu olduğunda metafiziğe giden yolların, düş lerden gectiğini bildirir. _Düş görme, “Muzik bilmeyen bir adamın piyanonun başına geçmesine benzetilir. _Düşler, boğulmuş duşuncelerin boşaltılmasıdır. Düş görülemezse düşünceler birikecek ve baskı yapacaktır. Düşler beyin için emniyet sübabıdır. Zamanın iyileştirici etkisi de kısmen buna dayanmaktadır.” _Düşler uyandıktan sonra neden unutulur?_ Düşler parçalıdır ve erirler. Yeniden gorulen duşler de gozlemlenmiştir. Ruhsal küremizde, gökyüzündeki bulutlar gibi uçuşan düş yapıları, rüzgarın ilk üflemesiyle dağılırlar.” Duşler, tıpkı yıldızların parıltısının güneş ışığına teslim olması gibi yeni gunun izlenimleri onunde kenara cekilirler. _Düşlerde ahlak_ Düşte ahlak yoktur ve kayıtsızlık her şeyin uzerinde egemenlik surer. Uyanıkken dehşete kapılacağı eylemleri rüyada sakince yapar. _Ahlaksız denen düşler, yaşamın yasakladığı şeylerin tohumlarının düşlerde yeşermesidir. Engisizasyon mah. “Eğer bir kişi duşunde kufur sayılacak şeyler gördüğünden soz ederse engizitorler, bunu, onun yaşamında araştırma fırsatını kacırmazlar, cünkü bir adamın gündüzün uğraştığı şey gece geri gelme alışkanlığı gosterir.” _Unutulan sözleri düşlerde açığa çıkar. Çocukluk da düşlerin kaynağını oluşturur. _Bir olay bilinçaltında kalırsa düşlerde açığa çıkar onun için taze acılar değil eski olayları düşlerde daha çok görürüz._Düşlerde ayrıntılar, tesadüfler, değersiz olaylar, dikkat edilmemiş sözler daha sık görülür. Bir acı olay değil de olayın yanındaki yaralı yüz mesela. Düşlerin bir bölümü yaşantımızla hiç ilintili değildir ama kaynağı nedir? _Hipermnezik duşler vardır. _Düşler hazımsızlıktan ileri gelir, kurama göre düş bir uyku bozukluğudur. Düşlerin nedenlerini ruhbilimin mi yoksa fizyolojinin mi alanına girer. _Düşlerle akıl hastalıkları arasındaki ilişki_Düşlerle psikozlar arasındaki içsel bağlantılar, onların temelde akraba olduğunu gösteren benzerliklerdir. Bir gözlemde deliliğin dehşet verici bir düşten kaynaklandığını… Akıl hastaları normale dönse bile düşte hala hastalık belirtileri devam eder. Düşteki hızlı düşünce parçacıkları ve psikozlardaki düşünce uçuşmalarında tam bir zaman duygusu yitimi vardır. _Düş yorumlama yöntemi_ Her düşün bir anlamı vardır. Aristoteles bu bağlamda en iyi duş yorumcusunun benzerlikleri en iyi kavrayan kişi olduğuna değiniyor. Şifre çözmek önemli.. _Uykudan önce uzandığımız zaman baskıladığımız istençdışı düşünceler açığa çıkar. Bu gevşemeyi yorgunluk sanırız. Bu yolla istençdışı” düşünceler “istençli; düşüncelere dönüşür. _____________ Düşlerin Yorumu 2 _Bir erkek cinsel organı simgesi olarak Şapka_ _Bir şapkanın bir erkek olması gerektiği belki garip gelebilir. Rüyasında önü dik ve iki yanı sarkık şapka giyen bir kadın, sokaktaki subaylara: 'Hiçbiriniz bana hiçbir zarar veremez!’ diye düşünmüş. O şapka onun tatmin edici ve koruyucu bir erkeğe ait olduğunu simgeliyor. Kadın, bir süre sessiz kaldı ve sonra kocasının testislerinden birinin ötekinden daha sarkık olmasının ne anlama geldiğini ve bunun tüm erkeklerde aynı olup olmadığını sorma cesaretini buldu. Böylece şapkanın dikkate değer ayrıntısı açıklandı ve yorum onun tarafından kabul edildi. Öteki daha az saydam olgular beni bir şapkanın aynı zamanda kadın cinsel organları yerine de gecip gecemeyeceğini düşünmeye yöneltti. _Ruh cözümleme yönlemine getirilmiş pek cok karşı cıkış arasında bana en garip geleni ve belki de en cahilcesi denebilecek olanı, düşlerde ve bilinçdışında simgeciliğin varlığına duyulan kuşkudur. _Bir düşünceyi görsel bir imgeye dönüştürme sürecinde düş görenler tarafından özel bir yetenek ortaya konur ve bir cözümleyici kendi tahminleriyle onu izlemede nadiren eşittir. Bu nedenle eğer düş görenin -temsilin yaratıcısının- sezgisel algısı onların anlamını acıklayabilirse bu ona büyük doyum verir. _Şapkadaki eğri bir tüy (iktidarsız) bir erkeği simgelediği bir duş bildirir. _Cinsel birleşmenin