Kitabım geneline hâkim olarak liberal demokrasi ile ele alınan meselelerin ilişkisi söz konusu. Liberal demokrasinin ön gördüğü temel prensipler ile bireyi ve toplumu ilgilendiren güncel sorunlar ve geleceğe dönük vizyonlar tartışılıyor. Küresel gündemini gezegenin tamamında etkili olan ve geleceği şekillendirerek meselelerden ve bireyin iç dünyasını ilgilendiren meseleler de ele alınmış. Buna örnek olarak terörizm ve liberal demokrasi krizi örnek veriyor. Liberalizmin itibarını kaybetmesi, biyoteknoloji ve bilgi teknolojilerinin kaynaşması kısa süre sonra milyonlarca insanı iş dünyasının dışına itebileceği ve dijital diktatörlükler tehlikesi güncel zorluklar olarak anlatılmış. Liberal düşüncenin tarihsel süreci ve devletlerin bununla ilişkisi irdelenmiş. Toplumların hızla sürüp giden teknolojik devrime hazır olmadıklarını söylüyor yazar. Teknolojik devrimle ekolojiyi bozan biyoteknoloji ile geri dönüşü olmayabilir bir süreçle kendi zihnini tehlikeye atmakta olduğunu vurguluyor. Bir vizyon çiziyor Harari geleceğe dair. İnsanlığın gelmiş olduğu neticeden bahsediyor kitabın genelinde. Bunu yaparken oldukça değerli tespitlerde bulunuyor. Milliyet din toplumsal bir çok farklı değer mekanizmalarının mesele ekonomi ve ya bomba yapmak olduğunda ütün toplumların tek bir medeniyet olması gibi. bu bana küreselleşmenin sadece nesnel maddi varlıklarla değil bir zihinsel sürecin de işin içinde olduğunu ve gelecekte bu tek medeniyet meselesinin gerçekleşeceği hissini uyandırdı. Kitaptaki her bir ders içinde yaşadığımız tarihi olaylardan örneklerle bugünün geleceğe olan etkisini ele almış. Özellikle göç meselesini 4 maddede tartışma açmış ve bizim gibi geçiş pozisyonunda ve sürekli göçmen alan bir ülke için bu tartışma hayati önem taşıyor. Burada kültürcü savların eksikliğine değinilmiş. Ülkemizde bu denli derinlemesine, göç ve mülteci sorunu tartışılmıyor. Sadece bu kitapta dile getirilen teorik tarışma ile bile bir göç bakanlığı kurulup politika üretilebilir. “Demokratik mekanizma hangi sonuca varırsa varsın iki temel nokta akıldan çıkmamalı. Birincisi, herhangi bir hükümetin bu konuda isteksiz yerli haklı büyük ölçekli bir göç akımına maruz bırakması yanlış olur. Göçü benimsemek zorlu ve uzun soluklu bir süreç ve göçmenlerin entegrasyonunu başarıyla sağlamak için yerel halkın desteğine ve işbirliğine ihtiyacınız var. İkincisi, vatandaşlar göçe karşı gelme hakkına sahip olsalar da yabancılara karşı yükümlülükleri bulunduğunu idrak etmeliler.” Bu bölümü okuduğumda içinde bulunduğumuz şartların ve ülkedeki yıllardır süregelen tartışmaların temel sebeplerini anlamaya daha çok yaklaştım. Her şey gelişi güzel ve birden bire yaşanıyor toplumumuzda. Terör, din, tanrı, laiklik gibi içinde yaşadığımız dünyanın temel siyasi fenomenlerini de kitapta görüyoruz. Özellikle içeriği oluşturan, fundumentalist manevi değerler bütünü bir çok terör örgütünü siyasi yapıların kendileri dışında kalan guruplar üzerindeki mezalimin temellerini bu bölümlerde incelemiş. Kitabı giriş gelişme ve sonuç olarak bölmek mümkün son bölümde özellikle geleceğe dair bugünden yapılan işler, ve yapılması gerekenler üzerine önermeler var. Gelecekte bizi algoritmaların yöneteceğini ve kendimizle ilgili gerçeği gözlemleyemeyeceğimizi söylüyor ve şimdi işe koyulursak hala geç olmadığını vurguluyor.

21. Yüzyıl İçin 21 DersYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 20187,6bin okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İsmail Doğan