(...) Yiyilmiş, ancak ne sindirilebilen ne de kusulabilen bir yemek, bir tuhaf karıncalanma. Müthiş bir hareketlenme isteği ancak müthiş bir olduğu yere çakılı kalma durumu. Ne başlanılabilen, başlanıldı mı da sonu getirilemeyen cümleler dizgisi. Bir süre, uzun bir süre hazmedilecek -belki de edilemeyecek- bir kitap.
Şimdi, bir süre başka kitaplarda olmak, ıssız bir aidiyetsizlikte olmakla eşdeğer olacak.
Sözler değil, eylem. Cesare, Cesaret. 21. Uyku...