simgesi olarak Çiğnemek_ _Annesi kendi kendine gitmek zorunda olduğu icin küçüğünü dışarı yollamıştı. Büyük kız, annesiyle bir trene binmiş ve küçüğünü dosdoğru rayların üzerinde yürürken görmüş; öyle ki çiğnenmesi kaçınılmazmış. Kemiklerinin kırılışını işitmiş. Sonra vagonun penceresinden parçalar arkadan görülmez mi diye anlamak için bakınmış. Sonra da annesine ufaklığı tek başına göndermiş olduğu için söylenmiş. _Yorumu : Annesi onu akıl hastanesinden alıp götürmüştü ve doktor istasyonda ortaya cıkıp ona ayrılık armağanı olarak bir buket cicek vermişti. Annesinin bu yönelişe tanık olması cok uygunsuz olmuştu. Demek ki annesi bu noktada onun bir aşk olayını engelleyen bir figür olarak betimlendi ve bu, gerceklen bu ciddi hanımın hastanın genç kızlığında oynadığı roldu. Bir sonraki cağrışımı "parcalar arkadan görünmez mi diye anlamak icin bakındı" cümlesiyle ilişkiliydi. Düşün cephesi kuşkusuz insanı ezilmiş ve ciğnenmiş küçük kızının parcalarını düşünmeye yöneltiyordu. _Kız, babasını banyoda çıplak olarak arkadan görmüş olduğunu anımsadı ve bir erkeğin cinsel organlarının arkadan bile görülebildiği ama bir kadınınkinin görülemediğine vurgu yaptı. Annesinin kendisinden sanki cinsel organları yokmuş gibi yaşamasını beklemesine sitem etti ve aynı sitemin düşün acılış cümlesinde ifade edildiğine işaret etti: "annesi kendi kendine gitmek zorunda olduğu icin küçüğünü dışarı yollamıştı". İmgeleminde "sokaklarda kendi başına gitmek" bir erkeği olmamak, hiçbir cinsel ilişkisi olmamak anlamına geliyordu.Tüm anlattıkları bir kız çocuğuyken babasının kendisini yeğlemesi yüzünden annesinin kıskançlığından acı çekmiş olduğunu göstermişti. Aynı gece görulen ve düş görenin kendisini oğlan kardeşiyle özdeşleştirdiği bir başka düşle gösterildi. Aslında oğlansı bir kızmış ve sıklıkla kendisine bir oğlan çocuğu olması gerektiği soylenmiş. Oğlan kardeşiyle bu özdeşleşme, "ufaklık"ın bir cinsel organı anlamına geldiğini özellikle belirgin kıldı. Annesi oğlanı (ya da kızı) iğdiş etmekle tehdit ediyordu ki bu yalnızca kızın penisiyle oynaması uzerine verilecek bir ceza olabilirdi; boylece özdeşleşme kızın kendisinin de çocukken masturbasyon yapmış olduğunu kanıtlıyordu. İkinci duş kızların iğdiş edilmiş oğlanlar olduğu bicimindeki bebeksi cinsel kuramı anıştırıyordu. Boylece ilk düşte ufaklığı (cinsel organı) dışarı yollamak da iğdiş edilme tehdidi ile ilişkiliydi. Annesinden en son yakınması kendisini bir oğlan olarak doğurmamış olması nedeniyleydi. _Bugüne dek düş sorununu çözmek icin yapılmış her girişim, onların bizim belleğimizde bulunan görünür içerikleriyle ilgilenmiştir. Biz, düşlerin gürünür içerikleriyle, soruşturmamızın sonuçları arasına yeni bir ruhsal malzeme sınıfı katmış bulunuyoruz. Yani onların gizli içeriklerini ya da bizim yöntemimizle ulaşılan ‘düş düşünceleri’ni. Bir düşün anlamını bulup çıkarmamızı sağlayan şey onun görünür içeriği değil, düş düşünceleridir. Böylece önümüze daha önce hiç var olmamış yeni bir görev çıkmış oluyor: Yani, düşlerin görünür içerikleriyle gizli düş düşünceleri arasındaki ilişkileri araştırmak ve ikinciyi birinciye dönüştüren süreçlerin izini surmek gorevi. Düş düşünceleri, onları öğrenir öğrenmez kavranabilir. Öte yandan düş-iceriği sanki resim yazısıyla ifade edilmiştir ve harflerinin tek tek düş düşünceleri diline dönüştürülmesi gerekir. Eğer bu harfleri simgesel ilişkileri yerine resimsel değerlerine gore okuyacak olursak yanlışa düşeceğimiz kesindir. Varsayın ki onumde bir resimli bilmece var. Çatısında bir sandal bulunan bir ev, alfabenin tek bir harfi, kafası koparılmış koşan bir adam. Şimdi zıtlıkların bolluğu karşısında yanlış yöne saptırılmam ve resmin saçma olduğunu bildirmem olasıdır. Ama bu resim bilmecesi hakkında ayrı ayrı her oğeyi temsil edilebilecek bir sozcukle değiştirirsek varabiliriz. Bu bicimde bir araya getirilecek sözcukler, artık sacma değil son derece güzel ve anlamlı bir şiir parcası oluşturabilir. Bir düş bu tür bir resim bilmecesidir ve düş yorumu alanındaki öncülerimiz bilmeceyi bir resim kompozisyonu gibi ele alma yanlışına düşmüşlerdir; bu yüzden de düşler onlara sacma ve değersiz gibi gelmiştir. _Düş içeriğini düş düşünceleriyle karşılaştıran birinin acık olarak göreceği ilk şey büyük ölcüde bir yoğunlaştırma işleminin gercekleştirilmiş olduğu olacaktır. Düşler, düş düşüncelerinin kapsamı ve zenginliğine kıyasla kısa, verimsiz ve özetlenmiş şeylerdir. Düş yazılacak olsa belki de yarım sayfaya sığabilir. Düşün altındaki düş düşüncelerini ortaya koyan cozumleme ise altı, sekiz hatta oniki kat fazla yer tutabilir. Yorum işi daha ileri götürülecek olursa düşün gerisine gizlenmiş daha başka düşünceler de ortaya cıkabilir. Bir düşün tümüyle yorumlandığından hicbir zaman emin olunamayacağını gösterme olanağım olmuştu. O halde yoğunlaştırmanın miktarını belirlemenin olanaksız olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz. _Cok sık olarak tum gece boyunca pek cok düş gördüğümüz ve gördüklerimizin coğunu unutmuş olduğumuz izlenimine kapılırızve eğer tümünü anımsayabilseydik o da düş düşünceleri kadar kapsamlı olurdu. Düş-işlemi sırasında yoğunlaştırmanın olduğu hipotezi, düşlerin unutulma olasılığından etkilenmez; cünkü bu hipotezin doğruluğu, akılda tutulmuş olan her bir düş parcacığına ilişkin duşuncenin miktarı ile kanıtlanmıştır. Düşün yitik parcalarının akılda kalmış düş parcalarıyla zaten ulaşmış olduğumuz duşuncelerle ilişkili olduğunu varsaymamızın hicbir haklı nedeni yoktur. _İnsan tüm olgularda bu yeni bağlantıların, yalnızca daha önce bir başka yoldan düş düşüncelerine bağlanmış düşünceler arasında kurulduğundan emin olabilir. Yeni bağlantılar, sanki ana hatlan ayrılıp tekrar birleşen tren yolları ya da kısa devreler gibi oteki daha derin birleştirici yolların varlığı sayesinde mümkün olmaktadır. _Düşlerin oluşumunun bir yoğunlaştırma sürecine dayanması, tartışma gütürmeyen bir gercek olarak kalmaktadır. Düşün, düş düşüncelerinin sadık bir cevirisi ya da noktası noktasına izdüşümü olmadığına; onların ileri derecede eksik ve boluk porcuk bir anlatımı olduğu sonucuna varabiliriz. Bu gürüş en uygunsuz goruştur. Ama onu geçici bir başlangıç noktası olarak alabilir. 17 _İdrar simgeciliği_ _Küçük oğlan, kendisine kulak verilmediğini görerek giderek daha yüksek sesle çığlık atmaktadır. O, dadısının uyanıp kendisine yardım etmesi konusunda ne denli buyurucu bir bicimde diretirse, düşün her şeyin yolunda olduğu ve kadın için uyanmaya hiç de gerek bulunmadığı yolundaki güvencesi o denli diretken olmaktadır. İşeyen çocuğun ürettiği su dereciği giderek daha olağanüstü boyutlara ulaşmıştır. Bir kayık yuzecek kadar genişlemiştir; ama bunu bir gondol, bir yelkenli ve sonunda bir şilep izlemektedir. _Saçma düşler_ _Düşlerin saçmalığı, düşlerin değerini yadsıyanlara, onları azalmış ve parçalı bir zihinsel etkinliğin anlamsız ürünü saymaları lehinde temel kanıtlarından birini sağlamıştı. Saçmalık yalnızca görünümdedir ve düşün anlamı daha yakından incelenir incelenmez ortadan kaybolur._”Ölmüş olan babasını kaza yaparken, başı sıkışıp ezilirken, sol kaşının üzerinde dikey yönde bir yarayla yatakta yalarken görmüş.” Babası sorunları nedeniyle sıkıntıya düşse elleriyle alnının iki yanını, sanki başı çok genişmiş de onu sıkıştırmak istiyormuş gibi bastırma alışkanlığındaydı. Ne zaman düşünceli olsa alnında derin bir kırışık oluşurmuş. Bu kırışıklığın düşte bir yarayla yer değiştirmiş. Düş gören küçük kızının bir fotoğrafını cekmişti. Ancak fotoğraf camı parmaklarının arasından kaymıştı ve onu yerden aldığında uzerinde kucuk kızın alnında dikey olarak kaşına dek uzanan bir catlak görmüştü… _Binalar, merdivenler ve havalandırma bacalarıyla temsil edilen cinsel organlar_ _Kişilerle temsil edilen erkek organı ve manzaralarla temsil edilen kadın organı_
·
574 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.